Selamün Aleyküm Hocam. İstibra için tuvalet kağıdını tıkaç olarak tenasül uzvuna takılması tavsiye edilmişti akıntıyı engellesin diye. ama kağıdın ihtiyaç giderirken çıkmadığını fark ettim sanki. Böyle bir şey olabilir mi?

*******

Ve aleyküm selam.

İstibrada vesvese

Bildiğiniz üzere istibra yapma hususunda insanlar muhteliftir, bunun için de çok farklı yöntemler mevcuttur. Hemen herkes kendi durumuna vakıftır. Bazılarının idrar akıntısı hemen kesilir. Bu kişilerin abdestlerini hemen almaları caizdir. Bazılarının akıntıları daha fazla sürer. Bunların istibra yapmaları farzdır. Kanaatimce söz konusu ettiğiniz uygulamaya, olsa olsa istibrada vesvese içinde olanlar ihtiyaç duyabilir. Aksi halde buna gerek yoktur. Ayrıca bu uygulamanın sağlık açısından sakıncaları olacağı / olabileceği de uzmanlar tarafından hatırlatılıyor.

Ancak her şeye rağmen evham yapıp vesveseye düşenlerin yapacakları bir korunma çaresi de, sizin söylediğiniz gibi, bir kâğıt ya da bir pamuk parçasını bükerek tenasül uzvunun dış deliğinden itibaren yarım santim içeri koymaktır. Pamuk ya da kâgıt dış taraftan görülmemelidir. Zira idrar yaşlılığı pamuğun dışarısına çıkacak / belirecek olursa, abdesti bozar. Her idrar yaptıktan sonra kâğıt ya da pamuğun değiştirilmesi gerekir. Bunun tek mahzuru; yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, pamuk veya kâğıt parçasından mikrobik hastalıkların bulaşabileceği hususudur… Veya nadir de olsa -sizde olduğu gibi- bu maddelerin kalıntısının idrar torbasına kaçması sebebeyle çeşitli rahatsızlıklara sebebiyet verebilmesidir. Vesveseli biri değilseniz, böyle bir uygulamaya gerek yok. Hemen bir üroloğa / bevliye uzmanına gidip muayene olunuz, durumunuzu tedkik ettirip gereğini yapınız.

Ve yine uygulanan istibradan sonra iç çamaşıra su serpmek de vesveseyi kıran diğer bir uygulama çeşididir. Böylece hissedilen yaşlılığın serpilen sudan ileri geldiği kanaati hâsıl olur.

***

İstibra nedir, nasıl yapılır?

Bilindiği gibi istibra, küçük abdestten sonra akıntı ve sızıntının kesilmesine denir.

İdrar sızıntısının kesildiğine kalp kanaat getirinceye kadar yapılması gereken istibra farzdır. [M. Zihni Efendi, Nimet-i İslam, s. 43] Şayet kalbi idrarın kesildiğinde kanaat getiriyor ve bu durum kendisinde vesveseye sebebiyet vermiyorsa vâcip… İstibradan sonra birşey çıkmayacağına kat'î bir sûrette emin ise, istibra yapması menduptur.

İstibrayı, istincadan önce yapmak abdest ve namazın sıhhati için gereklidir. Fakat istincadan sonra da yapılır/yapılabilir.

Her insanda, küçük abdestten sonra akıntı olur. Bu akıntı bazı insanlarda çok kısa zamanda kesilirken, bazılarında uzun zaman devam etmektedir. Herkes kendi durumunu daha iyi bildiği-bileceği için, uygun olan, akıntısının sonunu iyice almalı, istincayı sonra yapmalıdır.

İstibrayı tam bitirmeden abdest alınırsa, abdestten sonra gelecek olan akıntı abdesti bozar. Akıntının sonunu almak yani istibrayı tam yapabilmek için, küçük abdestten sonra kalp, damlamanın kesilmesine dâir kanaat getirinceye kadar;

- Yürümek,

- Hareket etmek,

- Öksürmek,

- Ayakları hareket ettirmek,

- Yatmak

- Beklemek ve uzvunu sıvazlamak gibi usûllerden / tedbirlerden birini-ikisini uygulamalıdır.

