Hz Adem (AS) şeytanın vesvesesi ile yasak meyveden yediği zaman Cennettemiydi yoksa Cennet gibi bir yerdemiydi? Çünkü şeytanın Hz Adem (AS) a secde etmediği için Cennetten kovulduğunu biliyoruz. Galip Erçin
*******
Şeytanın Cennet'e girişi ve Âdem babamız ile Havva validemize (aleyhimesselâm) yaklaşması hususlarında Kur'an-ı Kerim ve hadislerde pek fazla sarih bilgi yoktur.
Tâbiînin ve evliyaullahın büyüklerinden Hasan-ı Basrî (k.s.) hazretleri demiştir ki: “Allah Tela’nın vermiş olduğu bir kuvvet ile şeytan, yerden göğe veya Cennet’e vesvese ulaştırabilmiştir.”
Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz şeytan, ademoğlunun kanının aktığı yerden akar. (İnsan vucudunda dolaşır.)’’ [Buhari, Sahih, Ahkâm, 21; Müslim, Sahih, Selâm , 23; Ebu Davud, Sünen, Savm, 78]
Bazı müfessirler de tefsirlerinde şu açıklamalara yer verimşilerdir: “Adem ve Havva (aleyhimesselâm), bazen Cennet’in kapısına yakın gelirler, Şeytan da dışardan gözetir, onlara yaklaşırdı… Vesvese bu şekilde meydana geldi.”
Ebu Hasen eş-Şâzelî hazretleri, Hz. Âdem'in zellesi hakkında çok hoş bir değerlendirmede bulunur. Şöyle der: “Ne hikmetli bir zelle (evla olanı terk ameli-fiilidir) ki, kıyamete kadar gelecek insanlara tevbenin meşru kılınmasına sebep olmuştur.” [Hüseyin Cisrî, Risale-i Hamidiye, s. 611]
Tefsirlere nakledilen bilgilere gelince...
İki büyük müfessir Mücâhid ve Katâde (rahımehumallah) Şeytanın Cennet'e girmesi mevzuunda şu dikkat çekici açıklamalarda bulunmuşlardır:
Allah Teala, Hz. Âdem'i ve zevcesini Cennet'te yerleştirdikten sonra onları imtihan etmek, kendileri ve çocukları (gelecek nesli) hakkındaki ilâhî kader-kaza ve hükmü yerine getirmek için, bir ağacın meyvesi hariç diğer bütün meyvelerden istedikleri gibi yemelerine müsaade etti. Fakat Şeytan onların kalplerine vesvese soktu. Aslında Şeytan’ın Hz. Âdem ve Havva'nın yanlarına gelmesi şöyle oldu:
O, Cennet’e girmek istediği zaman Cennet'in muhafızları onu Cennet'e sokmadılar. Bunun üzerine İblis, atamız Adem (a.s.) ve Havva validemiz ile konuşabilmek için kendisini Cennet'e kadar götürüp içerisine koymaları hususunda bütün yeryüzündeki hayvanları ziyaret etti ve onlara teklifte bulundu. Ama bütün hayvanlar onun bu teklifine karşı çıktılar. İşte bunun üzerine o, son olarak yılanın yanına geldi ve ona :
- Eğer beni Cennet'e sokarsan, seni himâyeme alır, ademoğullarından korurum, dedi.
İblis'in bu sözleri üzerine yılan onu azı dişlerinden iki tanesinin arasına alarak Cennet’e soktu. Yılan, o zamana kadar, Allah'ın yarattığı en güzel hayvanlardan biri olup dört ayak üzerinde yürüyordu… Ve Buht (Arap-Acem develerinin birleşmesinden meydana gelen melez) devesine benziyordu… Ayrıca üzeri de örtülü (tüylü) idi. İşte bu hadiseden sonra Allah Teala onu tüysüz, çıplak ve karnı üzerinde sürünerek yürüyen bir hayvan haline getirdi.
İbn Abbâs (r.anhuma) bu hususta, “Yılanı nerede bulursanız öldürünüz, Allah'ın düşmanı İblis'in yılana olan himâye vaadini boşa çıkarınız” diyor.
Yılan Cennet'e girdiğinde İblis, onun ağzından dışarı çıktı ve feryat ederek Hz. Adem ile Hz. Havva'ya karşı acı-acı ağlamağa başladı! Onun bu ağlayışını duyan atamız Hz. Adem ve Havva validemiz buna çok üzüldüler ve İblis'e:
- Seni ağlatan nedir? diye sordular. İblis onlara:
- Sizin için ağlıyorum, çünkü siz öleceksiniz ve içinde bulunduğunuz bu nimet ve kerametlerden ayrılacaksınız, diye karşılık verdi.
