Yani hocam ikindi namazı okunduktan sonra vazife yapacak olursak o içinde bulunğumuz günün değil de ertesi günün vazifesini yapmış oluyorz öyle mi? diyelim ki cumartesi ikindi namazından sonra yaptığımız vazife pazar günün vazifesi öyle mi?
*******
Anlamakta neden zorlandığınızı anlayamıyorum, aklım pek sarmıyor. Herhalde olsa olsa ben anlatmakta yetersiz kalıyorum, diye düşüneceğim ama, öyle de gözükmüyor. Nitekim demişiz ki: "Tasavvufta gün, ikindi ile başlar ertesi günün ikindisiyle biter. Bu zaman zarfında hangi vakitte yaparsan yap, o günün vazifesini yapmış olursun..."
Bu sözün manası: İki ikindi vakti arasında kalan zaman bir ve aynı gün olmuş olmuyor mu? Bunun nesini tekrar soruyorsun ki? Bu ölçüye göre ertesi gün, öbür ikindinin girmesiyledir.
Hadi biraz farklı şekilde açıklamaya çalışalım: Mesela;
- Hatm-i Hâcegân-i Nakşî hangi günler okunuyor? Pazartesi ve Perşembe günleri değil mi?
- Evet...
- Peki Çarşamba günü akşamı toplanan ehl-i zikir İhlâs hatmini neden Hâcegân-ı Nakşî usûlü üzere okuyor? Çünkü o an Perşembe gününün gecesi yaşanıyor da ondan. Ayrıca eğer o gün ikindiden sonra yapılacak olsaydı söz konusu hatim, gene Nakşî usûlü üzere okunacaktı.
- Neden?
- Zira yukarda belirttiğimiz gibi, ikindi ile birlikte ertesi günü yaşamaya başlıyoruz tasavvufî kıstasa/ölçüye göre...
- Perşembe akşamı İhlâs hatmi niçin Kadirî usûlle okunuyor? Çünkü Cuma gününün gecesi yaşanıyor da ondan. Keza o gün ikindiden sonra yapılacak olsaydı İhlâs hatmi, gene Kadirî usûl üzere okunacaktı. Ama ikindiden önce yapılsa idi, Nakşî usûliyle yapılacak idi.
İşte bütün evrâd u ezkârın okunması da bu minval üzeredir.
Umarım anlaşılmıştır.