selamun aleyküm
sabah namazının sünnetini kılmamak günah mı. hakan demir
*******
Ve aleyküm selam.
Ef’âl-i mükellefîn’i birbirine karıştırmamak, kavramları çorba etmemek lazım. Farz ayrı, vacip ayrı, sünnet, müstehap farklı; helâl-haram, mekruh-meşkûk apayrı şeyler. Bunlardan yapılması gerekenleri yapanların alacakları mükafat, işlenmemesi icap edenleri işleyenlerin maruz kalacakları mücâzat elbette ki farklıdır. Bunlar basit ilmihal bilgileridir, her Müslümanın mutlaka bilmesi gerekir.
Malum; sünnetler de kendi içerisinde kısımlara ayrılır. Namazların sünnetleri müekked ve gayrimüekked olmak üzere iki nevidir.
Sabah ve öğle namazlarının sünnetleri, akşamın ve yatsının son sünneti müekked sünnet olduğundan terketmemek gerekir. Terkedilirse, günah olmasa bile mü’min için büyük ecir / mükafat / sevap kaybıdır. Meşrû bir sebep olmaksızın terketmek, Fahr-i âlem Efendimizin (s.a.v.) şefaatinden mahrum kalmaya sebebiyet verir. Azaptan, cezadan kurtulup Cennet-i A’lâya girebilmek elbette ki çok çok önemlidir. Ama oraya girdikten sonraki nimetler, makam ve mevkiler de bu ve benzeri ibadetlere bağlıdır. Cenab-ı Hak hadis-i kudside, “Kulum farzları eda ile benim azabımdan kurtulur, nafilelerle de bana yaklaşır” buyuruyor. O bakımdan bu gibi hususlara, avam Müslümanlar gibi yalnızca günah mı değil mi, kâr mı zarar mı basitliği çerçevesinde bakmamalıyız. Allah’a yakınlığı, onun rızasını, ahiret sermayemizin büyüklüğünü, Efendimizin (s.a.v.) şefaat-ı uzmâsına kavuşmayı gaye ve hedef edinmeliyiz.
Sabah namazının farzından önce kılınan iki rek’atlık sünnet, diğer müekked sünnetler içerisden en kuvvetli olanıdır. Nitekim Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Sizi atlar kovalasa da sabah namazının iki rek’at sünnetini terketmeyin." [Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 405]
"Sabah namazının iki rek’at sünneti, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır." [Müslim, Sahih, Misâfirîn, 96, 97; Tirmizî, Sünen, Salât, 190]
Hz. Âişe (r.anha) validemiz şöyle demiştir:
"Rasûlullah (s.a.v.), sabah namazının iki rek’atı gibi başka hiç bir nâfile namaza devam etmemiştir." [Buhâri, Sahih, Teheccüd, 27; Müslim, Sahih, Misâfirîn, 94; Ebû Dâvûd, Sünen, Tatavvu', 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 43, 54, 170]
S o n u ç
Başka bir sünnet kaza edilmezken, yukarıdaki Nebevî ikazlar sebebiyle, sabah namazını vaktinde eda edemeyen kişi, aynı gün zevâlden önce kılacağında sünneti ile birlikte kaza eder. Diğer yandan, ikinci rek’atta bile imama yetişebileceğini anlayan kimse, önce sünneti kılar, daha sonra imama uyar.
Ayrıca, farz namazlardan önce kılınan sünnetler, şeytanın hevesini, desiselerini ve vesveselerini kesmektedir. Şeytan, 'Bu adam farz olmayan namazı bile bırakmadı; hiç farz namazı bırakır mı!' diyerek hevesi kırılır. Farzlardan sonra kılınan sünnetler ise namazlarımızdaki eksik ve kusurları tamamlamak içindir. [Bkz. İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtar, 2, 12-13]
Bu sebeple gerek farzdan önce gerekse farzdan sonra olan sünnet namazları kılma hususunda çok dikkatli olmalıyız.