Selamün aleyküm hocam, Ehli Sünnet imamlarının sakal hakkındaki görüşleri nedir, açıklayabilir misiniz?
Soru: Alpaslan tarafından yazıldı. Kategoru: Soru - Cevap
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Sakal bırakmakta ve diğer sünnetleri işlemekte bir Müslümanın esas niyeti, Peygamberimize (a.s.m.) uymak ve onu taklit etmektir. Mü'minin gayesi, mümkün olduğu ölçüde sünnet-i seniyyeye her yönüyle uymaktır. Fakat, buna muvaffak olmak her babayiğidin harcı değildir elbette. Ancak, herkes sünnetin tamamını yapmasa / yapamasa da, sünnete taraftar olmalı, samimiyetle kabul edip hâlis bir niyetle yapmaya gayret göstermelidir.
İslâmiyet insanı hep zora koşan, çıkmaza sokan, meseleleri / problemleri içinde bunaltan bir din değildir. Ona zaruretler ve mecburiyetler karşısında hep çıkış yolları göstermiş, maddî açıdan da mânevî bakımdan da rahatlatmış, dinini yaşayabileceği müsâit şartları göstermiştir.
Sakal bırakmak, hem fiilî sünnettir, hem de bu mevzuda kavlî sünnet de söz konusudur. Nitekim “Müşriklere muhalefet edip sakalı bırakınız, bıyıklarınızı kesiniz (kısaltınız)” gibi birçok hadis-i şerif vardır. [Buhari, Sahih, Libas, 64]
Dört mezhebe göre sakal meselesinin hükmüne gelince…
el-Cezîrî’nin (rh.) Mezâhibü'l-Erbaa (Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı) isimli eserinde kaydedildiğine göre; bırakılmış sakalı tıraş etmek Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre haramdır. Çünkü sakal bırakmak vacip sayılmaktadır. Şâfîî mezhebine göre ise bırakılmış sakalı tıraş etmek mekruhtur. (Bkz. el-Cezîrî, a.g.e., 2, 44-46)
Ancak fıkıh kitaplarında mutlak olarak zikredilen, sakalı kesmenin haramlığını şöyle açıklayabiliriz:
Evet, bazı âlimler, sakalı tıraş etmek caiz değildir, demişler. Bundan kasıtları, sakalı bıraktıktan sonra tıraş etmek haramdır, demektir. Yoksa hiç bırakmamış olan kişi, haram işlemiş olmaz, bir sünneti terk etmiş olur. Nitekim Huccetü’l-İslam İmam Gazalî gibi bir zât, İbni Hacer, Nevevî, Remlî, Hatîb (rahımehumullah) gibi büyük âlimler, sakalı tıraş etmeyi haram veya tahrimî bir mekruh olarak vasıflandırmıyor, tenzihen mekruh olarak görüyorlar.
Ayrıca bu zamanda sakal bırakmanın sünen-i hüdadan (ibadetlerle ilgili) değil, sünen-i zevaidden (âdetle ilgili sünnetlerden) olduğu da belirtilmiştir. Bunu da nazar-ı dikkatten uzak tutmamak ve bırakana hayırlı-mübarek olsun deyip, çeşitli sebeplerle bırakmayanı / bırakamayanı da niçin bırakmıyorsun diye itham etmemek lazım.
Sakal meselesiyle ilgili olarak lütfen aşağıdaki linke de mutlaka bkz.
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1543-sakalin-ve-tiras-olmanin-hukmu.html