- Ayrıntılar
-
Kategori: Muhtelif
-
Gösterim: 3536
Safra taşları safra kesesi içerisinde depolanan sıvı içerisindeki bazı maddelerin çökerek sertleşmesi ile oluşur. Safra vücudun yağların sindiriminde kullandığı bir maddedir. Safra karaciğer tarafından yapılır ve safra kesesi içerisinde depolanır. Yağlı gıdalar mideden onikiparmak barsağına geçtiğinde safra kesesi kasılarak safra kanalı vasıtasıyla safrayı ince barsaklara gönderir. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Koç, safra kesesi taşlarıyla ilgili yazdığı yazıda şu bilgilere yer verdi…
Safra su, kolesterol, bazı yağlar, safra tuzları ve bilirübinin bileşiminden oluşur. Safra tuzları yağı parçalar, bilüribin safraya ve büyük abdeste kahverengimsi rengi veren maddedir.
Normalde sıvı halde olan safra çok fazla kolesterol, safra tuzu veya bilirübin içerir ise bunlar çökerek taş oluştururlar.
Safra taşları kolesterol ve pigment taşları olmak üzere iki tiptir. Kolesterol taşları sarı-yeşil renktedir ve primer olarak kolesterolün sertleşip çökmesi ile oluşur. Tüm safra taşlarının yaklaşık olarak % 80'i bu tip taşlardır. Pigment taşları ise küçük, koyu renkli,bilirübin tarafından oluşturulan taşlardır. Safra taşları bir kum tanesi gibi küçük olabileceği gibi bir pinpon topu büyüklüğüne ulaşabilir. Safra kesesi tek büyük bir taş, çok sayıda küçük taşlar veya bunların çeşitli kombinasyonlarını oluşturabilir.
Safra kesesine ve safrayı ve diğer sindirim enzimlerini karaciğer,safra kesesi ve pankreastan ince barsaklara taşıyan kanallara topluca bilier sistem denir. Safra taşları bu kanallardan herhangi birini tıkayarak normal safra akışını durdurabilirler. Tıkanabilecek bu kanallar safrayı karaciğer dışına taşıyan hepatik kanallar, safra kesesinin kanalı olan sistik kanal veya hepatik ve sistik kanallardan gelen safrayı ince barsaklara taşıyan ana safra kanalı olabilir. Bu kanallarda birikip akamayan safra; safra kesesi, kanallar veya nadiren karaciğer içinde iltahaba yol açabilir. Pankreas kanalı da ana safra kanalı ile birleşerek barsağa açılır. Eğer safra taşı bu kanalı tıkar ise pankreas enzimleri akamaz ve bu kez aşırı ağrılı ve bazen de tehlikeli bir rahatsızlık olan pankreatite yol açabilir. Eğer kanallardan herhangi biri uzun süre tıkalı kalacak olursa safra kesesi, karaciğer ve pankreası etkileyecek oldukca ağır ve bazen ölümcül hasarlar oluşabilir. Bu ciddi problemin belirtiler ateş, sarılık ve devamlı ağrıdır.
Safra Taşlarının Sebepleri Nelerdir?
Kolesterol taşları: Eğer safrada kolesterol ve bilirübin miktarı çok fazla veya safra tuzları çok az ise kolesterol taşları oluşur, safra kesesinin yeterli boşalamaması da diğer bir sebeptir.
Pigment taşları: Pigment taşlarının sebebi tam bilinememektedir. Sirozlu,safra yolları iltihabı olan kişilerde ve orak hücreli anemi gibi ailevi bazı kan hastalıklarında oluşmaktadır. Safrada bilirübin çok arttığında kalsiyum gibi diğer bazı maddelerle bileşim oluşturarak çöker ve siyah safra taşlarını oluşturur.
Safra Taşı Oluşumunda Risk Faktörleri Nelerdir?
Obesite: Şişmanlık özellikle kadınlarda safra kesesi taşı oluşumunun majör risk faktörüdür. Normalden orta derecede daha kilolu olmak bile riski arttırır. Bunun sebebi obesitenin safra içeriğindeki safra tuzları miktarını azaltıp kolesterol artmasına yol açmasıdır. Obesitede ayrıca safra kesesi boşalması da yavaşlamıştır.