Kadınlara istibra icap etmez. Bir müddet beklemeleri onlar için kâfidir. Fakat dikkat etmek lazım; eğer abdest aldıktan sonra bir akıntı olursa, abdest bozulur ve abdestsiz namaz kılınmış olur. Uhrevî azabı gerektirir. Zira Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Kabir azabının çoğu (küçük abdestte) idrar sıçrıntısından (ve damlasından sakınmamaktan)dır” [İbn Mâce, Sünen, Taharet, 26; Müslim, Sahih, Tahare, 34] buyurmuşlardır.

***

İstibrasız namaz

Hâsılı, istibra yapmak, kanallarda kalan idrarın boşalmasını sağlamaktır. Bu, idrarda birkaç damla kadardır. Dolayısıyle abdestten önce elbiseye veya bedene değmesinden dolayı namaza engel teşkil etmeyebilir. Fakat iç çamaşıra damlayan idrar, avuciçi büyüklüğünden küçük olursa kılınan namaz caiz olmakla birlikte mekruh olur. Bu ölçüden büyük idrar ise, namazı ifsad eder. [Mehmed Zihni Efendi, Nimet-i İslam, Sönmez Neşriyat, s. 97] O bakımdan elbette damlayan idrarı yıkamak veya kağıt kullanarak damlayı elbiseye bulaştırmamak esastır. Ama idrar damladı, yıkama imkânım da olmadı diye namazı terk etmemelidir.

Küçük abdestten sonra kanallarda kalan sıvı zaten yavaş-yavaş çıkacaktır. Bunun için aşırı bir hoplama - zıplama yapmaya gerek yoktur. Hafif bir yürüyüş, dolaşma yeterlidir. Mesela şöyle kırk - elli adımlık bir gezinti kâfidir. Dolayısiyle istibra yaparken aşırıya kaçmak da hoş değildir. Ama şunu da unutmamak gerekir; eğer istibra yapmadan abdest alıyorsak, o zaman kalan idrar dışarı çıkıp, abdestimizi bozar, kıldığımız namaz sahih olmaz.

Görülüyor ki istibra usûlleri çoktur; kişi, durumuna göre bunlardan kendisine uygun olan birini yapabilir. Eğer evhamlı-vesveseli değilse, tenasül uzvuna pamuk ya da kâğıt gibi bir tıkaç tıkamasına ihtiyaç yoktur.

***

İstibraya dikkat

Müslümanların istibraya çok dikkat etmesi gerekir. Günümüzde maalesef pek çok Müslümanın istibraya dikkat etmedikleri müşahede edilmektedir. Bu sebeple abdestsiz namaz kılanlar bir hayli fazladır. Hatta birçok imam bu duruma lâkayd kaldığı için, kendi namazları sahih olmadığı gibi cemaatin namazını da ifsat ederek büyük bir vebal altına giriyorlar. İdrardan sakınmayıp istibra yapılmadan alınmış bir abdestle imamın arkasında namaza duranların, imama ve cemaate nasıl zarar verdiğini şu hadis-i şerif bize açıkça gösteriyor:

''Rasûlullah (s.a.v) bir sabah namazını kıldırırken şüpheye düşüp yanıldı. Namazı kılınca şöyle buyurdu:  Bir takım kimselere ne oluyor ki, bizimle beraber namaz kılıyorlar da taharetlerini güzel yapmıyorlar. Bize Kur'ân' ı karıştırıp okuyamaz hâle getiren ancak işte onlardır.'' [Nesâi, Sünen, 2’nci cüz, 156]

''Bizim namazımızı karıştıranlar ancak abdestsiz gelen kimselerdir. Her kim namaza gelirse abdestini güzel alsın.'' [Câmiu’s-Sağîr, ‘innemâ’ kelimesi]

Bilmemek özür sayılamıyacağına göre, gönül huzuru ile sahih bir namaz kılmak ve içimizdeki vesveseleri atmak için bu hususa çok dikkat etmemız gerekmektedir.

İstibra yapmayı ilmihal kitablarımız yeterince ele almamaktadır. Bazıları istibrayı kısaca kurulanma olarak tarif etmişler ve bu hususta fazla malumat vermemişlerdir. Halbuki tenasül uzvunu yıkadıktan sonra kurulanmayı, idrar kesilmesini sağlamak için yapılan gayretleri kapsayan istibra ile aynı manaya almak mümkün değildir. [M. Zihni Efendi, a.g.e., Sönmez Neşriyat, s. 42] Çünkü istibra, idrar damlasının sızıntısını kesmek ve gidermektir.

Go to top