Hocam selamun aleyküm, yakınımda meydana gelen ve dikkatimi çeken bir olay nedeniyle bir sorum olacak: geçerli bir sebep yokken haksız yere hanımını boşayan kimse hakkındaki İslami hüküm nedir? Tşk ederim. Allaha emanet olun

******* 

Ve aleyküm selam…

Değerli kardeşim;

Bilmemiz gerekir ki yüce dinimiz İslâm, boşanmaya giden yolu uzatmış, eşlerin prensip olarak ilk defa birbirleriyle anlaşma ve uzlaşma zemini aramalarını teşvik etmiştir. Bu bakımdan Kur'ân-ı Kerim'de erkeklerle kadınların iyi geçinmeleri emrolunmuştur.

Saadet ve sevgi karşılıklı fedâkârlıklarla oluşur ve karşılıklı teslimiyetle devam eder. Erkek kadının bazı özelliklerini beğenmeyebilir, fakat bunları asla bir geçimsizlik vesilesi yapmamalıdır. Zira kadında, kendisinin hiçbir zaman sahip olamayacağı ve de hoşuna giden huylar da bulunabilir. [Bkz. Nisa suresi, 4/19]

Allah Teâlâ´nın boşanmayı helal kılması, Müslümanların, aşırı geçimsizlik sonucunda doğan büyük sıkıntılardan kurtulmalarını mümkün kılmak içindir. Talâka izin verilmiş olması, isteyenin keyfine göre istediği zaman karısını boşayabileceği anlamına gelmez. Evlilik ilişkilerinde doğan problemlere karşı Allah´a tevekkül edilerek sabredilmesi tavsiye edilmektedir.

Eşler arasında geçimsizlik türlü sebeplerden çıkabilir. Karı-koca bu geçimsizliği önce kendi aralarında gidermeye çalışmalıdırlar. Eğer başarıya ulaşılamazsa iki tarafın ailelerinden birer hakeme baş vururlar. Âlimlerin çoğunluğuna göre karı-koca, anlaşmazlık büyüdüğünde hâkime başvururlar. Hâkim de onların aralarını bulması için bu işe layık iki hakem tayin eder. Âyet-i Kerime'de; "Hakemler eğer barıştırmak isterlerse, Allah eşlerin aralarını bulur, düzeltir." [Bkz. Nisa suresi, 35] buyurulmaktadır. Hakemler bütün gayretlerine rağmen barışmayı sağlayamazlarsa, talak yani boşanma safhaları başlar.

Görülüyor ki, boşanma bir zaruretin, kaçınılmaz bir durumun neticesinde mubah kılınmış, Kur'ân-ı Kerim'de "Kadınlar size itaat ederlerse, aleyhlerine bir yol aramayın." [Bkz. Nisa suresi, 34] buyurularak zarûretsiz boşama yasaklanmıştır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de; "Evleniniz, fakat boşamayınız. Çünkü Allah zevke düşkün erkeklerle zevkine düşkün kadınları sevmez." [Aclûnî, Keşfu'1-Hafâ, I, 304] buyurmuştur. Yine Efendimiz (s.a.v.),  "Allah teâlâ'ya, helal kıldığı şeylerin en sevimsizi talaktır." [İbn Mâce, Sünen, Nikâh 1; Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, VII, 322; Hakim, el-Müstedrek, II, 196] buyurmuştur.

Boşama zaruret haline gelince de işi uzatmak anlamsız ve tehlikelidir. Çünkü eşler arasındaki karşılıklı sevgi ve saygı kalkıp aralarını düzeltme imkânı ve ihtimali kalmayınca karşımıza şu yollar çıkar.

a) Nefret ve geçimsizliğe rağmen evliliğin devamında ısrar...

b) Evlilik hukuken mevcut olduğu halde, eşleri muvakkaten ayırmak

Bu yolların ikisi de aile saadetini sağlamaktan uzak olduğu gibi aynı zamanda eşlerin hayatını zindana çevirecek yollardır. Neticeyi şu şekilde özetlemek mümkündür.

1. Eşler birbirleri için çekilmez bir yük haline geldikleri zaman talaka baş vurmak mübahtır.

2. Eğer kadın, sözleri ve fiilleriyle kocasını ve başkalarını incitmeyi, âdet haline getirmişse veya namazını kılmıyorsa kocasının onu boşaması müstehabdır. Nitekim İbn Mes'ud (r.a.) "Kadının mehri üzerimde bir borç olarak Allah'ın huzuruna varmam, benim için namaz kılmayan bir kadınla birlikte yaşamamdan daha hayırlıdır" der.

