Hocam hayırlı günler.. Yeni kapanmış bir kızla tanıştık diyelim.Kız kapanmadan önce 2.5 sene birisiyle sevgili olmuş.(öpüşmek) durumunu yaşamış.evlenme niyeti de varmış.olmamış.o kızla evlenmek yada evlenme niyetiyle tanışmak doğru mudur? Böyle birisinden eş olur mu? bu günahı işledi diye uzak mı durmalıyız?

Soru: Mehmet Nedim tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Selamün aleyküm. Bilmukabele size de hayırlı günler...

Sorduklarına gelince…

1. Müslüman bir erkeğin, kapalı veya açık herhangi bir kadınla tanışması belli usûl ve esaslara bağlıdır. Öyle ulu orta görüşmek, arkadaşlık etmek, hele hele halvette bulunmak asla caiz olmaz. Bir defa bu durumu tesbit edip yerli yerine oturtalım. Bunun için de aşağıdaki linkleri mutlaka ve dikkatle okuyunuz: http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2567-kiz-arkadas.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/976-islam-da-flort-ve-zina-turleri.html

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/2456-flort-ve-kufur.html

http://www.halisece.com/sosyal-meseleler/2925-flort-caiz-mi.html

2. Kapanmadan önce birileriyle İslâmi çerçeve dışında yaşamış, evlenme niyetleri de varmış, fakat evlenememişler. Şimdi ise kapanıp tevbe etmiş… Cenab-ı Hak tevbesini kabul etsin. Buraya kadar olan kısım onun şahsını ilgilendiriyor. Bize düşen, onun hakkında Allahu Teâla’dan hidayet-i kâmile dilemektir.

3. Dilerseniz üçüncü maddede de karşı tarafı (erkeği) alakadar eden durumu ele alalım.

Diyorsunuz ki; “o kızla evlenmek yada evlenme niyetiyle tanışmak doğru mudur? Böyle birisinden eş olur mu? bu günahı işledi diye uzak mı durmalıyız?”

Malum olduğu üzere tevbe geçmişi siler. Allahu Tealatevvâb”dır, tevbeleri çokça kabul edendir. Samimi ve sürdürülebilen bir tevbeden sonra her mü’min hiç günahı olmayan kimse gibidir, tertemizdir. Nitekim Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlardır ki:

Günahından tam olarak dönüp tevbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” [İbn Mâce, Zühd, 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, 10, 150]

Bu hadis-i şerifte geçen “et-tâib” lafzı, sürçüp, düşüp kapaklandıktan sonra hemen kalkıp tevbe, inâbe veya evbe ile doğrulan; yanlışının farkına vararak Cenâb-ı Hakk’a teveccüh eden, sonra da yalvarıp yakarmalarıyla tevbe musluklarında arınmaya çalışan kişinin hâlini ifade eder. Hadis-i şerif, isim cümlesiyle beyan buyrulmuştur. İsim cümlesi ise devam ve sebat ifade eder. Demek ki bu mübarek beyanda, aynı zamanda tevbe ve istiğfardaki devamlılığa dikkat çekilmektedir. Yani kişi ne zaman tökezleyip günah çukuruna düşse, her defasında, hiç vakit geçirmeden, hemen tevbe, inabe ve evbe kurnalarına koşmalıdır. 

Binaenaleyh böyle bir kişiyle evlenmenin şer’î bakımdan herhangi bir mahzuru olmaz. Fetva açısından caiz olmasına caizdir. Ancaaak…

…meseleye örfî-içtimâi (gelenek-görenek ve sosyal) açıdan, içinde bulunduğunuz toplum değerleri bakımından ve de takva penceresinden baktığınızda ileride sizin için bir problem oluşturabilcekse, huzur ve sükûnunuzu örseleyebilecekse iyi düşünüp ona göre karar vermelisiniz. Nitekim Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Çöplükte biten-yetişen gülden sakının” buyurmuşlardır. [Bkz. Gazalî (d. 1058 - v. 1111), İhya, 2, 107; Aclûnî (d.1087/1676 - v. 1162/1749), Keşfü’l-Hafa, I, 272]

Hadis-i şerif kaynaklarda, hem merfû yani Peygamber Efendimizin (s.a.v.), hem de mevqûf yani Hz. Ömer’in (r.a.) sözü olarak nakledilmiştir.

Bununla çevresi iyi olmayan ve o muhitin İslâm’a aykırı örf ve âdetleriyle / gelenek ve görenekleriyle yetişen güzel kızla evlenmenin sakıncalarına dikkat çekilmiştir. Mesela evlilik öncesi yaşanan flört halleri, sözde kadın-erkek arkadaşlıkları vs. gibi…

Binaenaleyh buradaki maksat, soy-sop ayrımcılığı değildir elbette... Bilakis yetişilen çevrenin iyi veya kötü olmasının tesirine ve yetiştiği ortamın kötülüklerinden etkilenen kimselere dikkat çekilmiştir. Çünkü İslâm’da “küfüv”ün (denkliğin) temel unsuru din ve ahlâk noktasıdır. Nitekim,

Bir kadın dört şey için nikâhlanır: Malı (zenginliği), hasebi (soyu-sopu, asaleti), güzelliği veya dini için... Dindar olanı tercih edin ki, eliniz dert görmesin.” [Buharî, Sahih, Nikâh, 15] mealindeki hadis-i şerifte de bu hakikate işaret edilmiştir.

Mevzu ile ilgili daha geniş bilgi için lütfen bkz.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3043-kotu-kadinlar-kotu-erkeklere-ayet-i-celilesi.html

Go to top