Tarih kitaplarında Amerika kıt‘asının 1492 yılında Kristof Kolomb tarafından keşfedildiği yazılıdır. Halbuki Türkler, ondan çok önce Amerika’nın mevcudiyetini biliyorlardı. Bu gerçek, 6 Mart 1554 yılında vefat eden meşhur Türk denizcisi Pîrî Reis’in (r.aleyh) “Kitâb-ı Bahriye” isimli eserinde kaydedilmiş ve Amerika’nın Hicrî 870 (Miladî 1465) yılında bulunduğu bildirilmiştir. Nitekim Kanuni Sultan Süleyman Hân’a (rahmetullâhi aleyh) arz olunan eserde, şu mısralar yer almaktadır:
Lodos üstünde bulundu o diyâr
Septe*den dört bin mil uzar
Hangi tarihte bulundu işbu yer
Anlatayım, tarihçiler bak ne der:
Târih-i hicret bu idi o zaman
Tâ SEKİZ YÜZ YETMİŞ idi tam o an
İşbu tarihte bulundu o zemin
İsmine ANTİLYE dediler hemin
Fakat Pîrî Reis'in (rahmetullâhi aleyh) büyüklüğü, çizdiği iki dünya haritasıyla, ancak 20’nci yüzyılın ikinci yarısında anlaşılabildi. 1513 ve 1528 tarihli bu haritalar, ilim dünyasında hâlâ şaşkınlık uyandırmaya devam etmektedir. Amerika’da yapılan çeşitli incelemeler, Pîrî Reis haritalarının hususiyetlerini şöyle ortaya koydu:
"Pîrî Reis kıt‘aları; kıyıları, adaları, dağ sıralarını, ova ve nehirleri son derece doğru çizmiştir. Öyle ki, bu doğruluk, ancak uydulardan ve fezâ vâsıtalarından (uydurma: uzay araçlarından) çekilen fotoğraflarla anlaşılmıştır.
"Haritalarda gösterilen Antartika dağları, 1592 yılına kadar bilinmiyordu. Bu tarihte, ancak ses yansıtıcı cihazlarla keşfedilmişlerdir.
"Grönland’ın tek bir ada olduğu sanılırken, Pîrî Reis, onu üç ada hâlinde göstermiş... Ve uydulardan çekilen fotoğraflar, Grönland’ın gerçekten de üç adadan meydana geldiğini ortaya koymuştur.
"Dünyaya fezâdan bakıldığında, aşağılara doğru gelen kıt‘alarda bir büzülme görülür. Pîrî Reis’in haritalarında da aynı hususiyet mevcuttur.
***
Günümüzde, ancak uydular vâsıtasıyla doğru-dürüst bir dünya haritası çizmek mümkün olabilmişken, Pîrî Reis, hem de 16’ncı yüzyılın ilk çeyreğinde bunu nasıl yapabilmiştir? Batılı bir yazar (Erich Von Daniken), meseleyi îzah edemeyince, şöyle demekten kendini alamamıştır:
"Haritaların çizildiği çağlarda, fezâ gemileri veya uydular olmadığından, hangi usûllerle ve nasıl bu kadar doğru olarak çizildiğini açıklayamamaktayız. Düşünce sınırlarımızı aştığı ve mantık kâidelerine uymadığı için cevap veremiyoruz. Veya bütün cesaretimizi toplayarak, haritaların, bir fezâ gemisinden çekilen fotoğraflardan faydalanmak suretiyle çizildiğini ileri süreceğiz!”
DİPNOT
* Septe: Kuzey Afrika’da Fas’ın kıyı kesiminde Cebel-i Târık’ın karşısında bir şehir. Hâlen İspanyol hâkimiyetinde olup askerî karakol ve serbest liman olarak kullanılmaktadır.