Estrojen: Gebelik,hormon tedavisi veya doğum kontrol hapı alımıyla estrojen miktarının artması safradaki kolesterolü arttırmak ve safra kesesi çalışmasını yavaşlatmak yolu ile safra taşı oluşumunu arttırır.
Cinsiyet: Safra taşları kadınlarda daha çok görülür. 20-60 yaş arası kadınlarda erkeklerin iki misli oranında taş görülür.
Yaş: Yaş ilerledikce safra kesesi taşı oluşma oranı artar.
Kolestero düşürücü ilaçlar: Kandaki kolesterol düzeyini düşüren ilaçlar, safrada salgılanan kolesterol miktarını arttırırlar, bu da taş oluşumunu arttırır.
Kan triglserit yüksekliği: Kanda bulunan bir yağ asidi olan trigliserit düzeyi yüksek olan kişilerde safra taşı oluşumu artmıştır.
Diabet: Diabetli hastalarda genellikle trigliserit düzeyi yüksektir, bu da taş oluşum riskini arttırır.
Hızlı kilo kaybı: Hızlı kilo kaybı esnasında vücut yağı metabolize ederken bu durum karaciğerden safra içersine ekstra kolesterol salgılanmasına yol açar, bu da safra taşlarına yol açar.
Açlık: Uzun süreli açlıkta safra kesesi hareketleri yavaşlar bu da, kese içerisinde kolesterol konsantrasyonunun artmasına ve taş oluşumuna yol açar.
Chron hastalığı: Bu hastalık barsakların iltihabi bir hastalığıdır,bu durumda safra asidi metabolizması bozulur, safra içerisinde kolesterolü çözünür halde tutacak yeterli safra asidi oluşturulamaz ve kolesterol çökerek taş oluşturur.
Safra Kesesi Taşlarının Semptomları Nelerdir?
Safra kesesi taşı olanlarda gıdaların sindirimi etkilenir, özellikle yağlı gıda alımında bazı yakınmalar oluşur. Bu yakınmalar:
-Karında şişkinlik
-Karın ağrısı
-Geğirti
-Gaz
-Hazımsızlık gibi rahatsızlıklardır.
Safra taşları sıklıkla 'safra kesesi atağı' denilen ani oluşan semptomlar yaparlar. Bu ataklar genellikle yağlı yemekleri takip eder, gece uyku esnasında başlayabilir. Tipik bir atakta:
- Karın üst kısmında ani oluşan, devamlı, şiddetli bir ağrı vardır, yarım saat ile saatler boyu sürebilir.
- Sırta, orta kısma veya sağ kürek kemiği altına yayılan ağrı olur.
- Bulantı veya kusma olur.
Özellikle terleme, titreme, ateş, sarılık yakınmaları olan hastaların derhal bir doktora başvurmaları gereklidir.
Safra kesesinde taş olan bazı kişilerde ise hiçbir semptom yoktur, bu kişilere 'asemptomatik' ve bunlardaki safra taşlarına da 'sessiz safra kesesi taşları' denir. Bu taşlar hiçbir belirgin yakınma olmadan uzun yıllar sessiz kalabilirler.
Safra Kesesi Taşları Nasıl Teşhis Edilir?
Sessiz safra taşları veya belirgin yakınma yapmayan taşlar başka rahatsızlıkların incelenmesi veya check-up esnasında tesbit edilir. Ancak bazı yakınmalar nedeni ile safra kesesinden şüphelenilir ise ultrasonografi yapılmalıdır. Ultrasonografi vücuda ses dalgaları gönderilerek ve bunların organlardan geri yansımaları bir monitörde değerlendirilerek yapılan bir incelemedir. Safra taşları bu tetkik ile tesbit edilebilir. Ayrıca kolesistografi, kolesintigrafi, tomografi ve emar denilen radyolojik yöntemler gereğinde kullanılabilir. Safra kanalları içerisinde taş olup olmadığını anlamak için MRCP (emar kolanjiopankreatografi) veya ERCP (endoskopik retrograt kolanjiopankreatografi) yapılabilir. Ayrıca kan testleri ile enfeksiyon, tıkanma, pankreatit veya sarılık bulguları tesbit edilebilir.
