Muhterem Halis Hocam,
Nasılsını, uzun zamandır halinizi hatrınızı soramadım. Umarım son konuşmamızdan bu yana sağlığınız ve işlerinize dair herşey yolundadır. Allah-u Teâla işlerinizi hayra çıkarsın.
Hocam müsadenizle bir sorum olacak. Devlet kurumlarından birine bir vatandaş olarak yapmam gereken bir bildirim vardı ancak ben bu sorumluluğumun farkında olmadığımdan bu bildirimi yapmayı geciktirdim. Devlet nezdinde bu geciktirme durumu doğrudan bir idari para cezasına tabi olmakta, fakat devlet tarafından bu durum tespit edilmediğinden herhangi bir ceza bana tahakkuk etmedi. Bizzat ilgili kuruma gidip hatalı olduğumu ve kendi beyanıma istinaden cezanın kesilmesini istememe rağmen, üzerinden zaman geçmiş olması ve bazı sistemsel olanaksızlıklar nedeni ile şuan bu cezanın bana tahakkuk etmesi mümkün olmamakta. Ancak vicdanım rahat etmemekte ve devletten bir nevi para kaçırmış gibi hissetmekteyim. Doğrudan herhangi bir devlet kuruluşuna hibe yapmak da bildiğim kadarı ile mümkün değil. Bu durumda vebalden kurtulabilmek adına ne yapmalıyım? Borç tutarı kadar parayı fakirlere veya devlet kurumlarına yakınlığı ile bilinen vakıflara(Mehmetçik vakfı vb.) parayı yatırmam uygun olur mu? Bu sıkıntım ile ilgili yardımcı olabilirseniz çok müteşekkir olacağım. Ayırdığınız zaman ve sabrınız için şimdiden teşekkür ederim muhterem hocam. Allah-u Teâla'ya emanet olun.
Saygılarımla.
Doruk Baş – gmail
*******
Ve aleyküm selâm muhterem kardeşim; teşekkür ederim, Mevlâ’ya hudutsuz hamd ü senâlar olsun, idare etmeye çalışıyoruz. Hayır-dualar eder, dualarınız beklerim.
Müsaadenizle evvela meselenin ehemmiyeti üzerinde duralım, sonra da sizin sorunuzu cevaplamaya çalışırız.
Malum olduğu gibi her insanın, vatandaşı olduğu ülkeden beklediği hakları olduğu gibi, yerine getirmekle mükellef bulunduğu vazifeleri de vardır. İnancı, sosyal ve kültürel yapısı her ne olursa olsun, toplum halinde yaşamanın insana yüklediği belli bir takım mes’uliyetler vardır. Bu mes’uliyetlerin temel dayanağını âmme menfaati / kamu yararı, başka bir ifadeyle içtimaî menfaatler (toplumla ilgili faydalar) teşkil etmektedir.
Toplumu teşkil eden insanlara fert olarak yüklenen sorumluluklar, onların toplum olarak yararlarına yöneliktir. Her sorumluluk, dolaylı ya da dolaysız bir şekilde yine fertlere hak olarak döner. İhlâl ve ihmâl edilen bütün sorumluluklar, bir bakıma ferdî veya içtimaî (uyd. bireysel ya da toplumsal) hakkın iptâli yani bozulup hükümsüz hâle getirilmesi olarak nitelendirilebilir.
Hak talebi veya içtimaî hayatın getirilerinden / katkılarından faydalanma, bir yönüyle sorumluluğun yerine getirilmesi ile irtibatlıdır, birbirine bağlıdır. Şüphesiz toplum olarak yaşamanın belli esas ve kaideleri (uyd. kuralları) vardır. Ayrıca hemen her hukuk sisteminde, hak-yükümlülük dengesi cihanşümûl bir prensiptir (uyd. evrensel bir ilkedir). Kişilerin haklarının, yükümlükleri ile doğru orantılı oluşu bu esasın dar manada açılımıdır.
Söz konusu ettiğiniz para cezası da, vergi gibi vatandaş olarak yerine getirmek zorunda olduğumuz bir yükümlülüktür. Sizin de ısrarla üzerinde durduğunuz üzere, mükelleflerin bunu ödememeleri / vermemeleri, o toplumda yaşayan fertlerin haklarını bir nevi gasptır. Başka bir ifadeyle, devlete ödememiz gerekenlerin (vergi-ceza vs.) bir şekilde ödenmemesi, kul hakkına girer. Kul hakkının yenilmesi de dinimizde ne derece vebâli mûcip günahlardan ve ne denli çirkin bir davranış olduğu izaha ihtiyaç duymayacak ölçüde açıktır. Bu itibarla her ne şekilde olursa olsun bir Müslümanın, devlete ait borçlarını da kesinlikle ihmâl etmemesi gerekir. Bunları ödememek caiz olmaz.
Aslında buraya kadar yaptığımız izahlar, başta da belirttiğimiz gibi, meseleyi bilmeyen, bu mevzulara vakıf olmayanlara anlatmak içindi.
Sizin durumunuza gelince…
Mesajınızda da ifade ettiğiniz üzre, ‘Borç tutarı kadar meblağı fakirlere veya devlet kurumlarına yakınlığı ile bilinen vakıflara (Mehmetçik vakfı vb.) yatırma’nızda / vermenizde herhangi bir mahzur olmaz. Maamafih, illâ da devletle ilintili bir müessese olması da şart değildir. Herhangi bir fakire / yoksula da verebilirsiniz. Hatta en güzeli dinî ilimlerin okunup okutulduğu müesseselere vermeniz daha muvafık ve daha münasip olur.
Sizler de Allah’a emanet olunuz.