Onun bu sözleri Hz. Adem ile Hz. Havva'ya tesir etti… Sonra İblis, onların yanına yaklaşarak kalplerine vesvese (tereddüt) soktu ve:
- Ey Adem! Sana, ebediyet ağacına ve yıkılışı olmayan sonsuz bir devlete ulaşmanın yolunu göstereyim mi, dedi. Hemen bunun arkasından ilâve ederek: Rabbiniz bu ağacı size başka bir şey için değil, ancak iki melek olacağınız yahut ebedî kalıcılardan bulunacağınız için yasak etti, dedi ve onlara, ‘Şüphesiz ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim’ diyerek yemin etti. [Bkz. A’raf suresi, 20-21] Yani siz iki melek olarak veyahut melek olmasanız bile ebediyyen Cennet’te kalacaksınız diye yemin etti ve: ‘Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar.’ [Arâf suresi, 22]
İblis'in vesvesesinin tesirinde daha çok Havva validemiz kaldı. Hz. Adem, ihtiyacını tatmin için zevcesi Hz. Havva'yı çağırdı, fakat o:
- Buraya kadar gelmedikçe bu işe yanaşmam, dedi. Bunun üzerine Adem (a.s.) onun söylediği yere geldi. Fakat Havva validemiz bu defa da:
- Bu ağaçtan (buğdaydan) yemedikçe bu işe yanaşmam, dedi.
Nihayet her ikisi bu ağaçtan yediler ve yer yemez ikisinin de avret yerleri göründü. Onların Cennet'te giydikleri elbiseleri ise ince bir deriden ibaretti. Avret yerleri açılan Hz. Adem ve Hz. Havva, Cennet yapraklarından üst üste yamayıp açılan yerlerini örtmeye başladılar...
Bir rivayete göre, bu yaprağın incir ağacının yaprağı olduğu söylenir. Yasaklanan bu ağacın meyvesinden yiyen ise abdest bozmak mecburiyetinde kalırdı. Hz. Adem, bu sırada Cennet'te koşarak dolaşmağa başladı. Bunun üzerine Allah Teala ona:
- Ey Adem! Benden mi kaçıyorsun, buyurdu. Hz. Adem:
- Ey Rabbim! Senden değil, senden utandığımdan dolayı kaçıyorum, dedi. Allah (c.c.):
- Ey Adem! Seni bu işe kim sevketti, diye sordu. Adem (a.s.):
- Havva tarafından bu işe itildim, diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah (c.c.):
- Her ay ondan kan (hayız kanı) akıtacağım. Ben onu akıllı ve vakarlı olarak yaratmıştım; şimdi ise onu hafif akıllı kılacağım. Ben onun kolaylıkla gebe kalıp, yine kolaylıkla doğum yapmasını sağlamıştım. Şimdi ise onun zahmetle hamile kalıp, zahmetle doğum yapmasını takdir edeceğim ve doğum esnasında defalarca onu ölüme mâruz bırakacağım, buyurdu. Eğer Hz. Havva'nın başına bu musibet ve imtihan gelmeseydi, kadınlar hayız görmeyeceklerdi ve hepsi de akıllı ve vakarlı olup, kolayca hamile kalıp ve kolayca doğum yapacaklardı.
Bütün rivayetler babamız Hz. Ademi yasak ağaçtan yemeye teşvik edeninin, hanımı Havva validemiz olduğunu belirtirler. Hatta Bazı müellifler daha da ileri giderek Hz. Havva’nın ona içki içirdiğini belirtirler. Ancak bu tamamen uydurmadan başka bir şey değildir. Dünya gözüyle Cennet’i değerlendirmek, basit zihinlerin işi ve ürettiikleri şey de, saf akıl yürütmeden başka şey olamaz. Çünkü oradaki içkilerden sarhoş olunmayacağını Allah (c.c.) Kur’ân’da açıkca belirtmiştir. Hem Hz. Havva annemizi bu şekilde şeytani bir kılığa sokmak ve bu sayede bütün kadınları aşağılamak İslâm akîdesine hiç bir şekilde uygun olmaz / olamaz. Havva validemiz gibi bir insana böyle şeyler isnad etmek çok çirkindir, iftiradan ibarettir.
S o n u ç
Malum olduğu üzere, Hz. Adem ve zevcesi Hz. Havva bu hadiseden sonra Cennet'ten çıkarılarak yer yüzüne indirildiler.