Soru: Garib Garib tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap
*******
Ve aleyküm selam.
1. İstibra için sarıp, çıkartmayı unuttuğunuz, abdest ve namazdan sonra alıp attığınız peçetedeki necaset, eğer el ayası kadar bir alandan az bir yere yayılmışsa bu namaza mâni olmaz. El ayasından fazla bir alana yayılan idrar ise namazın sıhhatine mânidir, iade etmeniz gerekir. Keza katı pislikten de üç gramdan fazlası elbise veya bedende bulunursa namaza engeldir. Bu itibarla, namaz kılabilmek için anlatılan miktardaki pisliklerden temizlenmek farzdır. Anlatılan miktarlardan aşağı olan pislikler, namazın sıhhatine engel teşkil etmez, kılınan namaz sahihtir. Ancak yine de bu miktar pisliğin,eğer mümkünse temizlenip yokedilmesi sünnettir. İhtiyat ve takvâ bunu gerektirir, efdâl olan budur. Çünkü bile bile bununla namaz kılmak mekruhtur, kerahet de ibadetin sevabını eksiltir.
2. “İstibra yapmak için peçete vs. gibi bi şey sardık. Daha sonra o peçeteyi aldıktan sonra tekrar tenasül uzvunu yıkamamız gerekir mi?”
Bu hususta aslolan necasetin giderilmesidir, imkânınız yoksa yıkamadan yani silerek de olabilir. Ama bunun en güzeli su ile yıkamaktır. Mümkünse yıkamak gerekir.
3. a) Sırf terleme sebebiyle meydana gelen ıslaklıktan dolayı gusül gerekmez. b) İdrar sıkışıklığından dolayı ‘kaçırmışsanız’, bedeninizdeki ve çamaşırınızdaki ıslanan o kısmı yıkamanız icap eder. c) Uykudan uyanan kimse, yatağında, çamaşırında veya bedeninde bir yaşlık görünce bakılır:
- Şayet rüyada cinsî münasebette bulunduğunu hatırlıyorsa, gusletmesi gerekir. Yaşlığın meni olup olmamasında şüpheye düşmesi bir önem taşımaz.
Ancak ihtilam olduğunu hatırlamadığı takdirde, yaşlığın mahiyetinin ne olduğu üzerinde durulmaz ve gusül gerekmez. Çünkü akıntının şehvetle geldiği bilinmemektedir. Bu mesele (bu hüküm) İmam Ebû Yusuf'a (rh.) göredir.
İmam-ı Azam ile İmam Muhammed'e (rahımehumallah) göre, gelen akıntının mezi olduğunu anlıyorsa, gusl etmesi gerekmez. Fakat meni olduğunu biliyor veya şübheye kapılıyorsa, gusletmesi gerekir. İhtiyata uygun olan da budur. Onun için fetva buna göredir. Yıkınması icap eder.
Yatağından uyanıp kalkan kimse, ihtilam olduğunu hatırladığı takdirde, tenasül organında da bir yaşlık görse gusletmesi gerekir.
Ayakta veya oturduğu yerde uyuyan kimse, uyanıp da bu organında bir yaşlık görse, bakılır:
- Eğer bu yaşlığın meni olduğuna kanaati varsa veya uyumadan önce bu organı hareketsiz bir halde idi ise, gusletmesi gerekir. Fakat böyle bir kanaati yoksa ve tenasül organı da önceden uyanık durumda idiyse, gusletmesi gerekmez. Görülen yaşlığın mezi olduğuna hükmedilir. Çünkü organın uyanık olması, mezinin çıkmasına sebep olur.
Bir erkek veya bir kadın rüyada ihtilam olsa da meni dışarıya çıkmış olmasa, yıkanmak gerekmez. İmam Muhammed'e (rh.) göre, böyle bir kadının ihtiyat olarak yıkanması gerekir. Çünkü kadından çıkacak bir sıvının yine ona dönmesi ihtimâli vardır.
Vedî, idrardan sonra çıkan katı ve beyaz bir sudur. Mezî de beyaz ve ince bir su olup şehvet hissi galebe çaldığı anlarda meydana gelen bir sudur. Binâenaleyh söz konusu “vedi” ve “mezi”den dolayı gusül gerekmez.
Şehvetten dolayı kadından gelen ıslaklığa ise fıkıh lisanında, "kazi" denilmektedir. Bundan dolayı sadece abdest bozulur, ancak orucu bozmaz ve gusül gerekmez.
Meni ve idrar lekesi necisdir. Bu bakımdan bunu yıkamak gerekir. Ancak meni olduğuna kanaat gelirse, kuruduğunda ovalamakla da temizlenmiş olur.
Görünür halde olan pislikler, izleri (renk, koku ve maddeleri) giderilinceye kadar su ile yıkamakla temiz olurlar. Bir defa yıkamakla tamamen pislik giderilmiş olursa, sahih olan görüşe göre, bir daha yıkanması gerekmez.
Eğer pisliğin rengi, bulaştığı yerden kaybolmayacak halde ise, o eşya, kendisinden bembeyaz su akıncaya kadar yıkanır.