Selamun aleyküm.Merhaba hocam, benim facebookta bir dini syfam var, oraya birisi bir mesaj göndermiş, ben size sormak istedim, en doğru cevabı verebilmek için..Hocam sorusu özet olarak şöyle:Allah kelamı olması bakımından kitapların arasında farklılık yoktur, diyorlar. Bu ne demektir? Hakikatin ‘en’i mi olur filan, diyorlar. O zaman Kur'an-ı Kerim semavi kitapların en yücesi, en değerlisi gibi şeyler demenin hükmü nedir?Bu tarz bir şey sordu..Ben de dedim ki; kimse bunu haşa diğer semavi kitaplara bir noksanlık isnadında bulunmak için söylemiyor; Kur’an-ı Kerim kitapların en mükemmelidir, biz böyle inanıyoruz, falan diye söyledim.Siz ne yorum yaparsınız?Teşekkürler şimdiden.. Handan handan – gmail
*******
Ve aleyküm selam, merhabalar kardeşim;
Aslında, ‘kimse bunu haşa diğer semavi kitaplara bir noksanlık isnadında bulunmak için söylemiyor; Kur’an-ı Kerim kitapların en mükemmelidir, biz böyle inanıyoruz’ demekle doğru söylemişsiniz. Ama bu sözü biraz daha açmak herhalde daha uygun, daha yararlı olur. Şöyle ki:
Evet, ‘Allah kelamı olması bakımından [İlahî-semavî] kitapların arasında farklılık yoktur’. Bu doğru. Hepsi de Rabbimizin (c.c.) kelâmıdır. Fakat tahrifata / bozulmaya uğramayan, bizzat Cenab-ı Hakk’ın muhafazası altında bulunan, gelmesiyle diğerlerini hükümsüz kılan, ahkâmı kıyamete kadar bâki olan yegâne kitap Kur’an-ı Kerim’dir. Peygamberlerin sonuncusuna (s.a.v.) son Kitap olarak inzal olmuştur. Bugün semavî münzel suhuf (sahifeler) elimizde yok, elimizde var olan kütüb de muharref halde. Kaldı ki insan eliyle bozulmaya-değişime uğramamış olsalardı bile, biraz önce belirttiğimiz gibi, hükümleri Kur’an-ı Kerim tarafından mer’iyetten / yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca Peygamberler (aleyhimüsselâm) arasıda bile tafdıl (biribirlerinden üstünlük) câri olduğuna göre Kitaplarda neden olmasın. Elbette ki var ve Kur’an-ı Kerim hepsinin en üstünü, en yücesi, en kıymetlisidir. Ona o üstnülüğü veren de yine Mevlâmız, yani o kelâmın sahibi... Bunu inkâr veya itiraz, Allah korusun insanı iman yönünden sıkıntıya sokar.
Kısacası dünyada da ahirette de varlıklar hepsi aynı değildir. Kendi nevileri arasında bile mütefavittir / muhteliftir. İnsanların tamamı Allah teala’nın mahlûkudur, şüphesiz hepsini O yaratmıştır. Ama hemen hemen hiçbir bakımdan biri diğerinenin aynı değildir. Bir numara, İki Cihan Serveri Efendimizdir (s.a.v.); iki namara Hz. İbrahim’dir (a.s.)… Böylece devam edip gider.
Ayrıca ins ve cinnin kimi mü’min kimi kâfir… Elbette ki mü’minler üstündür. Lakin mü’minler de aynı seviyede değildir. Avamı var, havâssı var, havâssu’l-havâssı var…
Keza Cennet’in dereceleri de, Cehennem’in derekeleri / tabakaları da biribirinden farklıdır. Hemen hepsinin “en”leri vardır. Mesela Cehennemin en alt tabakasına insanlığın en âdisi olan münafıklar gireceklerdir! Oysa bunların tamamı Allah’ın mahluku, onun kuludur, öyle değil mi?
Velhâsıl, Şeytan’ın bu basit fakat tehlikeli mantık oyunundan bir an evvel kurtulmak gerekir. Yoksa iş, başka sapık ve sapkın yollara doğru açılır, uzar gider…
Vesselâm…
Mevzu ile ilgili daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki linke ve bu makalede gösterilen diğer linklere bkz.
http://halisece.com/islami-makaleler/2941-kur-an-i-kerim-ve-diger-semavi-kitaplar.html