Karı-koca ilişkisi yaşanmadan ayrılanın mehir durumu
6 aydır evli olan bir çift boşanıyor. Bu esnada adamın durumundan dolayı hiç karı-koca ilişkisi yaşanmamış, yaşanamamış. Nikâhta ise mehir olarak 150 gr altın sözü verilmiş. Cinsel ilişkinin olmaması mehri etkiler mi? Kadın bu altının tamamını alabilir mi, hakkı mıdır?
Soru: İsmi mahfuz bir okuyucu tarafından soruldu. Kategori: Soru - Cevap
*******
Evlilikte mehre hak kazanmak için eşlerin cinsî yakınlıkta bulunması şart değildir. Cinsî yakınlık kurmaya uygun bir ortamda başbaşa kalınması (halvet-i sahiha) da cinsî ilişki kurma anlamındadır ve erkek, kadına mehrin tamamını vermeye mecburdur.
Erkeğin, nikâhta kararlaştırılan mehir miktarını kabul etmeme durumu söz konusu olursa, nikâh şahitlerinin şahadetine müracaat edilip onların hatırlatması ile mehrin alınması temin edilir.
Eğer eşler hiç başbaşa kalmamış olsalardı, o takdirde erkeğin kadına, mehrin yarısını vermesi gerekirdi.
***
Hangi hallerde mehrin tamamının verilmesi gerekir?
Şu üç durumda, mehrin tamamını vermek kocaya farz olur:
1. Cinsî yakınlık kurulmuşsa: Nikâh akdinden sonra cinsel birleşme meydana gelmişse, hemen ardından boşanma olsa bile mehrin tamamını vermek kocanın borcudur. Eğer mehrin tamamı daha önce verilmişse, cinsel birleşmeden sonra meydana gelen boşanmada koca geriye hiçbir şey almaz, alamaz.
Bu hakkı Kur’an-ı Kerim şöyle bildiriyor: “Hanımınızı boşayıp başka biriyle evlenmek isterseniz, evvelki hanımınıza yükler dolusu mehir vermiş olsanız bile, ondan hiçbir şeyi geri almayın.” [Nisâ suresi, 20]
2. Halvet-i sahîha meydana gelmişse: Nikâh akdi yaptıran kadın ile erkek, cinsel birleşmelerine dinî veya tabiî bir engel yokken, tenha bir yerde baş başa kalırlarsa halvet-i sahiha meydana gelmiş olur.
Dinî engel; eşlerden birinin veya ikisinin Ramazan orucu tutuyor olması, ihramlı bulunması, kadının hayızlı veya lohusalık hâli cinsel birleşmeye dinî birer engel olduğu için, halvet-i sahihanın meydana gelmesine de engeldir.
Tabiî engel; eşlerden birinin veya her ikisinin küçük olması, cinsel birleşmeye güç yetiremeyecek kadar hasta olması, eşlerin yanında üçüncü bir şahsın bulunması cinsel birleşmeye tabiî birer engel olduğu için, halvet-i sahihanın meydana gelmesine de engeldir.
Mehir mevzuunda halvet-i sahiha, cinsel birleşme hükmündedir. Eşler eğer halvet-i sahihadan sonra boşanmışsa, koca mehrin tamamını vermek zorundadır. Eğer mehrin hepsini vermişse, verdiği mehirden hiçbir şeyi geri almaz.
Kur’an-ı Hakîm buyurur ki: “Verdiğiniz mehri hanımlarınızdan nasıl geri alırsınız ki, siz birbirinize o kadar yakın oldunuz, karı koca olarak o kadar hukukunuz geçti ve onlar nikâh sırasında sizden, haklarını koruyup gözetmeniz hususunda kuvvetli bir ahit almıştı.” [Nisâ suresi, 21]
3. Erkek ölmüşse: Nikâhtan sonra eğer erkek ölürse, kadın mehrin tamamını almaya hak kazanır. Burada cinsel birleşmenin veya halvet-i sahihanın meydana gelip gelmediğine de bakılmaz. Şayet mehir belirlenmemişse, kadın mehr-i misil alır.
***
Hangi durumda mehrin yarısı verilir?
Mehrin belirlenmesi şartıyla, nikâhtan sonra, cinsel birleşme veya halvet-i sahiha olmadan evlilik sona ererse, kadın, belirlenen mehrin yarısını almaya hak kazanır. Bu durumda eşler boşanma sebebine göre hareket edebilirler. Eğer boşanmaya sebep erkekse, erkek mehrin hiç olmazsa yarısını vermeden kadını serbest bırakamaz.
Eğer boşanmayı kadın istiyor ve boşanma karşılığında mehrinden vazgeçeceğini de bildiriyorsa, ancak bu durumda kadına mehir verilmez.
Delili şu âyettir: “Eğer onları daha temas etmeden boşar da, onlar için bir mehir takdir etmiş olursanız, o halde mehrin yarısını vermek gerekir. Eğer kadın kendi hakkından vazgeçer ve mehri bağışlarsa veya nikâhı elinde bulunduran erkek tamamını verirse o başkadır. Sizin mehrin tamamını vermeniz ise takvâya daha yakındır. Aranızda fazileti ihmal etmeyin. Muhakkak ki Allah yaptıklarınızı hakkıyla görür.” [Bakara suresi, 237]
***
Hangi durumda mehir yerine hediye verilir?
Mehrin miktarı belirlenmeden nikâh kıyılmış, ancak cinsel birleşme veya halvet-i sahiha öncesinde ayrılık (boşama) olmuşsa, bu durumda kadına uygun bir hediye verilir.
Delil şu âyettir: “Kadınlarınızı, daha kendilerine temas etmeden ve bir mehir takdir etmeden boşamanızda bir günah yoktur. Ancak onları, gönüllerini alacak bir şeyle (hediye ile) faydalandırın. Zengin olanın gücü yettiğince, fakir olanın da haline göre, iyilikle bir şeyler vermesi gerekir. Bu, başkalarının hukukuna riayet edip iyilik yapmak isteyenler üzerine bir haktır.” [Bakara suresi, 236]
***
Hangi durumlarda mehir verilmez?
1) Sahih olmayan bir nikâh akdi yapılır ve cinsel birleşme olmadan ayrılık meydana gelirse mehir vermek gerekmez. Meselâ;
- Nikâhı kıyılan eşlerden birisinin bulunmadığı,
- Bulunmayan eşin şahitlerden birisine ya da nikâhta hazır bulunan birisine vekâlet verip vermediği bilinmediği,
- Şahidin bulunmadığı veya şahitlik şartlarını haiz olmayan birisinin şahitliğini yaptığı,
- Eşlerden birisinin açık ve anlaşılır biçimde ‘evet’ demediği veya ‘hayır’ dediği nikâhlar sahih nikâh değildir.
Böyle sahih olmayan nikâhlar erkeğe mehir mes’uliyeti getirmez. Keza, sözlülük ve nişanlılık da mehir mes’uliyeti getirmez.
2) Sahih bir nikâh akdi yapılmış olsa da, cinsel birleşme veya halvet-i sahihadan önce kadının fiiliyle veya isteğiyle ayrılık meydana gelirse mehir verilmez.