Halis ECE
Mülemma‘, bir beytin mânâ yönünden birbirini tamamlayan iki mısraını iki ayrı dil ile ve kafiyeli olarak söylemektir. Güzelce yapıldığı zaman pek zarif ve nükteli olur.
Ancak okuyanların da bu dili anlamaları gerekir. Zira anlamazlarsa nasıl imrenecek, sanat olduğunu nasıl görüp kabul edecekler?
Maamâfih halk arasında da mülemma‘ tarzı ifadelerin kelâm-ı kibar olarak kullanıldığını; lâkin bunların ekseriya bir kafiyeye feda edilmiş tekerlemelere döndüğünü görürüz. Misâlleri çoktur. İşte bunlardan biri:
“et-Tekrâru ahsen
Velev kâne yüz seksen”
“Yüz seksen defa bile olsa, tekrar etmek iyidir” mealindeki bu söz, besbelli ki medrese talebeleri tarafından, derslerine iyi çalışmak gerektiğini ifade etmek üzere uydurulmuştur. Ancak kafiye, daha sonra onu unutulmaktan kurtarmış ve hatta halkın diline hediye etmiştir.
Şu mülemma‘ı hangi tiryakinin söylediğini bilmiyoruz; ama belli ki iflah olmaz bir sigara tiryakisi imiş:
“el-Kahve bilâ duhân
Ke'n-nevmi bilâ yorgan”
Meali: “Tütünsüz kahve içmek, yorgansız uyku uyumak gibidir.” Sigara müptelalarının çok hoşuna gidecek cinsten bir tekerleme doğrusu. Fakat, yanlışlığı da, maddî-mânevî tehlikesi de münâkaşa edilemeyecek kadar açık. Onun için aman dikkat! diyoruz.
Cenâb-ı Hakk, kahvesiz değil ama, tütünsüz-dumansız, sağlık ve âfiyet üzere tertemiz bir hayat nasip eylesin. (Âmîn.)
KAHVE VE TÜTÜN ÜZERİNE BEYİTLER
Kahvenin yüzü kara, kim demiş içilmez
Gönlü ak, dili tatlı, hatırından geçilmez.
* * *
Kahve-i rû-siyâhım şifâ verir bedene...
Hak lânet etsin tütünü îcâd edene...
N A Z M
Kahvelerim pişti gel
Cezvelerim taştı gel
İyi günüm dostları
Kötü günüm geçti gel
Muallim Nâci