Karı-koca yaşlı ve hasta, oruç tutamıyorlar, maddi imkanları da kısıtlı, fidyelerini taksitle verebilirler mi? Veya durumu iyi olan çocukları, yakınları onların fidyesini ödemesi gerekir mi?
Soru: İsmi mahfuz bir okuyucu tarafından soruldu. Kategori: Soru - Cevap
*******
Hasta bir mü’min tutamadığı oruçlar için, mümkünse öncelikle kaza etme yoluna gitmelidir. Çünkü ömür boyu iyileşme umudu olmayan hastalar fidye verebilir.
Oruç tutamayacak kadar hasta ve yaşlı olan bir Müslüman, tutamadığı her güne karşılık bir fidye verir. Bu, oruç yerine geçerli bir bedeldir. Fitrenin miktarı ne ise fidyenin miktarı da odur.
Fidye vermek için maddî imkânı olmayana (dinen fakir kabul edilen kimseye) fidye vermek şart olmaz. Fakat taksitle de olsa verebilirlerse güzel olur. Ya da onun çocukları, ebeveyni ve sair yakınları -mecbur olmamakla birlikte- isterlerse onun adına fidye verebilirler. Bu da takdire değer güzel bir davranış olur, yapan da nezd-i ilahide ecrini-mükâfatını alır.
Oruç hakkındaki fidye, aşağıdaki ayet-i kerimeyle sabittir:
"…(Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır." [Bakara suresi, 184]
Ayet-i celilenin açık ifadesinden de anlaşıldığı gibi, oruç hakkındaki fidye; hastalık ve ihtiyarlık gibi mâzeretler dolayısıyla edâ ve kazâya imkân bulunmadığı zaman verilir.
Binaenaleyh bir kimse fidyesini verse, sonra da oruç tutabilecek duruma kavuşsa, evvelâ verdiği fidyelerle yetinemez, tutamadığı oruçları kaza etmesi gerekir. Bu durumda kaza etmeden ölürse, önceden oruç borcunun ödenmesi için vârislerine vasiyette bulunmuş olması gerekir. Onlar da mirasın üçte birinden bunu ödemek zorundadırlar. Sıhhatine kavuşmadan vefât edecek olsa, verdiği fidyeler kâfi gelir, vasiyette bulunması gerekmez.