Selamün aleyküm. Hocam çamaşır ve sair temizlemede kullanılan deterjanlar şeran temiz midir, kullanmak caiz midir? Ali Fikri Ünlü - İstanbul

*******

Ve aleyküm selam.

Mevzuu bahs ettiğiniz meselenin bir kaç yönü var.

(1) Deterjanların muhteviyatı ile ilgili yönü kimya ilmini, dolayısıyla kimyacıları ilgilendirir. Buna göre, deterjanların içinde İslam’ın haram kılmış olduğu alkol, saf halde bulunuyorsa, elbette bunun kullanılması caiz değildir. Fakat, o diğer bileşiklerle istihaleye mâruz kalıp, mâhiyeti değişiyorsa, o zaman câiz olur.

(2) Günümüzde bilim ve keşifler her alanda baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir. İlerleyen bu gelişmeler karşısında bilim, bazı meselelerde dün “evet” dediğine, bugün “hayır”, ya da dün “mahzuru yok” dediğine bugün “mahzurlu” diyebilmektedir. Hiç bir şekilde değişmeyen sabitelerin bulunmadığı meselelerde ise, hükme varmak gerçekten zordur. Nitekim, dün bilim dünyası aliminyum kaplara cevaz verirken, bugünlerde onun kanser hastalıklarına vesile olduğunu söylemeye başlamıştır. Deterjanlar için de aynı şey geçerlidir. Mesela bulaşık deterjanlarının cilt hastalıklarına yol açtığı, çamaşır deterjanlarının bedene zararları, çevreyi olumsuz yönde etkiledikleri, pek çok canlının ölümüne yol açtıkları ilim adamlarımız tarafından dile getirilmektedir. Onun için deterjan meselesinde, içinde şer’an mahzurlu birşey bulunmasa, “şer’an temizdir, kullanılabilir” denilse bile, onun en azından çeşitli hastalıklara sebep olduğu, çevreye ve bir takım canlılara zazar verdiği göz ardı edilmemelidir. Kaldı ki bugün bildiğimiz şeyler bu kadardır. Yarın bunun hakkında nelerin ortaya çıkıp nelerin dile getirileceği ise, meçhulümüzdür.

(3) Bu meselenin bir de sizin dile getirip sorduğunuz gibi fıkhî ciheti vardır. Buna göre, eğer bunlar necaset-i galiza hükmünde ise, bilindiği üzere şer’an necaset-i galîza olan ya da onun bulaştığı çamaşır, bulaşık… vs. en az üç defa yıkanmalı, sıkılıp durulanmalıdır. [el-Mevsılî, el-İhtiyâr, 1, 35-36] Aksi halde o nesne / obje İslâm’a göre temiz hükmünü almaz. Hatta bu meselede Şâfiî Mezhebi köpeğin bir kabı yalaması durumunda biri toprakla olmak üzere yedi defa yıkanması gerektiğini bildiren hadise dayanarak bu türlü şeylerin yedi defa yıkanması gerekir hükmünü vermişlerdir. [Vehbe Zuhayli, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletuhu (Ter. İslâm Fıkhı Ansiklopedisi), 1, 127] Bu hüküm necaset-i hafife adını alan şeylerde değişiktir. Böyle mezhepler arası ihtilaflı meselelerde ise, ihtiyaten muhalif mezhebin görüşüne uymak müstehaptır.

Sonuç olarak;

Teknik ve teknolojinin getirdiği kolaylıklar yanında, onların sebep olduğu nice onarılmaz tehlikeler de olabilmektedir. Dolayısıyla bu ve benzeri meselelerde acele etmemeli, bir çırpıda “caizdir” veya “değildir” hükmünü vermemeli ve bunlara ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Nitekim İslâm büyükleri, âlim ve ârifler de öyle yapmışlar, bu yolu takip etmişlerdir. O bakımdan bir şeyi kesin olarak öğrenip bilinceye kadar dikkatli davranmalıdır. Tabii bütün bunları söylerken, saf sabun zannettiklerimizin de, ne hale geldiğini, onların imalatında da nelerin kullanıldığını unutmamak lazım. Dolayısiyle imkân nisbetinde, olabildiğince yanlışlardan ve şüphelilerden kaçınmamız gerekiyor. Rabbim cümlemize kolaylıklar ve rızasına muvafık çıkış yolları nasip eylesin.

Go to top