Hayırlı günler,  Hocam

Kocası vefat etmiş hanımlarla alakalı bazı gruplarda, belli bir zaman evden dışarı çıkmama gibi  düşünceler var, bu hususta bilgilendirirseniz memnun oluruz. rana

 

 

*******

Size de hayırlı günler kardeşim;

O düşünce yanlış

Kanaatimce o sözler, iddetin mahiyetinin hatalı anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim kocası ölen kadınların durumu ile alakalı olarak Allah Teala şöyle buyurmuştur:

İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. İddet (bekleme) sürelerini bitirdikleri zaman, artık kendileri hakkında meşru bir şekilde yapacakları hareketten size bir günah yoktur. Allah, yaptıklarınızdan (hakkıyla-tamamiyle) haberdârdır.” [Bakara suresi, 234]

Bu ayet-i kerimeye göre, kocası ölen kadınların dört ay on gün iddet beklemesi gerekir. İddet sona ermeden kadın başkasıyla evlenemez. Yasak sadece bununla sınırlıdır, evlilik haricinde dışarı çıkmama gibi bir yasak söz konusu değildir.

İddet beklerken evden çıkmaması istenen kadınlar, kocası tarafından boşanan kadınlardır. Kaldı ki bu durumda olan kadınların da evlerinden çıkmaması demek, evlerini-ailelerini terk etmemesi demektir. Yoksa onlar da iddet esnasında herhangi bir ihtiyacı için dışarı çıkabilirler. İslâm fıkhında herhangi bir yasak ya da yasaklama yoktur.

***

İddet nedir?

İddet, ölüm veya boşanmadan sonra, nikâha ait eserlerin son bulması için şer'an belirlenmiş bir müddet demektir. Bu müddet son bulmadıkça kadın -ve bazı hallerde erkek- başkası ile evlenemez.

İddetin müddetini tespit hususunda kadın tarafına bakmak gerekir. İddet: Ölüm, boşanma veya nikâhı fesh muamelesinin vuku bulduğu zamandan başlar, belirli müddetlerin sona ermesiyle yahut kadının doğum yapması ile son bulmuş olur.

Boşama veya ölüm iddetinin başlaması kameri ayın ilk gününe tesadüf eder ise hilalin çıkış ve girişine; ayın ortasındaki günlerden birine rastlarsa günlere itibar olunur.

Ayın ortalarına tesadüf etmesine göre, hayız görmeyen bir kadın boşandığı zaman, doksan gün; kocası ölüp de hamile bulunmayan bir kadın da yüz otuz gün iddet bekler.

Esas itibariyle iddetin nevileri üçtür:

a) Hayız ile son bulacak iddet

b) Aylar ile tamamlanacak iddet

c) Doğum ile sona erecek iddet

Kocası ölmüş bir kadın, hamile değil ise ve kocası ölmeden önce hamli intâc edecek (sonuç verecek cinsi mukarenet) bir yakınlık da vukû bulmamış olsa bile gene dört ay on gün bekleyecektir.

***

Erkek iddet bekler mi?

Evet, erkeklerde de iddet bekleme vardır. Fıkıh kitaplarımızda buna "İddet-i ricâl" adı verilmektedir. Bahsi geçen iddet, kadında olduğu gibi mutlak manada bir iddet olmayıp, ya boşadığı kadının veya alacağı kadının durumundan kaynaklanan izafi bir iddet olmaktadır. "İddet-i ricâl", 12 yerde olmaktadır. Onlardan birkaç örnek verebiliriz:

1) Dört tane hanımı bulunan bir kimse, bunlardan birini boşadığı zaman, boşadığı kadının iddeti dolmadıkça başka bir kadınla evlenemez.

2) Boşadığı kadının kız kardeşini, teyzesini veya halasını nikâhlamak dilediği zaman, boşadığı kadının iddeti dolmadıkça bunlardan biri ile evlenemez.

3) İddet bekleyen bir kadınla evlenmek isteyen bir kimse, o kadının iddetinin dolmasını bekler.

4) Karısını üç talakla boşamış bulunan bir kimse, onunla yeniden evlenmek diler ise, iddetinin dolması ve başka bir kocaya varıp, onun ölümü veya bu kadını boşamasından sonra, iddetin dolmasını beklemesi gerekir.

5) Müslaman iken irtidad etmiş veya aslında putperest bulunan bir kadının nikâhlanabilmesi için İslamiyeti kabul etmesi beklenir. [Bu hususta daha geniş malumat için Nimet-i İslam adlı eserin Münâkehât ve Müfârakaat bahsine bakılabilir.]

Go to top