hocam selam aleyküm bir arkadaşımla konuşurken şu iddialarda bulundu gerçi cevaplarını verdim ama sizlerede baş vurmak istedim söyledikleri şunlardan ibaret hz adam dünyaya gelmeden yaratılan insanlar olup onlar içinden halife seçildiği, üreme işinin hz ademin çocuklarının çapraz olarak evlenerek oluşmadığı bilakis kendince islamda ensest ilişkininin olmadığını dolayısıyla hz ademin tek olarak yaratılmadığı, bu tür habil ve kabil hikayelerinin tevratta anlatıldığı insanların onlara iman ettiği,ayrıca kuranı kerimde 6666 ayet değil 6348  ayet olduğunu beyan etti.ben nisa suresinin 1 ayetinde bildiklerimi anlattım ama tatmin olmadı ayrıca bu görüşlerin bende yeni öğrendim marmara üniversitesinden prof.dr. bayraktar bayraklı tarafından desteklendiğini iddia etmiştir görüşlerinizi paylaşırsanız müteşekkir olurum teşekkürler.. fatih

*******

Ve aleyküm selam.

1- Hz. Adem’den önce yaratılan insan ya da insanlar yoktur; mevcut olan mükellef mahlukat, İblîs’in / Şeytan’ın da mensubu bulunduğu Cân kavmidir. Onlara da kendi cinslerinden peyganber geldiği, fakat öldürdüklerine dair rivayetler vardır. Bkz. http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-162.html

2- Hemen belirtelim ki; atamız Hz. Adem tek olarak yaratılmıştır, Havva validemizin yaratılışı ondan sonradır. Delilleri ise Kur’an-ı Kerim’de gayet sarihtir; âdeta kuşluk vaktindeki güneşten daha nettir! Madem mumaileyh aksini iddia ediyor, o halde iddiasını isbat etsin, çünkü iddiayı isbat müddeiye düşer.

3- Batı’nın anladığı manada ve onların deyimiyle tabii ki İslâm’daensestyoktur. Peki o gün uygulanan nedir, denilecek olursa, bunun cevabı şudur: İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem’den son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’ya (aleyhimü's-salâtü ve's-selâmu ve alâ Nebbiyyinâ hâssah) kadar bütün peygamberlerin tebliğe memur oldukları hak dinin adı İslâm’dır. İslâm ise asılda yani itikatta aynıdır, kıyamete kadar değişiklik bahis mevzuu değildir. Değişiklikler / farklılıklar peygamberlerin şerîatlerinin  ahkâmındadır. Bunun da sebep ve hikmetleri vardır, bellidir, açıktır. Merak edenler ilgili eserlere müracaat edip tetebbuatta bulunabilirler. Burası bunun yeri değil. Ancak kısaca, “tedrîcî tekâmül kâidesi”nin hem fertler hem cemiyetler / toplumlar için câri ve mer’î olduğunu hatırlatmakla iktifa edelim.  Habil ve Kabil vak’aları ise, malumunuz, Kur’an-ı Kerim’de sarihtir. Teferruatı için de sağlam kaynaklara / tefsirlere bkz. Adı geçenin tefsir namına karaladıklarına değil. Mumaileyhe de, Tevrat’tan evvel kendi kitabını Kur’an-ı Kerim’i okuyup anlamaya çalışmasını, bunun için de temel İslâmi ilimlerden bahusus usîl-i fıkıh ve usûl-i tefsiri iyi öğrenmesi gerektiğini hatırlatınız. Edille-i şer’iyye-i asliye ve edille-i şer’iyye-i fer’iyeleri de sakın gözardı etmesin. Tabii bu tavsiyelere siz de dahilsiniz… Aksi halde bu sahada kelâm etmeyip, çizmeyi aşmamaya dikkat etmelisiniz. Onun da sizin de yapmanız gereken; sağlam hocalardan, sahih komprime eserlerden dininizi öğrenip mucebince amel ile çevrenize de onları öğretmeye çalışmaktır. Bu nevi cidâlleri, münazara ve münakaşaları da, bırakın, yapması gerekenler yapsın!

4- Kur’an-ı Kerim’in ayet adedi meselesine gelince… Filvâki gerek önceki gerekse bu son sorunuz, dinin aslına taalluk eden mevzular değil. Dolayısiyle temel İslâmî ilimlere dair vukufu bulunmayanların, üzerinde münakaşa etmeleri hem lüzumsuz hem faydasız. Ama hâl böyle iken tutmuş, kendisini müçtehit sanan bir müsveddenin sözlerine istinaden konuşan birisiyle, gereksiz ve de yararsız bir tartışmaya girişmişsiniz. Bir daha böylesi münakaşalardan uzak kalmanız temennisiyle, kısa da olsa vaktimizin müsaadesi nisbetinde yardımcı olmaya çalıştık. Umarım faydalanır, ikazlarımızı da dikkate alırsınız.

Bu son sorunuzun cevabı için de bkz. http://halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/1816-kur-an-i-kerim-de-6666-ayet-vardir.html

 

 

Go to top