Selamün Aleyküm Hocam,kıymetli vakitlerinizi alıyoruz ama İnşAllah lütfedip uygun görüp verdiğiniz cevaplar hem bizleri hem de sizi takip eden diğer kardeşlerimizi bilgilendirecek.

Uygun gördüğünüzü cevaplayın size rahatsızlık verip,yormak istemeyiz.

1- Hocam babalarının sağlığında,babalarının birisinin hakkını gasp ettiğinden haberdar olan varisler (çocukları) babalarının ölümünden sonra bu hakkı sahibine iade etmekle yükümlü müdürler,yoksa tüm sorumluluk babalarının mı olur,varislere (çocuklara) düşen miras helal midir?

2 - Malumunuz ülkemizde malesef medeni hukuk yürürlükte.Erkek kardeşler feraiz hukukuna göre paylaşım istiyor kızlar medeni hukuka göre böylece bir anlaşmazlık doğuyor.Yani dünyevi mal yüzünden Hazret-i Allah'ın koyduğu hükümler bile bile görmezden geliniyor.Babanın ve Annenin ölümünden sonra varisler feraiz hukukuna göre mi paylaşım yapmaları gerek yoksa medeni hukuka göre mi?Örnek olarak Baba öldü erkek kardeş dindar ve babalarından kalan mirasın feraiz hukukuna göre paylaşılmasının istiyor,kız kardeş veya eniştede daha fazla mal düşeceği için medeni hukukak göre paylaşımını istiyor bu durumda olay mahkemeye intikal ediyor ve kız kardeşin-eniştenin istediği gibi medeni hukuka göre miras paylaşımı yapılıyor.Erkek kardeşte mahkeme zoruyla hakkını helal etmeden bu durumu kabullenmek zorunda kalıyor.Bu durumda kız kardeşin-eniştenin aldığı mal helal olur mu?

3- Babam ve amcam dedemin yanında çalışıyordu.Kazanımlar ortaktı.Babam vefat etti.Fakat ölmeden evvelce anneminde şahit olduğu bir konuşmada dedem şirket kuracağız: '%51 benim %25 akifin %24 alinin' demiş.Tabiki babam öldükten sonra şirket kurdular bizlere bir şey vermediler hak iddaa edemedik ve dedem herşeyi ben kazandım dedi çıktı.Fakat amcamın %24 lük hakkını verdi.Fakat bizimkini vermedi daha sonra da dedem evlendi falan.Hatta evlendiği kadının çocuklarına neler aldı neler..ve halama da şirketten belli kısım verdi.Sorum şu olacak:Baba ve çocuklar ortak kazanırken tüm kazanç babanın mı olur?Babam ölmeden dedemle şirket mevzusunda ki bu ahitleşme sahih midir,dinen geçerliliği olur mu?Amcam ve halam dedemin bana babamın hakkını vermediğini biliyorlar ve sırf mal yüzenden dedeme gıkları çıkmıyor,amcamın ve halamın aldıkları malda benimde hakkım olur mu,onların almış oluduğu mal kendilerine helal olur mu?Biraz uzun olduğu hocam kusura bakmayınız gözümde para mal mülk yok çok şükür ama öbür dünyaya bırakacağım işi fakat eğer haklıysam kalbim ferah olsun...

4- Birde hocam erkek karısını seviyor çocukları da var.Hanımı da boşanmak istiyor.Bu durumda olay mahkemeye intikal ediyor ve boşanma gerçekleşiyor.Bu boşanma sahih midir?Dinimiz bazı durumlar haricinde boşanma yetkisini erkeğe verdiğine göre mahkemelerde -erkeğin haklı olduğu ve boşanmayı kabul etmediği durumlarda- kadının boşanmak istemesi ile açılan davalarda kadının dinen de boşanmış olur mu?Yoksa bu boşanma sadece kağıt üzerinde mi kalır? 

