Aydın'ın Kuşadası ilçesinde Yaylaköy Camii'nin yanlış olan kıblesi 49 yıl sonra düzeltildi.

Linkteki haberi okumanı isterim hocam. http://m.star.com.tr/yasam/caminin-kiblesinin-yanlis-oldugu-49-yil-sonra-fark-edildi-haber-1276331/

Bu kılınan namazlar ne olacak, yeniden mi kılınacak?

Soru: İsmi bizde mahfuz bir okuyucu tarafından yazıldı. Kategori: Soru – Cevap

*******

Selamün aleyküm.

İslâm âlim ve astronomlarınca, Kıble’nin tayin ve tesbitinde, Kâbe'nin bulunduğu noktadan 45 derece sağa veya sola oluşabilecek hatalar, Kıble’den sapma sayılmaz.

Söz konusu camiin sapma derecesi de 45’tir. Dolayısiyle bu güne kadar o caminin Kıble’sine göre kılınan namazlar sahihtir, iade edilmeleri gerekmez.

Ancak sapma derecesi 45’ten daha fazla olması halinde, “Namazda Kıble’ye yönelme şartı” yerine getirilmemiş olacağından tekrar kılınmaları icap eder. Yoksa mükelleflerin üzerlerinde borç olarak kalır.

***

Gazetedeki haberde, ismi geçen camiin yenileneceği belirtilmiş.

İsabetli bir karar… Zira cami çok önemli bir yapı, tarihî-kadîm bir eser mahiyetinde değilse, -ki öyle olduğu anlaşılıyor- bu nevi yanlışlıklarda en doğrusu, binayı yıkıp Kıble’sini düzelttikten sonra yeniden yapmaktır.

Ancak bina hakikaten kadîm/eski ve değerli bir yapı ise, Mecelle hukukumuzun "Kadîm kıdemi üzere terk olunur" düsturu gereğince olduğu gibi bırakılır. Sadece içinde namaz kılarken gerekli tedbir alınıp Kıble yönü tesbit edilir, gelen cemaat da uygun yollarla uyarılır. Mesela İstanbul’da “Küçük Ayasofya Camii” gibi… Hoş, “Büyük Ayasofya Camii” de öyle, ama orada maalesef imamı da tayin edilmesine rağmen henüz namaz kılmaya müsaade edilmiyor.

İstanbul'un tarihî selâtîn camilerinde mesela Süleymaniye, Yavuz Sultan Selim, Sultanahmet, Fatih… ve Edirne Selimiye’de çok küçük açı farkıyla Kıble tesbiti doğru yapılmış. Beyazıt camiinin Kıblesi ise tam isabet! Zira nazarî (teorik) olarak değil, keşfen (görerek) tayin edilmiş bir Kıble. Hikâyesi hemen herkesçe mâruf ve meşhurdur, ayrıca anlatmaya gerek olduğunu zannetmiyorum. Ama gene de kısaca bahsedebiliriz. Şöyle ki:

Evliya Çelebi’nin (r.aleyh) naklettiği bilgilere göre, Bayezid Camii’ni İstanbul camileri içinde eşsiz kılan en önemli özelliği, bu camiden sonra inşa edilen bütün camilerin Kıble ayarlamalarının Bayezid Camii esas alınarak yapılmış olmasıdır. Evliya Çelebi merhum Seyahatname’sinde, mevzu ile ilgili olarak şunları kaydetmiştir:

”Bu caminin temeline başlandığında Mimarbaşı (Mimar Hayreddin, Mimar Kemaleddin ya da Yakupşah bin Sultanşah rahmetullahi aleyhim)

- ‘Sultanım! Mihrabı nice koyalım?’ diye sorunca, Sultan Bâyezîd-i Velî hazretleri, 

- ‘Ayağım üzere bas’ der. Sultanın ayağı üzere basınca, Kâbe-i Şerif‘i gören mimar, hemen Bayezid Hân’ın ayağına yüz sürüp, ilk olarak caminin mihrabını yapar.

İstanbul’da Beyazıt Camii yapılana kadar Kıble tayininde; Mesâcid-i Evvel denilen, İstanbul’da Kâbe’ye en yakın cami olan “Akbıyık Mescidi” esas alınırdı. Ama Sultan Bâyezîd Hân’ın bu kerametinden sonra ise, İstanbul’da yapılan bütün camilerin Kıble tayini Beyazıt Camii esas alınarak yapılmaya başlandı.

Ayrıca Frenk memleketlerinde yıldızlar ilmini bilen gayrimüslimler, vakitlerini ve yön gösteren aletlerini Bâyezîd Han Camii’nden düzeltirler…”

Cümle kapısında Şeyh Hamdullah Efendi tarafından yazılmış bulunan kitabeye göre, 1501-1506 yılları arasında beş yılda tamamlanan Bâyezid Camii’nde ilk namazı Sultan Bâyezîd-i Velî (k.s.) bizzat kıldırmıştır.

Bunun sebebi ise şöyle anlatılır:

“Sultan Bâyazîd Hân’ın,

- ‘İkindi namazının sünnetini terk etmeyen camiyi açsın’ talebi üzerine kimseden ses çıkmayınca; Sultan, 

- ‘Elhamdülillah ben hiç  terk etmedim’ diyerek, caminin açılışını yapmış ve ilk namazı da yine kendisi kıldırmıştır…”

***

Ankara Hacıbayram Camii'nin Kıblesi güneydoğuya olması gerekirken biraz daha güneye kayarak 27 derecelik sapma ile Mekke yerine Mısır'ın başkenti Kahire'ye yönelmiş. Yine son dönemlerde mahalle aralarına yapılan camilerden bazılarında da -maalesef- büyük sapmalar olduğu müşahede ediliyor. Farkına varıldığında da düzeltme yönüne gidiliyor.

Ankara Kocatepe, Adana Sabancı gibi yeni yapılan büyük camilerde, Kıble tesbitinde yüzde 100 isabet kaydedilmiş.

Eski yapılardaki -küçük de olsa- söz konusu sapmaları ise, gelişen teknoloji ve değişen hassas Kıble tayin ve tesbit usûllerindeki farlılıklarla izah edebiliriz.


Go to top