Hocam hayrlı akşamlar önceki sorularıma verdiğiniz cevablar için teşekkür ederim sakıncası yoksa 3 sorum var
1- Taharet perdesi amacıyla, ön tarafdan, bir kısmı dışarıda kalacak şekilde pamuk kullanılması orucu bozar mı?
2- ipek zînettir diyorlar bu durumda dikkat çekmeyen ipek ferace giymek caiz midir? yoksa zîneti göstermek olacağından günah olur mu?
3- hanefi mezhebinde çenenin altı yüzden sayılmıyor diye duydum. yüzümüzde su değmedik yer kalmasın diye garantiye almak için yüzümüzden olmayan yerleri de yıkamak yani her abdestte çenenin altını da yıkamak günah olur mu bidat sahibi olur muyuz?

Soru: hayat yolu tarafından yazıldı. Kategori: Soru – Cevap

*******

Selamün aleyküm.

Hayırlı akşamlar.

Eğer sitede veya herhangi bir ilmihal kitabında rahatlıkla bulabileceğiniz meseleleri soru diye yazıp göndermez ve bizi gereksiz yere meşgul etmezseniz, tabii ki bir sakıncası olmaz. Lütfen bu ölçüleri aşmamaya gayret edelim. Pek de dikkate alınmayan bu hatırlatmayı yaptıktan sonra sorularınıza geçebiliriz.

1. Oruçlu iken, içeri tamamen giren şey orucu bozar; keffaret icap etmez ama, güne gün olarak kaza lazım gelir. Pamuk da fitil de bozar. Ama yarısı dışarıda kalırsa orucu bozmaz.

2. Farklı fıtratlara sahip olan kadın ve erkeğe dînimiz ayrı statüler tanımıştır. Erkeğe altını, ipeği yasaklamış; fakat kadın nezâketi, inceliği ve zarâfeti temsil ettiğinden, ona, her türlü süs maddesi ve zînet eşyasıyla birlikte altın ve ipek de helâl kılınmıştır. Ferace giyim eşyasıdır, tesettürü temin ettikten sonra ipekten mâmul feracenin bir mahzuru / günah olmaz

3. Abdestte çenenin altını da yıkamak günah olmayacağı gibi, bunu işlemekle bid’at sahibi de olmazsınız; bilakis ihtiyat üzere hareket etmiş olursunuz. Mâlum olduğu üzere kadınların örtünmesi gereken uzuvları el, yüz ve ayaklar dışında kalan tüm bedenleridir. Açık rivayette yüz için bir sınır belirlenmemekle beraber, fukahanın çoğuna göre yüzün sınırı, baştaki saç bitiminden çene altına ve bir kulak yumuşağından diğerine kadar olan kısımdır. Temel fıkıh kitaplarımızdan Hidâye şerhinde, Bahr-i Râik ve İbn-i Âbidîn'de de aynı husus belirtilmiştir. Nitekim başörtüsünü çenenin üstünden bağlama mecburiyeti yoktur, çene altından da bağlanabilir. [Bk. Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi, 1, 11]

Go to top