Kayınpederime telefonu uzatırken elim 5 saniye falan eline değdi ve dokunmadan kaynaklanan hoşlanma gibi bir şey hissettim. Normalde kayınpederimi baba gibi görüyorum ama o an öyle bir şey yaşadım. Hürmeti müsahare mi oldu? Allah razı olsun.. Sena
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Hemen belirtmekte fayda var; anlattıklarınız Hanefî mezhebi açısından hayli sıkıntılı ve tehlikeli bir durum arz ediyor. Rabbim, bu ve benzeri tehlikeli hallerden bilcümle Ümmet-i Muhammed’i ve evladını muhafaza buyursun.
Siz diyorsunuz ki: “Kayınpederime telefonu uzatırken elim 5 saniye falan eline değdi ve dokunmadan kaynaklanan hoşlanma gibi bir şey hissettim. Normalde kayınpederimi baba gibi görüyorum ama o an öyle bir şey yaşadım.”
Tabii ki kayınpederiniz kayınbabanızdır; öyle görmeniz, ona o nazarla bakmanız gerekir. Kayınpeder öz baba gibi mahremdir. Mesela gelinin kocası ölse, kayınpederine olan mahremliği devam eder. Bu sebeple, şayet kayın valide ve kayın pederin genç olmaları veya başka türlü, mesela sizin yaşadığınız gibi bir tehlike ya da fitne mevzuu bahis ise, damat kayın validesinin, gelin de kayınpederinin elini öpmemesi, ahlâken-ihtiyaten daha doğru ve daha uygun olur. Her ne kadar şer’an caiz olsa bile… O bakımdan dikkat etmek gerekir. Kişiye oğlunun hanımı haram olduğu gibi, torunlarının hanımları da haramdır. Sadece üvey oğlun hanımı nâmahremdir.
Masajınızda görülen o ki; sizin yaşadığınız o olayda -maalesef- hürmet-i müsahare oluşmuş gözüküyor. Çünkü dokunmayla hürmet-i musaharenin tahakkukunda şart, “dokunmada şehevî hissin bulunmasıdır. Bu da, erkekte tenasül organının hareketi, dikleşmesi; kadında ise kalbinin hareketi ve lezzet duymasıdır”. Siz, şehevî duyguyu hissettiğinizi ifade ettiğinize göre hüküm net. O halde münasip bir dille beyinize hürmet-i musahareyi ve neticesini anlatıp, aşağıda açıklayacağımız usûl üzere gereğini yapmanız icap ediyor.
***
Hürmet-i müsahare ve sonuçları
Bir erkek, kayınvalidesinin elini öperken şehvetlense, hürmet-i müsahare meydana gelir ve hanımı kendisine ebedi haram olur.
Bir gelin de kayınpederinin elini öperken veya başka şekilde dokununca şehvet hâsıl olursa, yine hürmet-i müsahare vâki olur. Yani bu kadına da kocası, ebedi haram olur.
Ancak bu hükümler Hanefî mezhebine göredir. Mesela Şâfiîlerde hürmet-i müsahare yoktur. Evli Hanefiler arasında, sizin durumunuz ve benzeri bir halle hürmet-i müsahare oluşursa, sadece nikâh ve talakta Şâfiî mezhebine göre nikâhlarını tazelemeleri gerekir. Böyle bir ihtiyaç ve zaruret halinde Hanefî ailelerin, hükümlerinde çare ve çıkış yolu bulunan diğer sünnî mezheplerden herhangi birini taklit etmelerinde bir mahzur olmaz, bu caizdir.
İslâm hukukunda biraz girift bir mevzuu ve mezhepler arasında farklı şekilde mütâlâa edilen ve evlenmeye mâni bir hâl olan "sıhriyet-müsaharet", netice itibariyle "hürmet-i müsahare" iyi bilinmediği, tam araştırılmadığı zamanlarda birtakım yanlış anlamaya ve hatalı hükümlere varmaya sebep olabilmektedir.
Bilindiği gibi, evlenilmesi haram olan kişiler; erkek açısından kişinin annesi, kızı, halası, teyzesi; kadın bakımından babası, oğlu, amcası, dayısı gibi yakın akrabalarıdır. Keza emilme (süt) yoluyla meydana gelen yakınlık da evliliğe mânidir. Bir de evliliklerden sonra teşekkül eden akrabalık vardır ki, buna "sıhriyet, müsaharet" denmiştir. Yâni, akrabalığa benzeyen bir yakınlık, bir vasıftır ki, bu da nikâh engeldir.
***
Sıhriyet yoluyla meydana gelen haramlık dört sınıfta toplanır:
(1) Baba ve dedelerin hanımları olan üvey anne ve üvey nineler.
(2) Çocuk ve torunların hanımları olan gelinler.
(3) Hanımın anne-babaları olan kayınvalide-kayınpederler.
(4) Üvey kızlar. Bir insan bu sınıfa girenlerle hiçbir şekilde evlenemez!
