Selamunaleyküm muhterem hocam, nasılsınız Allah cc sağlık ve afiyet de daim kılsın. Hocam kısaca sorun şudur; geçtiğimiz hafta yaşanan elim patlama sonucu 13 vatandaşımızın neredeyse parçaları bulunamadı 13 kişiden 70 kg parça bulundu, talebelerini yıllarımda (cenaze bahsi işlenirken) cenaze namazı kılınması için mevtanın cesedinin belli bir oranda var olması lazım diye aklımda kalmış, bu oranlar ne idi bilgilerimizi tazelmede yardımcı olur musunuz? Selam ve dua ile, Allah'a emanet olun efendim... Davut Bey – Messenger
*******
Ve aleyküm selam kıymetli kardeşim; teşekkür eder, mukabil hayır-dualar ederim.
Mâlumunuz, cenaze namazı ölen mü’min için yapılan duadır. Cenab-ı Hak’tan Müslüman kardeşimizin günah ve kusurlarının afv u mağfiretini, rahmetiyle muamele eylemesini dilemek, ona karşı olan bu önemli vazifemizi yapmaktır.
Cenaze namazı farz-ı kifâyedir; rükünleri, tekbirler ve kıyam (ayakta durnak)dır. Selâm vermek vaciptir. Cenaze namazında rükû ve secde yoktur. Kerahet vakitlerinde, önceden hazırlanmış bircenaze namazı da kılınmaz.
Cenaze namazının şartları ise altıdır:
1- Ölünün Müslüman olması,
2- Temiz olması (Yani yıkanıp temiz bir kefene sarılması),
3- Cemaatin önüne konulması,
4- Cesedin tamamı, yahut başı da dâhil cesedinin çoğunun veya yarısının (orada mevcut) bulunması,
5- Cenaze namazı kılanların herhangi bir mazeret dışında binek üzerinde bulunmamaları,
6- Cenazenin yerde bulunması. Herhangi bir mâzerete dayanmaksızın cenaze bir hayvan üzerinde ya da insanların elleri üstünde iken kılınan namaz caiz olmaz.
***
Sorunuzda dile getirdiğiniz meseleye, yani 4. Maddede anlatılan hususa gelince…
Evet, Hanefî fıkhına göre fıkhına göre hüküm öyledir. Cesedin tamamı yahut başı da dâhil cesedin çoğunun veya yarısının orada mevcut bulunması gerekir. Aksi halde namazı kılınmaz.
Mesela bir insanın el ve ayak gibi bir uzvu, bir yerde bulunsa ne yıkanır, ne de cenaze namazı kılınır. Ancak defnedilir. Çünkü meşrû olan, cenaze üzerine namaz kılmaktır. Cenaze de uzuvdan değil, vücuttan ibarettir. Zira uzuv sahibi ölmemiş, hayatta da olabilir. Biraz önce de belirttiğimiz üzere bu hüküm, Hanefilere göredir.
Ancak, pek çok meselede olduğu gibi, bu meselede de yani Müslüman ölünün vücudunun bir parçası bulunması halinde, onu yıkamak hususunda âlimler arasında görüş farklılıkları vardır. İmam Şâfiî, İmam Ahmed b. Hanbel ve İbn Hazm (rahımehumullah), "yıkanır, kefenlenir ve üzerine namaz kılınır" demişlerdir.
İmam Şâfiî (rh.), "Bir kuş, Cemel vak’asında Mekke-i Mükerreme'ye bir el getirip attı. Parmağındaki yüzüğünden Mekkeliler onu tanıdılar. Bu eti yıkayarak namaz kıldılar. Bu hadise sahabenin (r.anhum) huzurunda olmuştur" demektedir. Yani onlara göre, bir uzuv da olsa yıkanıp üzerine cenaze namazı kılınacaktır. İnsanın vücudu muhterem olduğu gibi parçası da muhteremdir. [Bkz. Günümüz Meselelerine Fetvalar]
Ahmed İbn Hanbel (rh.) da der ki: "Ebû Eyyûb (r.a.), vücudun bir ayağı varken, Ömer (r.a.) ise bir kemiği varken (onların) üzerlerine namaz kılmışlardır."
İbn Hazm (rh.), "Müslüman ölüsünden bulunan her şey üzerine namaz kılınır; şehit değilse yıkanır, kefenlenir." demiştir. Bulunan parça üzerine namaz kılmaya niyet edilir. Namaz ise hepsine, yani ceset ve ruhu üzerine kılınır.
İmam-ı Azam Ebû Hanife ve İmam Mâlik'e (rahımehumallah) göre ise; "Eğer yarıdan çoğu bulunursa (yahut başı da dâhil cesedinin çoğunun veya yarısının orada mevcut bulunması halinde) yıkanır ve namazı kılınır; eğer bulunmazsa yıkanmaz ve namazı kılınmaz." Öylece defnedilir.
Bilindiği üzere Doğu ve Güneydoğu’daki kardeşlerimizin çoğunluğu Şâfiîdir. Dolayısiyle orada vefat edenler de kuvvetle muhtemeldir ki Şâfiî mezhebine müntesiptirler ve cenaze namazları da ona göre kılınmıştır.