3. Erkeğin erkeklik organını kaybetmek veya cinsi kudretini yitirmek gibi evlilik hayatını devam ettirme imkânından mahrum kalması halinde, karısı boşanmak isterse, karısını boşaması, erkeğin üzerine vâcib olur.

4. Sebepsiz olarak boşamak ise, mekruhtur. Nitekim yukarıda geçen "Allah Teâlâ'ya helâl kıldığı şeylerin en sevimsiz olanı talaktır." hadis-i şerifi de bunu ifade etmektedir. Çünkü bir şeyi Allah Teala’nın sevmeyip, ona buğz ettiği halde haram olmayışı, o fiilin mekruh olduğunu ortaya koyar.

"Helal"  kelimesi  haramın  zıddıdır  ve  vâcib,  mendup, mekruh,  farz tabirleri  de bu kelimenin şumûlüne (kapsamı içerisine) girmektedir. Bu kelime, bu hadis-i şerifte mekruh anlamında kullanılmıştır. Çünkü Allah'ın (c.c.) sevmediği bir şeyin helal olması, onun mekruh olduğunu gösterir. Cevaz sınırından farza kadar çıkan, yasak sınırları içerisinden de harama kadar inen talak'ın vâcib, mendup, caiz ve haram çeşitleri yanında bir de mekruh olanı vardır.

Kadı Iyaz (k.s.) hazretlerine göre ise, talak, sebepsiz yere eşlerin menfaatini ortadan kaldırmaktan başka bir şey olmadığından haramdır.

Hanefi ulemasından Kemalüddin b. Hûmâm'a (rh.) göre, bu hadis-i şerif talakın haram değil, helal olduğuna delâlet etmektedir. Ancak bu cevazın dayanağı ihtiyaç ve zarurettir. Böyle bir durum olmadan boşamanın yasak oluşu, "Mubah ve helalin Allah nezdinde en sevimsiz olanı boşamadır.” ve "Allah, zevkine düşkün ve çok boşayan kişilere lânet eder." hadisleri ile sabittir. [Bkz. İbnu'l-Hümâm, Fethu'l-Kâdir, III, 22]

5. Haram olan talak. Bu da “Bid'î talâk" ismi verilen ve sünnî talaka aykırı olarak yapılan boşama şeklidir. Yani kendisiyle daha önce zifâfâ girilmiş bir kadına, hayız hâlinde iken veya temizlenip de cinsî münâsebette bulunduktan sonra veya bir temizlik süresi içinde birden fazla uygulanan talaktır. [Bkz. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları, 8, 333-336]

Anlaşıldığı gibi koca, karısını dilediği gibi boşayamamaktadır. Bunun belirli bir vakitte olması gerekmektedir. Boşanmaya karar veren kimse, karısının hayızdan temizlenmiş olmasına ve temizlik döneminde onunla bir ilişkiye girmemiş bulunmasına dikkat etmek zorundadır. Keza bir temizlik süresi içinde birden fazla boşamada bulunmaması gerekir. Bu çeşit boşama dinen haram kılındığı için, bu yola başvuran koca günahkâr olur; fakat boşama şer’an geçerlidir, fıkhî-hukukî sonuçlarını doğurur.

Velhâsıl; dört hak mezhebin tamamına nazaran; yani Hanefî, Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre bid'î talâkla boşama muteberdir. Ancak, bu yola başvuran kimse İslâm'ın koyduğu esaslara uymadığı için, günaha girmiş olacağından, pişmanlıkla birlikte tevbe ve istiğfar etmesi de lazımdır.

Boşamanın ikinci merhalesi ise boşanmadan sonra başlayan iddet müddetidir. İddet süresi içerisinde ve bitiminde nasıl davranılması gerektiği de şu şekilde bildirilmektedir:

"Boşanan kadınlar iddetlerinin sonuna varınca onları, güzelce nikâhınız altında tutun veya onlardan güzellikle ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi yaptıklarınıza şahit tutun. Şahitliği de, Allah için yapın. Allah´a ve ahiret gününe iman edenlere bununla öğüt verilir. Kim Allah´tan korkarsa, Allah ona bir kurtuluş yolu gösterir.” [Talak suresi, 2]

Uyulması emredilen hükümleri Allah´tan korkarak tam bir samimiyetle uygulayan kimselere, bir kurtuluş bir çıkış yolu gösterileceği ve ummadıkları yerden rızıklandırılacağı haber verilmekte… Ve böylece diğer işlerde ve sıkıntılarda olduğu gibi, evlilik ilişkileri ve boşanma halinde Müslümanlardan, Allah Teâlâ´ya tevekkül ederek hileli yollara yönelmekten kaçınmaları gerektiği anlatılmaktadır.

Go to top