Müsaharet yoluyla haramlık, diğer bir ifâdeyle hürmet-i müsahare sahih akid denilen meşrû nikâh yoluyla olduğu gibi, mut'a nikâhı gibi fasit akidle ve zina yoluyla da sabit olur. Bu haramlık aynı zamanda dokunma ve bakma yoluyla da meydana gelebilmektedir.
Hanefî mezhebine göre, zina yoluyla meydana gelen haramlık şöyledir: Bir erkek bir kadınla zinada bulunursa, artık o kişi o kadının kızları, torunları ve annesiyle evlenemez.
***
Dokunma yoluyla haramlık aşağıdaki şartların bir arada bulunmasıyla meydana gelir:
1. Erkek kadının bedeninin herhangi bir yerine dokunduğunda dokunulan yerde elbise olmamalı, çıplak ten olmalı...
2. Kadının üzerinde elbise bulunuyor, fakat dokunduğunda vücudun sıcaklığını hissediyorsa, elbise ince olduğu için sıcaklığına mâni olmuyorsa...
3. Dokunma kadının saçına ise, bu dokunma sarkan saça değil de başın üzerindeki saça olmuşsa...
4. Dokunmada şehevî hissin bulunması... Bu, erkekte tenasül organının hareketi, ereksiyon hâli; kadında ise kalbinin hareketi ve lezzet duymasıdır.
5. Alınan lezzetin dokunmaya yakın (o esnada) olması... Dokunduktan daha sonra lezzet alıyor, şehevî hissi uyanıyorsa; bu, haramlığa sebep olmaz.
6. Dokunulan kadının dokuz yaşından aşağı olmaması... Bütün bu şart ve haller bir arada bulunursa haramlık sabit olur, aksi takdirde birinin yokluğuyla hürmet-i müsahare de gerçekleşmemiş olur.
***
Bakma yoluyla haramlığın meydana gelmesi için şu şartların bulunması lâzımdır:
1- Erkek, kadının tenasül uzvunun dâhiline / içine bakmış olması... Dış kısmına bakmasıyla haramlık sabit olmaz. Kadın da erkeğin tenasül uzvuna bakmasıyla haramlık meydana gelir. Fakat gerek kadının, gerekse erkeğin birbirlerinin bedenlerinin diğer kısımlarına bakmalarıyla haramlık sabit olmaz.
2- Gerek erkekte, gerekse kadında bakarken şehevî bir his bulunması -dokunmada olduğu gibi- şehevî hisse işaret olan hallerin mevcut olması gerekir.
3- Birbirlerinin aynaya veya suya yansımış, aksetmiş olan uzuvlarının görüntüsüne bakmamış, asıl vücutlarına bakmış olmaları gerekir. Çünkü aynadaki veya sudaki görüntüler hakiki olmadıkları için haramlığa (hürmet-i müsahareye) sebep olmaz. Fotoğraf ve filmdeki görüntüler de bu şekildedir. Hürmet-i müsahare oluşturmazlar.
4- Şehevî lezzetin bakıldığı anda duyulmuş olması, baktıktan sonra meydana gelmiş olmamasıdır. Hürmet-i müsahare, erkeğin kayınvalidesine, kadının kayınpederine yukarıdaki şartların bir arada bulunması hâlinde dokunduğu veya baktığı hallerde de meydana gelir. Yâni, Hanefî mezhebine göre, bu durumda insanın hanımı kendisine ebedî olarak haram olur. Aynı şekilde bir insanın kadınlık vasfını hâiz olmuş olan kızına bu şartların mevcut olmasıyla baktığında veya dokunduğunda yine hanımı kendisine ebedî olarak haram olur.
Bu bakma veya dokunmanın kasden-bilerek olmasıyla; unutarak, yanlışlıkla, zorlama ve uyurken olması arasında bir fark yoktur. Yine bu hususta ayık ile sarhoş, büluğ çağına ermiş olanla, mürâhik yani büluğ çağma gelmiş olan ve akıllı ile deli arasında da bir fark bulunmamaktadır.
Ayrıca haramlığı meydana getirecek şartların, yani şehevî duygu ve belirtinin sadece bir tarafta bulunması kâfidir. Her iki tarafta bulunmasına lüzum kalmaz. Yalnız bu meseleler Hanefî mezhebine göredir. Mesela;
Hanbelî mezhebine göre sadece "birleşme" hürmet-i müsahareyi gerektirirken; Şâfiî mezhebine göre zina, dokunmak veya bakmakla hiçbir şekilde hürmet-i müsahare gerçekleşmez.
Mâlikî'ye göre ise, ancak şehvetle elini, yüzünü öpmesi halinde haramlık sabit olur. [Bkz. el-Cezîrî, el-Mezâhibü'l-Erbaa, 4, 63-68; Bilmen, Ö. N., Hukuk-ı İslâmiye ve Istılâhat-ı Fıkhiyye Kamusu, 2, 92-96; İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, 2, 278-248]
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu meselede gerektiğinde (mecbur kalınıp zaruret hâsıl olduğunda) diğer hak mezheplerden biri taklid edilip, onların farklı görüşlerden istifâde edilebilir. Böylece ailenin dağılması önlenmiş olur.