selamün aleyküm. Biz size güvenip, itimat edip sorular soruyoruz.Siz de aydınlatıyorsunuz; sağolun.. Sizi veya başka ehli sünnet alimlerini tanıyamayanlar, ehli sünnet olmayan birtakım hocaların peşine takılıyorlar. Benim sizden öğrenmek istediğim ….... gibi tvlerde çıkan hocalar hakkındaki kanaatiniz nedir? Ekranlarda kimi dinlemeli, kimlere dikkat etmeli? Herkesin istifade edebileceğini düşünüyorum. Aydınlatırsanız sevinirim.

Soru: HARUN. tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******                                      

Ve aleyküm selam.

İtimadınız için teşekkür ederim. Bizim yapmaya çalıştığımız da, o itimada liyakat yönünde gayret sarfetmekten ibarettir. Rabbim (c.c.), birbirimizden istifade ve istifazadan mahrum bırakmasın. Rızasına muvafakatten kıl ucu kadar dahi ayırmasın. Bu bir…

İkincisi, kim kimin peşine takılır, kimlerin arkasından gider ona da kimsenin bir diyeceği olmaz / olamaz elbette… Herkes hür iradesiyle hareket eder. Sünnetullah dediğimiz İlahi kanun böyle... Kimseye icbar yok. Hidayet de dalalet de belirtilip bildirilmiş, dileyen dilediğine tâbi olur. Sonunda da karşılığını ona göre alır.

Üçüncüsü burada şahıslar / isimler üzerinde fazlaca konuşmanın / yazıp çizmenin faydadan ziyade zararı tevlid edeceğinin şuurunda olmamız lazım. Aklı olan ve iman emriyle muhatap bulunan herkesin belli ölçüler dâhilinde kimin ne olduğunu bilmesi, at izi ile it izini birbirine karıştırmaması gerekir. Çünkü söz konusu şahıslar saklıda-gizlide değil. Onlar da her şeyi alenen yazıp çiziyor, konuşuyor. Ehl-i Sünnet caimasının itikatta-amelde-ahlâkta ölçüleri bellidir. Bu kıstaslarla / kriterlerle ölçüp biçecek ve tartacağız ki, kimin ne olduğunu anlayabilelim. Yoksa tek-tek bir şeyler avlamanın zararı faydasından çok daha fazla olur.

Mesela atalarımız âmiyâne tabirle ne demiş; “Kılavuzu karga olanın burnu b..tan kurtulmaz.” Yani insan, kendine örnek aldığı ve peşine düştüğü kimseye dikkat etmelidir. Onda eğer üstün meziyetler varsa ne a‘lâ… Aksi halde kötü kimsenin arkasına düşen kişinin başı dertten kurtulmaz. Hele ki bu kılavuz-rehber, maddî-dünyevî alanda değil de, manevi-uhrevî sahada ise felaket fevkalâde büyük demektir. O bakımdan yine atalarımızın deyimiyle, ‘Yandı gülüm keten helva: iş işten geçmiş, tavşan yamaca geçmiş, fırsat kaçırılmışdemektir. Çünkü insanın -Allah korusun- ebedî hayatı mahvolmuştur.

Peki, isimlerini zikrettiğiniz mûmâ ileyhlerin dinî ilimler sahasındaki kılavuzları kimdir?

İbn Teymiye değil mi?

İbn Teymiye kimdir?

Vehhabiliğin fikir babası!

O halde bunları burada uzun uzadıya tahlil edip tenkide tabi tutmanın faydası ne olacak?

Zira İslâmî ilimlerde temel kaidelerdendir; “Mârûf ve meşhur olan şeylerin isbatı gerekmez.” Maamafih bir link vereyim, diğerlerini de kendiniz arar, bulur ve ne demek istediğimiz hakkında fikir sahibi olmaya çalışırsınız. Tabii kapalı bir taraf kalmışsa şayet…

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/522-feraiz-ve-mustafa-islamoglu.html 

Ayrıca şu linki de dikkatle okuyunuz: 

http://belgelerlegercektarih.net/mustafa-islamoglunun-teorisini-curuten-yazi/

Binaenaleyh bakacaksın; kişinin itikadî-amelî-ahlâkî (manevi-tasavvufî) ölçülerinde kaynakları-dayanakları kim, konuşma ve yazışmalarında Ehl-i Sünnet’e aykırılık var mı, yok mu? Varsa uzak duracaksın. Yoksa da zâhirî ilim noktasından -şayet mecbur kalmışsan- ihtiyacın kadarını alıp uzaklaşacak, o tehlikeli mahalde fazla oyalanmayacaksın. Ahlâkî / manevi mevzuları ise meşrebinle alakalı kişilerle konuşacak, onlardan faydalanma yoluna gideceksin.

Bununla beraber yukarıda da hatırlattığımız gibi sitemizde, bunlardan bazılarıyla alakalı açıklamaların, ikazların / uyarıların olduğunu da bilmenizi isterim. Ama bu ifadelerinizle bir nevi onları da okumadığınızı itiraf etmiş olmuyor musunuz? Bilmiyorum, yazılanları okumak, siteya girip arama penceresinden soruşturuvermek bu kadar mı zor?! Oysa bu mevzularda (Ehl-i Sünnet itikadı-ameli-ahlakı ve tarihî-içtimaî, hatta aktüel alanlarda) ölçü olabilecek bir yığın makale, soru-cevap, araştırma yazıları mevcut sitemizde... Lütfen bkz. dikkatlice okuyunuz.

Hakikaten rica ediyorum; ne olur, artık “Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur” üslûbundan kurtulmaya birazcık gayret gösterelim. 

Go to top