5- Erkek kadın karşılıklı istekle boşanıyor çocukları var.Fakat erkek istemeden mahkeme nafaka 3-4 yıl nafaka bağlıyor.Bu durumda çocuklar dışında kadının -islami hükümlere göre geçecek vaktin dışında- alacağı nafaka helal olur mu? 

Sorularımızla rahatsızlık verdik hocam hakkınızı helal edin,Uygun görürseniz cevap verebilirsiniz isterseniz vermeye bilirsiniz de,bizim gönlümüz hep sizinle.

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

1- Bir kimse vefat edince terikesinden (geride miras olarak bıraktığı mallardan);

a- Evvela cenaze masrafları görülür.

b- Bundan sonra borçları ödenir.

c- Üçüncü derecede ölenin vasiyeti varsa yerine getirilir. Fakat vârisi varsa bunun rızası olmadıkça ancak malının üçte birine kadar vasiyeti geçerlidir. Vârislerden birine yapılan vasiyet de diğer vârisler izin vermedikçe muteber değildir. Vasiyyet için muayyen bir şekil yoktur. Yazılı veya sözlü olabilir. Vârisler inkâr ederse şahitler ile de isbat olunur.

d- Bunlar ödendikten sonra geriye kalan malları, akraba ve hısımlık derecesine ve ferâiz hükümlerine göre belli paylarla taksim edilir. Ancak bunlardan hiç biri bulunmazsa üçte birden fazla olan vasiyeti de yerine getirilir. O da bulunmazsa yahut fazla mal kalırsa, zâyi edilmiş mal gibi beytü'l-mâl'e bırakılır.

2- İslâm hukukuna göre yapılmayan paylaşımdan, taksimatın öyle olmasını isteyenler sorumlu olur, vebâl onlara aittir. Ferâizı esas almayı isteyenin de yapması gereken, eğer taksimatta kendisine bir fazlalık isabet etmişse onu hak sahiplerine iade eder. Eksik olanı da diğerlerine hatırlatıp ister. Verirlerlese ne a’lâ, vermezlerse kendisine borçlu kalırlar. Helâl etmezse, Mahkeme-i Kübrâ’da hesaplaşırlar.

3- Baban ölmeden evvel deden tarafından yapılan ve taraflarca itiraz edilmeyip kabullenilen taksimat geçerlidir. Bunun sözlü veya yazılı olması neticeyi değiştirmez. Münasip lisanla hatırlatırsınız, babana ait olan mal-mülk kimde ise talep edersiniz. Mümkünse ve isterseniz şayet, mevcut hukuk sistemini de devreye sokarak almayı denersiniz. Vermezlerse de gene iş ahirete kalmış olur.

 4- İslâm hukukunda mahkeme kararı ile boşama vardır, geçerlidir, taraflar bu hükümle de boşanmış olurlar. Yani evlilik birliğinin sona ermesinin bir diğer şekli, eşlerin mahkemeye başvurarak hâkim kararıyla boşanmalarıdır. Bu şekilde kazâî boşanmaya İslâm hukuku ıstılâhında / literatüründe tefrîk (karı kocayı ayırmak) denilir. Bu tür boşanmanın diğer boşamalardan en önemli farkı, bunun ancak bir hâkim kararıyla gerçekleşmesi ve hâkimin de ancak belirli sebeplerin varlığı durumunda boşanmaya karar verebilmesidir. Detaylı bilgi için bk. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2051-resmi-bosama-kac-talak-hukmundedir.html

5- Bu maddenin cevabı biraz genişçe. Bk. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/798-kadinin-nafaka-hakki.html

Son olarak şunu hatırlatayım; aslında bütün bunlar daha önce sorulmuş ve cevapları da verilmiş meseleler. Sitede araştırma yapmadan soru sormamaya gayret ederseniz memnun olurum. Zira her seferinde yeniden ele almak durumunda kalıyor ve bir yığın vakit ve emek zâyi ediyoruz. Ayrıca soruların kısa ve öz olmasına gayret ediniz.  

Go to top