Hocam; kadına benzemeye çalışan erkek, erkeğe benzemeye çalısan kadın bizden değildir, hadisini Peygamber Efendimz neden sebeb soylemiştir, açıklayabılır misiniz?

*******

Değerli kardeşim;

Hemen her hadisin olduğu gibi bittabii bu hadisin da bir vürûd sebebi vardır. Lakin vaktim ve imkanım ölçülerinde bakabildiğim kaynaklaklarda rastlayamadım. Ancak benzer hadislerden biri hakkındaki açıklamalarda şu bilgilerle karşılaşmaktayız, onu da paylaşmak isterim.

Hz. Ebu Bekr’in (r.a.) kızı Esma (r.anha) anlatıyor: Bir kadın gelip, ey Allah’ın Rasûlü, benim gelinlik bir kızım var. Hastalıktan dolayı saçı döküldü. Ona saç ekleyebilir miyim? diye sordu da, Rasûlüllah (s.a.v.) Allah, saç takana ve taktırana lânet etsin’ [Bkz. Müslim, Sahih, Libas, 115] buyurdu”. [Bkz. Müslim, Sahih, Libas, 115; Kurtubi, Tefsir, 5, 392-94; Buhari, Sahih, Tefsir (59) 4; Nesâî, Sünen, Zinet 68, 70]

Yine benzer bir hadisle ilgili başka bir anekdot da şöyledir:

Müslim'de rivayet edildiğine göre, İbn Mes'ud (r.a.) bir gün Rasûlullah Efendimizden (s.a.v.),

Dövme yapan ve yaptıran, peruk takan ve taktıran… kadınlara lânet olsun!” hadisini rivayet edince, bunu işiten Ümmü Yakup adında Kur'an'ı okuyan bir kadın gelerek kendisine itiraz eder:

Sen dövme yapan ve yaptıranları, peruk takan ve taktıran kadınları lânetliyormuşsun!” der.
İbn Mes'ud (r.a.):

Rasûlullah'ın (s.a.v.) lânetlediğine ben niye lânet etmeyeyim, üstelik bu Allah'ın kitabında da var” diye cevap verir. Kadın:

Ben Kur'an'ın iki kapağı arasında her ne var ise, eksiksiz okudum; fakat senin söylediğini bulamadım.” deyince İbn Mes'ud (r.a.):

Şayet hakkıyla okusaydın mutlaka bulurdun. Allah (c.c.) Kur' an'da, ‘Peygamber size ne getirmişse onu alın, yasakladığı şeylerden de kaçının’ [Haşr suresi, 7] buyurmuyor mu?” cevabını verir. [İslâm Hukuk İlminin Esasları (Usûl-i Fıkh), TDVY, Ankara, 1990, s. 86; Kütüb-i Sitte Muht., 1, 344]

***

Bu meseleyle ilgili bazı müteferrik hususlar

Bu nasslardan hareketle fakihler, vücuda uygulanacak kına, boya ve sürme gibi kalıcı olmayanların dışındaki ameliyelerin estetik maksatla yapılanlarını, Allah’ın yaratışına (fıtrata) müdahele saymış ve haram olduğunu söylemişlerdir. Zira hadisteki “güzellik için” kaydı bunu gösterir. İslâmi ve insanî olan da budur. Çünkü Allah Teala bu dünya sahnesinde herkese rolüne göre bir biçim ve tip vermiş ve o rolü âdeta en iyi şekilde uygulamasını istemiştir. Zaruret yokken tipini ve biçimini değiştirmeye kalkışan, konuşmasıyla-hal ve hareketleriyle, giyim-kuşamıyla, tabir caizse  verilen rolü kabul etmediğini ihsas etmiş olur. İşin bir yönü budur.

Diğer yönü israfla ilgilidir. İslâm’da harcama, mücerret kazanmanın fonksiyonu değildir. Yani kazanan, kazandığını istediği gibi harcama yetkisine sahip değildir. Her devirde gerekli tedavi ve ameliyat masraflarını karşılayamadığı için ölen binlerce insan varken, “Komşusu aç iken sabahlayan bizden değildir” düsturunu koyan İslam’ın, güzelleşmek için yapılan estetik ameliyatlara yüzmilyonlar verilmesini kabulü elbette beklenemez.

İşin bir başka yönü daha vardır: Estetik ameliyat yaptıranlar ekseriyetle kadınlardır ve bunu genellikle de başkaları için yapmaktadırlar. Halbuki İslâm, kadının kocasından başkaları için süslenmesini yasaklamıştır. Yabancılara görünmeyen, yani Müslümanca yaşayan bir kadın buna zaten ihtiyaç duymayacaktır. Ancak yasak olan ameliyat, fıtratı bozan ve güzelleşmek için yapılan olunca, her nasılsa bozulan fıtratı düzeltmek ve zaruretten ötürü tedavi olmak maksadıyla yapılan ameliyatlar caiz görülmüştür. Meselâ bir hastalık sebebiyle (hormon bozukluğu vb.) kadının yüzünde ve bıyığında erkek sakalı-bıyığı gibi kalın tüylerin bitmesi halinde onları yolmak / yok etmek fıtratı bozmak değil, aksine bozulan fıtratı tedavi etmek olacağından caizdir, hatta İbn Âbidîn’in (rh.) dediğine göre müstehaptır. [Reddü’l-Muhtâr, 5, 239] Çünkü bunda hem erkeğe benzemekten kurtulmak, hem de, eğer istiyorsa kocası için süslenmiş olmak vardır ki, ikisi de vacip olan şeylerdir.

Ancak tabiî olarak her kadının yüzünde ve ayağında bulunan ayva tüylerini yolmak caiz değildir. Zarar ve ızdırap veren eğri ve bozuk dişini aldırmak ya da düzelttirmek, doğuştan olmakla beraber zarar ve acı veren, meselâ bir altıncı parmağını aldırmak da fıtratı bozma sayılmayacağından caizdir, denmiştir. [Bu mevzularda daha geniş ve etraflı bilgi için bkz. Kurtubî, 5, 389 vd.; Hattâb es-Sukî, el-Menhel, 1, 183 vd.]

Zaruretten ötürü takılan diş, protez vs. de aynıdır. Çünkü Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.), savaşta burnu kesilen bir sahabinin, üstelik altından bir burun edinmesine izin vermiştir. [İmam Merginanî, el-Hidâye, 4, 82-83] Kadının ayaklarındaki erkek tüyü gibi kılları almasının da, eğer kocası istiyorsa caiz olduğu ifade edilmiştir. Çünkü kadın ayağını, zaten yabancıya göstermeyecektir.

Kadının saçını erkeğe benzeyecek ölçüde kısaltması, ya da tıraş etmesi de tedavi gayesiyle olmadıkça haramdır. [İbn Kudâme, el-Muğnî, 1, 90] Peruk olarak insan saçından başka birşey kullanmasına izin verilmiştir. [Bkz. İbn Âbidîn, 5, 239] Güzellik için bu tür ameliyatların caiz olmaması erkekler için de geçerlidir.

 

Go to top