Hocam, yaşlı bir yakınım oruç tutamıyor, daha sonra kaza etme ihtimâli de pek gözükmüyor. Bunun oruçları için nasıl ve ne miktar fidye vermemiz lazım? İyileşme umudu olmayan hastaların durumu nedir, onlar da aynı hükme tabi olurlar mı? Selam ve hürmetler.. Abdülhalim Kuzucu / İstanbul
*******
Bilindiği gibi oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, imkânları varsa, tutamadıkları gün sayısınca o oruçların yerine bir fakire fidye verirler. Böylece tutamadıkları orucun mes’ûliyetinden kurtulmuş olurlar. İmkânları yoksa da, tevbe ve istiğfar ederler, Cenab-ı Mevlâ’dan bağışlanmalarını niyaz ederler. Bakara suresinin 184. ayetinde bu husus böylece hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.
Fidye nedir?
Fidye, bir fakiri, bir gün yani sabah akşam/iki öyün doyurmaktır. Bu da, sadaka-i fıtır miktarıdır. “…Kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır…” [Bakara suresi, 184]
Ancak, içinde bulunduğu hâlsizlik-hastalık gibi özürden dolayı orucunu tutamayıp fidye verenler, sonraları sıhhat bulup iyileşerek oruç tutacak bir güce-kuvvete sahip olsalar, fidye ile ödedikleri oruçlarını tekrar tutma mükellefiyeti gelir. Kaç gün için fidye vermişlerse, o günleri tutarak borçtan kurtulmaları gerekir. Aksi hâlde, ibâdetlerini parayla fakire ödetmiş gibi olurlar ki, bu câiz olmaz. Önce câiz oluşu, tutacak sıhhî imkâna sahip olamayışlarındandı. Bu imkân gelince mükellefiyeti de beraberinde getirmiş oldu.
Bilmukabele selam ve muhabbetler...