Selamün aleyküm
Bizlerden soma için ya da başka şeyler için yasini şerif okumamaız isteniyor.kuran okumayı bilmeyen biri latin harfleriyle yazılmış yasin i şerifi okuyabilir mi.caiz olur mu.Allah(cc) razı olsun.. Akın Can
*******
Ve aleyküm selâm.
Hayır, Latin harfleriyle Kur’an-ı Kerim’den herhangi bir şey okumak caiz olmaz, okunamaz. Çünkü aslına uygun yazılamaz, doğru okumak da mümkün olmaz. Latin harflerin telaffuz bakımından Kur’an harflerini tam olarak karşılaması imkânsızdır. Ne kadar transkribe ederseniz ediniz, bu mümkün değildir, "eşyanın tabiatına aykırıdır"!
Ancak olsa olsa aslını bilen birileri, bunlara bakarak unuttuklarını hatırlayabilir, o kadar! O bakımdan Yâsîn-i şerif okuyamayanlar, Fâtiha-i şerife ve İhlâs-ı şerif okumalıdırlar.
Kur’an-ı Kerim’in ne Latin harfleriyle ne de dünyada kullanılan diğer harflerle düzgün yazılıp doğru okunması mümkün değildir. Tek kelimeyle muhâldir. Onun içindir ki âlimlerimiz bunu gerek ilmî makaleleriyle, gerekse bu mevzuda kaleme aldıkları eserleriyle gayet sarih ve müdellel bir şekilde ortaya koymuşlardır. Arzu edenler araştırıp bu çalışmalara ulaşabilir, tetkikte bulunabilirler. Nitekim, Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiyye-i Müceddidîn kolunun 33’üncü ve son halkasını teşkil eden Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretlerinin bu husustaki beyanlarını, mümtaz talebelerinden ve eski müftülerimizden “Ahbab Hocaefendi” nâmiyle mâruf, merhûm Mehmet Aksoy hocaefendimiz şöyle naklediyorlar:
“Kur’an-ı Kerim’i yeni harflerle yazmak mümkün değil
1. Sûre-i Âl-i İmrân “ثم انزل عليكم... بذات الصدور “a kadar” [Ayet: 154]
Sûre-i Feth’in son ayeti (29): “محمد رسول الله... “ sona kadar.
Bu iki ayet-i celile Kur’an’ın miftâhı olup Kur’an’da bulunan hurûfâtın cümlesini bu ayetler câmi’ ve kendi harflerinden gayriyle yazılmak muhâl olduğuna delildir…
2. Kur’an, lafzı itibariyle nice mânâ hazinesi olup harflerin adedi itibariyle de nice hükümleri nâtıktır. “بلدة طيبة... “ nazm-ı celîli lafız itibariyle Sebe’ karyesini gösterdiği gibi, Ebced harfleri ile de İstanbul’un fetih tarihi olan 857’yi gösterir.
Kezâ “إقرأ باسم ربك ” kavl-i celilinin Ebced hesabı ile Rasûlullah’a (s.a.v.) 40 yaşında Nübüvvet geldi. 23 sene devam edeceğini, 63 yaşında Cenâb-ı Kudsî’ye hicret buyuracağını gösterir… Lâdîn harfleriyle yazılsa, harf ve her noksandan nâşi nâkıstır. Arapça’da hâl-i vasılda okunmayan, fakat hâl-i ibtidada okunan bütün lâm-ı târifler bu cümleden olduğu gibi, Arapça’da kelimenin cem’iyyetini gösteren Vav ve Elif yeni harflarde yazılamayacağından cemi’ olan bir kelimeye müfred mânâsı verilir. Bu ise mânâyı ifsad eder. “لن تنال البر...إ لخ ” ayet-i kerimesinde olduğu gibi.
Kezâ yeni harflerde خ harfi yoktur. “ خلقنا ”, Biz halk ettik; “ حلقنا ” biz tıraş ettik şeklinde yazılacağından, kasıt ve iradeye böyle inzımâm edecek olursa küfürdür.
İngilizce, Fransızca, Türkçe için kabul edilen hurûfat ile noksansız yazılamaz. Nerede kaldı her harf ve harekesinden hükümler istinbât edilen Kur’an-ı Kerim doğru yazılsın.” [Gayr-i matbû Notlar, s. 39-40]
***
N e t i c e
Meseleyi biraz daha açacak ve açıklamaya çalışacak olursak şunları söyleyebiliriz:
Meselâ Latin harflerde, bâhusus Türkçemizde kullandığımız Alfabe’de sadece bir tane “ z ” vardır. Arapça’da ise “ ذ / zel ” vardır peltek okunur, “ز / ze ” vardır keskin okunur, “ ظ / zı ” vardır dilin ön dişlere getirilmesiyle okunur. “ ض / dad ” vardır dil ucunun azı dişlerine getirilmesiyle okunur. Lakin bu dört harfin Türkçe Latin alfabedeki karşılığı ise sadece “z”dir.
Ve yine mesela “ ح / ha ” vardır, boğazı hafif sıkarak yumuşak bir sesle çıkartsınız, “ خ / hı ” vardır yine boğazdan hırlatarak çıkartırsınız, “ ه / he ” he vardır yorgun bir şekilde nefes alıp verir gibi çıkan tonda söylersiniz. Ancak bütün bu harflerin Türkçedeki karşılığı sadece “H” harfidir.
Bunun gibi qaf ile kef, sad ile sin, dal ile tı harflerinin karşılığı da sadece birer harftir. Ve hangisinde uzatılıp hangisinde uzatılmayacağı açık şekilde belli olmamaktadır.
İşte mesele buradan kaynaklanmaktadır. Çünkü bu harfler yerinden çıkmaması ve uzatmalar gerektiği gibi yapılmadığı takdirde mânâ bozulmakta, okunan şey İlâhi kelâm olmaktan çıkmaktadır. Hatta öyle kelimeler vardır ki, Latin harfleri ile okunduğu takdirde -yukarıda da işaret olnuduğu gibi- insanı küfre götürebilecek mânâlara gelmektedir.
Bu sebeplerden ötürüdür ki, Kur’an-ı Kerim’i Latin harfleri ile okumak ve öyle öğrenmek asla ve kat'â caiz değildir. Mutlaka ağzı düzgün (fem-i muhsin), iyi okuyan birilerinin ağzından yüzyüze okuyup öğrenmek gerekir.
Binaenaleyh kişi, Latin harfleri ile Kur’an-ı Kerim’i öğrenmeye ve okumaya kalkışmamalıdır. Zira kabul olmayacağı gibi kişinin -Allah korusun- küfre girme ihtimâli dahi vardır, günaha girmesi ise kaçınılmazdır. Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim’i okumayı bilmeyen kardeşlerimiz, hiç vakit kaybetmeden mutlaka usûlünce öğrenmelidirler.
Gayret bizden tevfik Allah’tan.
Mevlâm, okumasını bilmeyen bütün mü’minlere kolaylık ve muvaffakıyetler ihsan eylesin. Kelâm-ı Kadîm’ini okumaya, okuduklarıyla da âmil olabilmeye cümlemizi müyesser kılsın.
Âmin…