Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, öldürme ve zorbalıktan başka bir yolla idareye sahip olunamayacaktır. Gasp ve cimrilikten başka bir yolla zenginliğe, dinden çıkma ve nefsânî arzulara tâbi olmaktan başka bir yolla da diğer insanların sevgisine (arkadaşlık ve dostluğuna) ulaşılamayacaktır.

“Kim bu zamana kavuşur ve zengin olması mümkün iken fakirliğe, sevgilerini kazanma imkânı varken nefretlerine, azîz (haysiyet ve itibar sahibi) olmaya gücü yeterken zillete sabrederse; Allah o kuluna, beni tasdîk eden elli sıddîk sevâbı verecektir.” (Minhâcü’s-Sâlihîn, 4, 1637, Tahâvî rh. rivâyet etmiştir)
***
Bir başka hadîs-i şerifte de şöyle buyurulmuştur:

• Devlet malı muayyen çevrelerin çıkarı yapıldığı,

• Emânet ganîmet sayıldığı, zekât angarya kabul edildiği,

• İlim, dinden başka bir gâye için tahsil edildiği,

• Kişi karısına itâat edip annesine âsi olduğu,

• Dostunu kendisine yaklaştırıp babasını uzaklaştırdığı,

• Mescitlerde gürültüler başgösterdiği,

• Fâsık kimsenin kabîlenin/toplumun başına geçtiği,

• Aşağılık adamın milletin lideri olduğu,

• Şerrinden korkulduğu için kişiye ikrâmda bulunulduğu,

• Şarkıcı kadınlar ve çalgı âletlerinin yayıldığı,

• Sarhoşluk verici her türlü içkilerin içildiği,

• Ümmetin sonu(nun) öncekileri lânetlediği zaman...

“İşte o zaman (insanlar);

Kızıl bir rüzgâr, zelzele, yere batma, şekil değişimi, taşlanma ve ipi kopan bir tesbîhin tanelerinin birbiri ardınca gitmesi gibi birbirini tâkip eden belâları (kıyâmet alâmetlerini) beklesinler.”
(Tirmizî, Sünen, Fiten, 58)
Go to top