Safra taşı semptomları kalp krizi, apandisit, ülser, barsak hastalıkları, mide fıtığı, pankreatit ve hepatit ile karışabilir, bu nedenle doğru tanı konması çok önemlidir.
Safra Kesesi Taşlarında Tedavi
Safra kesesi taşlarının tedavisi cerrahidir. Bu amaçla yapılan ameliyata 'kolesistektomi' denir, Safra kesesinin çıkartılması anlamına gelir. Günümüzde yapılan standart ameliyat 'laparoskopik kolesistektomi'dir. Bu ameliyatta karında yapılan 4-5 adet 0.5-1 cm'lik insizyondan cerrahi aletler ve minyatür bir video kamera yerleştirilir. Bu kamera yardımıyla cerrah karın içindeki organ ve dokuları önündeki monitörde büyütülmüş olarak ve yakinen görür. Cerrah monitöre bakarak cerrahi aletlerini kullanıp safra kesesinin kanalını ve damarlarını bağlar, karaciğerden dikkatli bir şekilde sıyırır ve bir toba içine koyarak açmış olduğu ufak yaraların birinden karın dışarısına alır.
Laparaskopik cerrahide karında büyük bir yara açılıp, adeleler kesilmediği için hastalar eskiden yapılan açık ameliyatlara göre daha az ağrı duyarlar ve daha az komplikasyon riski taşırlar. Hastalar bu ameliyatta hastanede sadece bir gece kalırlar ve birkaç gün içerisinde normal yaşam ve aktivitelerine dönebilirler.
Eğer cerrah laparoskopik ameliyat esnasında aşırı iltahaplanma, çevre dokularla aşırı yapışıklık gibi engellerle karşılaşırsa aynı anda açık cerrahiye dönülebilir. Bazı durumlarda bu sorunlar ameliyattan önce de bilinebilir ve açık cerrahi önceden planlanabilir. Bu ameliyata 'açık cerrahi' denmesinin sebebi cerrahın safra kesesini alabilmek için 10-15 cm'lik bir insizyon yapma zorunluğudur. Bu da majör bir cerrahi işlemdir ve hastanede birkaç gün yatmayı gerektirir, evdeki nekahat süresi de birkaç haftayı bulabilir. Günümüzde açık cerrahi, deneyimli ellerde safra kesesi ameliyatlarının % 5'inden daha azında gerekmektedir.
Eğer safra taşları kanallara düşmüş ise ameliyat öncesi ERCP yapılmalıdır. ERCP'de hastaya ağız yoluyla uzun bir endoskop yutturularak ince barsağa ulaşılır, safra kanalının barsağa açıldığı yer bulunur. Endoskoptaki özel bir bıçakla kanalın ucu kesilip genişletilir, buradan kanala girilip taş özel aletlerle çekilip barsağa düşülür.
Daha önce kolesistektomi ameliyatı geçirmiş olan kişilerde nadiren ameliyattan haftalar, aylar ve hatta yıllar sonra safra kanalları içinde taş tesbit edilebilir. Bu taşlar da ERCP ile başarıyla tedavi edilebilirler.
Başka hastalıklar nedeniyle anestezi alamadığı için ameliyat edilemeyen hastalarda, eğer hastada kolesterol taşı varsa bir takım ilaçlarla bu taşlar eritilmeye çalışılmaktadır. Taş eritilmesi başarılı olsa bile altta yatan patoloji devam ettiği için bu kişilerin çoğunda yine taş oluşabilmektedir.
Safra Kesesinin Alınmasının Zararı Var mıdır?
Kişide safra kesesi olmadığı zaman da normal hayat sürdürülebilmektedir. Safra kesesinin olmaması diyette bir değişikliği gerektirmez. Safra kesesi alındığında karaciğerin yapmış olduğu safra, safra kesesinde depolanmak yerine direkt olarak kanallarla barsağa akar, bunun devamlı akması az sayıda bazı hastalarda ishal sebebi olabilir, bu durum da diyet ve ilaçlarla düzeltilebilmektedir. (İfade ve yazımda düzeltme ve düzenlemelerle... H. E.)
Yazı: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.