Rüya ve hulm, iyi ya da kötü düşler
Lisanımızda aynen kullanmış olduğumuz Arapça rüya ve hulm kavramları, toplumumuzda ‘düş’ olarak da yaygınlaşmıştır. Fakat genelde görülen güzel düşlere rüya, kötü-çirkin ve korkunç olanlarına da hulm denilmesi âdet olmuştur. Bu sebeple rüya Allah’a izâfe edilirken, hulm şeytana nisbet edilmiş ve hoşlanılmayan kötü ve korkunç rüya şeytandandır denilmiştir. Çünkü şeytan, kötülük timsâlidir. Dolayısiyle kötü düşler, kötü işlerde olduğu gibi mecazen şeytana nisbet edilmiş oluyor. Hakikaten şeytan, insanı doğru yoldan saptırmak için bütün gayretini sarfeder; çünkü onun işi budur, hedefi odur.
Evet, iyi rüya Rahmân’dan, kötü rüya ise şeytandandır. Nitekim Ebû Saîd el-Hudrî’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Nebî (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz hoşuna giden bir rüya görünce, (bilsin ki) o, Allahu Teâla’dandır. Bu sebeple Allâh’a hamdetsin ve o rüyasını anlatsın.”
Gayet tabii ki anlatılması gerekenlere anlatsın, öyle ulu orta herkese değil. Kötü rüyaların ise, anlatılmaması gerektiğine dair rivayetler / tavsiyeler de gelecek. O hususa da dikkat edilmesi icap eder.
Şeytan insana soldan yaklaşıp, gerek uyanıkken gerekse rüyada kötü vesveseler verdiği için, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hususta da şöyle tavsiyede bulunmuştur:
“O (iyi) rüyayı sadece sevdiğine söylesin. Hoşlanmadığı bir rüya görürse o şeytandandır. Onun şerrinden Allah’a sığınsın ve onu hiç kimseye söylemesin. O zaman o rüya kendisine zarar vermez.” [Buhârî, Sahih, Ta’bîr, 3, 46; Müslim, Sahih, Rü’yâ, 3]
Ve yine buyurmuşlardır ki:
“Sâlih rüya –bir rivayete göre güzel rüya– Allah’tandır. Fena rüya da şeytandandır. Kim hoşuna gitmeyen bir rüya görürse, sol tarafına üç defa üflesin (tükürür gibi puh-puh desin) ve şeytandan Allah’a sığınsın. O takdirde o rüya kendisine zarar vermez.” [Buhârî, Sahih, Ta’bîr, 4; Müslim, Sahih, Rü’yâ, 1]
Bir başka rivayet de şöyledir:
“Sizden biriniz hoşlanmadığı bir rüya görünce, sol tarafına üç defa tükürsün; şeytanın şerrinden de üç defa Allah’a sığınsın; yattığı tarafından da öbür yanına dönsün”. [Müslim, Sahih, Rü’yâ, 5]
Kötü rüya gören kimsenin uykusundan uyanınca sol tarafına üç defa üflemesi veya tuh tuh demesi sonra da istiâzede bulunması yani racîm olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınması müstehaptır. Böyle yaparsa kendisine hiçbir zarar gelmez.
Keza kötü rüya gören kimse, uyanınca hangi tarafında yatıyorsa öbür tarafına dönmelidir. Yani solu üzerinde ise sağına, sağı üzerinde ise soluna dönmelidir. Umulur ki, kendisinin döndüğü gibi rüyası da iyiye döner. [Bkz Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi; Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Hadis no: 842-844]
***
N e t i c e
“İyi rüya görüldüğü zaman, bir Fatiha üç İhlâs-ı şerif okuyup Rasûlullah’a (s.a.v.) hediye edilir. (Böylece görülen rüyanın tecelliyatı-sonucu) uzak zamanda gelecekse yakında zuhuruna sebep olur.” [Üstâzımız’dan (k.s.) naklen, Ali Erol, Hatıratım, s. 44]
Kötü rüya hakkında ise Ahbab hocaefendi merhum, üstazımız Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretlerinden kaydettiği notlarında şunları nakleder:
“Korkulu rüya görülürse, kimseye söylenmez. Ehemmiyetli ise üstâza arz edilir. [Lakin] edilmezse daha evlâdır. Rüyaya ehemmiyet vermeyin. Rüyada insanı padişah yaparlar, sabah bakarsın ki, yataktasın’ buyurdular. (Ve devamla):
“Korkulu rüyadan kalkınca sol tarafa üç defa tükürür gibi puh-puh-puh yaptıktan sonra abdest alıp iki rek’at namaz kılınır.
Sonra ‘Eûzü billâhi’s-semîi’l-alîmi mine’ş-şeytani’r-racîm. Rabbi eûzübike min hemezâti’ş-şeyâtîn. Ve eûzü bike Rabbi en yahduruun. Bismillâhillezî lâ yedrru measmihî şey’ün fi’l-ardı velâ fi’s-semâi ve hüve’s-semîu’l-alîm. Bismillâhirrahmânirrahıym. Ve bi-hakkı Bismillâhirrahmânirrahıym. Hüvallâhüllezî lâ ilâhe illâ huu… sonuna kadar okunur.
Ardından üç İhlâs-ı şerif okuyup sadaqallahül azıym diyerek Silsile-i Sâdât’a hediye edilir.
Sonra 11 (onbur) Tekbir, 19 (ondokuz) Cünnetü’l-Esmâ ‘Ferdün Hayyün Qayyûmün Hakemün Adlün Quddûsün aneti’l-vücûhü li’l-hayyi’l-qayyûmu’ okunur.
Sonra ‘Yâ Rabbi, gördüğüm rüyadan yaptığım isyana mukabil gelecek olan zarar ve cezayı af buyur. Buna mukabil mükâfat ver. Hayırlı ise âcilen ızhar eyle, şer ise düşmanlarımıza ver. (Hayrun lenâ şerrun li-a‘dâinâ) der. [Mehmed Aksoy (Ahbab hocaefendi) Gayr-i matbû Notlar, s. 23]
Mevzumuzu, Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin gene bu mevzudaki bir hadis-i şerifleriyle noktalayalım:
“Sizden biriniz rüyasında hoşlanmadığı bir şey gördüğünde, uyanınca şöyle desin: Şu rüyamın şerrinden ve o rüyada gördüğüm dinim ve dünyamla ilgili hoşlanmadığım şeylerin bana isabet etmesinden, Allah’ın meleklerinin ve rasûllerinin sığındığı şekilde ben de Allah’a sığınırım.”
Bu hususta başka me’sûr dualar da vardır. [Meselâ bkz. İbn Hacer el-Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 7, 174-175; Müttekî el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, Hadis no: 41435-41436]
Ancak meselenin hulâsası budur, yukarıda anlatmaya çalıştığımız hususlar, tarif edilen âdap ve usûl bu iş için kâfidir.