«…………………………………………………………»

Kendisinden istenenler, kendisine hîc zor gelmeyen, ulu arşın Rabbi olan Allahım! Lütf-i kereminden murâdım şudur ki; ümmetin her yerini Şeyh Şâmil ile doldur. Ve onu doğuracak analar ile doldur. Onu yetiştirecek üstâdlar ile doldur. Âmîn. 

Es-selâmü aleyküm ve rahmetullâh.  

SÜÂL: (Abdestte-Guslde-Nemâzda) Mâlikî mezhebini taklîd eden Hanefî, öğle nemâzını bir sebeb ile kılamazsa, İmâm-ı A'zâm Ebû Hanîfe'nin ictihâdına göre «asr-ı sânî»'de kılsa nemâzı sahîh olur mu?

AYRINTI: [İmâmeyn'e göre asr-ı evvel'de kılınmayan öğle kazâya kalır. Mezhebde müftabîh kavl de budur. Fekat, kazâya bırakmak harâm olduğundan, bu kişi nemâzı kazâya bırakmamak için Ebû Hanîfe' nin bildirdiği (asr-ı sânî)'de öğleyi kılsa nemâzı sahîh olur ve kazâya da kalmamış olur. Fekat bu Hanefî kimse aynı zemânda (abdestte-guslde ve nemâzda)  Mâlikî mezhebini taklîd ediyor ve etmek zorunda, mâmâfîh İmâm-ı Mâlik'in mezhebinde ise (asr-ı sânî) olmayıp öğlenin vakti, İmâmeynin ictihâdı ile aynı olduğundan bu kişinin öğle nemâzı ne olur? Zirâ asr-ı sânî'de kıldığı [Ebû Hanîfe'den sebeb] sahîh, Mâlikî'ye göre sahîh değil.]

Süal: Timûrtâşî Işık tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Ve aleyküm selam kardeşim.

Samimi dualarınız için hudutsuz “amin”ler…

Ancak hemen belirtelim; kapital harflerle «KUDÜS İSLÂM'IN SANCAK HAMAS'INDIR» diye pek de hoş olmayan, kulağı ve kalbi tırmalayan gereksiz, klikvârî bir başlık atmışsınız mesajınıza… Kusura bakmayın, onu kaldırdık. Çünkü İslâm da, İslâm’ın şeâiri de cihanşumûldur; topyekün Müslümanlara aittir, hiçbir ırka, hizbe, kliğe mâl edilemez. Bu itibarla tefrika kapılarını aralamaktan şiddetle kaçınmalıyız. Bugün 2 milyara yakın İslâm âleminin çektiği, hep bu tefrika yüzünden değil mi?

Öğretmen olduğunuza göre, dilerseniz geçenki gibi şimdi de imla hatalarını ele alalım.

“hîc” değil “hiç”, “ulu arşın” değil “Ulu Arş’ın” olması; Lütf-i keremi” şeklinde Farisî izafetle değil “Lûtf u keremi” diye atıfla yazılması gerekir. Ayrıca kısacık bir parağrafta “doldur doldur” diye aynı kelimeyi mükerreren kullanmak hoş olmaz. Kezâ süalinizdeki ifade de yanlış. “Asr-ı sânîde kılsa” değil, “asr-ı evvel çıktıktan yani ezan okunduktan sonra asr-ı sânî (girme)den önce kılsa olur mu?” demeniz iktiza ederdi.

Bunları belirttikten sonra;

İkinci ve en önemli hususu da şöyle hatırlatmış olalılm; bu ‘gereksiz’ ‘zorlama’ süal ve ayrıntı’ları derlediğiniz yerde cevapları da var zaten. Ayrıca bize sormanızın mantığını da maksadını da anlamakta cidden zorlanıyor ve soruyorum:

- Bu yaptığınız, abesle iştigâl değilse nedir?

Binaenaleyh bundan böyle bizi bunlarla meşgul etmemenizi rica ediyorum, tamam mı sevgili ve de sevimli Timûrtâşî Işık kardeşim!

Lütfen…

***

Bak, söz konusu yerde “Öğle ve akşam namazı” başlığı altında deniliyor ki:

Öğle ve akşam namazı
Sual: Mâlikî’yi taklit eden, İmam-ı a’zam hazretlerinin kavline uyarak, öğleyi asr-ı evvelde, akşamı da işa-i evvelde kılabilir mi?
CEVAP
İhtiyaç varsa kılabilir. Mâlikî'yi taklit etmeyen de, ihtiyaç olmadan kılamaz. Asr-ı sani, İmam-ı a’zam hazretlerine göre, ikindi namazının giriş vaktidir. İşa-i sani de, İmam-ı a’zam hazretlerine göre, yatsı namazının giriş vaktidir. Fakat bu iki vakitte fetva, İmameyn’in [İmam-ı Muhammed ile İmam-ı Ebu Yusuf’un] kavline, yani asr-ı evvele ve işa-i evvele göredir. Her Müslümanın ibadet ederken, kendi mezhebindeki tercih edilen fetvaya uyması,…gerekir.

Buradaki siyah puntolarla dizilmiş son cümleye de dikkatinizi çekmek isterim. Mezhepler, afedersiniz göçebe çadırı değildir. Durmadan ondan ona geçilmez. İkide bir işine geldiği gibi her mevzuda taklit yoluna gidilmez. Buna ancak zaruret ve mecburiyet hallerinde -belli meselelerde- bir çıkış yolu olarak müracaat edilir. Aksi halde mezhepsizlik kapısını aralamış oluruz ki, Zâhidü’l-Kevserî merhumun ifadesiyle, “Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür!” Günümüz mezhepsizlerinin hâl-i pür-melâli ortada değil mi!

***

Hâtime (Son söz)

Umarım bir daha bu nevi ikaz ve hatırlatmalara gerek kalmaz. Kalırsa da artık süal ve ayrıntılarınız bizde ma’kes bulmaz.

Bilmiş olasınız.

Wesselâm…

Go to top