s.a muhterem hocam bazıları avlanmak haram diyor sebebi günümüzde et imkanlarının geniş olmasıymış buna binaen fıkıh kitaplarımızda bir bahis olan av hakkında bu kadar basit olarak peşinen haramdır diyebilirmiyiz hürmetlerimle. Murat

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Allah Teâlâ, insanlar için çeşitli hayvanlar yaratmıştır. Bıldırcın, tavşan, balık gibi hayvanların etinden; sansar, porsuk, tilki gibi hayvanların postundan; geyiklerin derisinden; tıpta ve ıtriyatta kullanılmak üzere misk ceylanlarının miskinden; deniz hayvanlarının incisinden, mercanından; filin dişinden istifade etmek için avlamak; kurt, domuz, yılan, fare gibi hayvanları da zararlarını önlemek için, işkence etmeden, mesela yakmadan, suda boğmadan öldürüp yararlanmak caizdir.  

Avcılık yaparken başkalarının mahsûllerine zarar vermemelidir.

Ticaret için olmasa da, sırf balık yiyebilmek için balık tutmak haram veya mekruh değildir, caizdir. Hatta balık yemeye hiç ihtiyacı olmasa bile, sırf üzerindeki stresi atmak için balık avlayıp, tuttuğu balıkları muhtaçlara vermek de caizdir.

Cenab-ı Hakk’ın helâl kıldığı avcılığı gayr-i meşru / haram bir iş gibi göstermek yanlıştır, hatta Allah korusun, hükmü nass’la sabit olan bir helâle haram denildiği için, kişiyi küfre bile düşürür.

Vahşi hayvanları avlamak, mubah bir kazanç yolu ise de, ticaret, ziraat, sanat gibi diğer kazanç yolları bundan daha efdâldir. Sırf eğlence için avcılık hoş değildir. Kalbe sıkıntı verir, hayvanlara karşı şefkat duygularını köreltir, merhamet hissini azaltır.

Bununla birlikte şer’î bakımdan avcılığa, hayvan kesmeye haram veya gayr-i meşrû demek caiz olmaz. Nitekim kasap da hayvanları kesmektedir. Kasabın yaptığı işe vicdansızlık denilebilir mi? Avlanırken, hayvan öldürürken, hayvanlara işkence edilmiyorsa, dinimizin bildirdiği hudutlara riayet ediliyorsa, mesele yok demektir.

Avcılıktüfekle, tuzakla yapıldığı gibi, talim görmüş köpek, tazı, şahin, atmaca, doğan gibi hayvanlarla da yapılır. Talim görmemiş / eğitilip öğretilmemiş hayvanlarla avcılık yapılmaz. Yani hayvanın, avı kendisi için değil, sahibi için avlaması lazımdır. Bir hayvanın talim görmüş olduğu, peşpeşe üç defa tuttuğu avı yemeden sahibine getirmesinden anlaşılır. Atmaca, şahin gibi tırnaklı kuşların ise, bırakıldıktan sonra, çağrıldığı vakit uçup gelmelerinden anlaşılır. Bir köpek avladığı hayvanı yese veya bir atmaca çağırıldığı halde gelmese, böyle hayvanların avladığı hayvan yenmez.

***

Velhâsıl; zevk için olmamak şartı ile her türlü av helâldir, yapılabilir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de,

Size ve yolculara yiyecek olmak üzere, deniz avı ve onu yemek helal kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz müddetçe size haram edilmiştir. Huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun.” [Maide suresi, 96] buyrulmuştur. 

Size her çeşit deniz avı ve yiyeceği, yani yenebilecek şeylerinden yemek, gerek mukim olanların (yolcu olmayanların) ve gerekse seferî’nin / yolcuların yemesi ve istifadesi için her zaman helâl kılındı. Binaenaleyh taze-taze tutar veya kurutur, tuzlar, hazar’da (mukim-yolculuk dışında) veya seferde / yolculukta yer veya ticaret yoluyla faydalanırsınız.

Kara avı da ihramda bulunduğunuz müddetçe size haram kılındı. Dikkate şâyândır ki; kara avında, “ve onu yemek” buyurulmamıştır. Demek ki, ihramda bulunan kimse kara avı avlayamaz ve aynı şekilde hayvan da kesemez. Fakat ihramda bulunmayan bir kimsenin avladığı avdan ve kestiği hayvandan yiyebilir. Ancak, avlanması veya kesilmesi kendisi tarafından emredilmiş veya gösterilmiş olmamalıdır.

Deniz avı ise, başka zaman olduğu gibi, ihramda dahi hem avlanması, hem yemesi mutlak olarak helâldir.

Ve bu hüküm nass’la yani Kur’an’la sabit olduğu için içtihadî hükümlere benzemez, zamanla-mekânla-imkânla değişmez. Usûl-i fıkıh istılâhıyla ifade edecek olursak; nass’larla sabit olan hükümler kat’iyet ifade eder, açtihadî hükümler böyle değildir, onlar zann ifade eder.

Sonuç  

İhtiyaç halinde her iki av da / avlanma da kıyamete kadar mubahtır, caizdir, helâldir.

Lakin yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, ekseriyetle âlimlerimiz avcılık hakkında buyurmuşlardır ki;

Kim zevk ve eğlence için avcılığı âdet haline getirirse, gafil olur. Zira zevk ve eğlence, ölmüş kalpten meydana gelir (oralardan neşv u nemâ bulur). Fakat kim de gıdasını temin için avlanırsa, bu caizdir; zira ashâb-ı kiramdan (r.anhum) da avlananlar olmuştur.” 

 

Go to top