Şîa ve kısımları

Halis hocam

Şîi kliklerin itikat yönünden fırak-ı dâlleden olduğu malum. Peki bunlara küfür isnat edilebilir mi? Yoksa ehl-i bid’at mı denir? Bu hususta bilgi istirham ediyorum, teşekkür ederim. Allah’a emanet olun hayırlı iftarlar.

Soru: İsmi mahfuz bir okur tarafından yazıldı. Kategori: Soru – Cevap

*******

Selamün aleyküm.

Muhterem hocam;

Mesajınızdan anlayabildiğimiz kadarıyla, Şîa gruplarının itikadî durumlarını sorgulamakta ve hangilerinin küfre nisbet edildikleri, hangilerinin ehl-i bid’at ve ehl-i dalâletten addedildiklerini mevzû-i bahs etmektesiniz.

Mâlum olduğu üzre Şîa, sapık ve sapkın ana fırkalardan sadece biridir. Bu mevzuda detaylı bilgi için lütfen bkz.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/347-73-firka-hakkinda-soru.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3119-kader-i-inkar-edenler-ummetin-mecusileri.html

Şîa’nın fikrî-itikadî yapısını, müsaadenizle -bilmeyenler için- kısa ve öz bir şekilde ele almaya çalışalım.

Şîa; Hz. Ali (r.a.) tarafını tutup, hilâfetin onun ve zürriyetinin hakkı olduğuna, kıyamete kadar  bu hakkın onlardan çıkmayacağına inananlardır. İnanç yönünden Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’ten ayrı olduğu gibi amel yönünden de ayrıdır. Bu fırka Hz. Ali’ye (k.v.) karşı aşırı sevgi duyduğundan dolayı, onun hasımlarını küfür ve dalâlet ile itham edecek kadar ileri gitmektedirler. Bu durumda İslâm’ın kendilerine ait hükmünün ne olacağı ehlince mâlumdur, tekrar etmenin gereği de faydası yoktur.

Şîa’nın bir kısmı, Kur’an-ı Kerim’in açık hükümlerine ters düştüğü için Müslüman sayılmaz. Mesela 5 vakit namaz ile Ramazan orucunu inkar eden bir kısım Râfizîlerle Pegamberliğin Âlemlere Rahmet Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) değil, Hz. Ali’ye geldiğine, Hz. Âişe validemizin Peygamberimize -hâşâ- hıyanet ettiğine inanan Hindistan ve Pakistan’da bulunan İsmailiyye fırkası gibi… [Abdurrahman b. Muhammed Bâ Alevî Buğyatü’l-Müsterşidîn, s. 247]

Şîa’nın diğer bir kısmı ehl-i bid’at ise de takfîr edilmez, Müslüman addedilir. Mesela Yemen’de bulunan Zeydiyye fırkası Hz. Ali’nin imamete daha müstehak olduğuna, bununla beraber üst varken astın halife olabileceğine inandıkları için Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer’in (r.anhuma) hilafetini reddetmiyorlar. Şîiler arasında Ehl-i Sünnet’e en yakın grup bu fırkadır.

Caferiyye - İmamiyye fırkasına gelince; bunlar, tefsir sahibi olan Tabarasi gibi zevat müstesna, diğerleri gibi ifrat etmekte… Ashabın (r.anhum) birçoğunu tekfir ederek, Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer’i (r.anhuma) gaspçı olarak tavsif etmemektedirler. Bununla beraber Ehll-i beyt yoluyla rivayet edilmeyen hiçbir hadisi nazar-ı itibara almadıklarından, Buhari ile Müslim başta olmak üzere Kütüb-i Sitte-i Sahiha’yı kabul etmemektedirler.

Bu fırka şu dört esasa dayanıyor:

1- ‘Ismet: On iki imamın günahtan mâsum ve unutkanlıktan uzak olmaları...

2- Mehdîlik: Gizlenmiş olan İmam Muhammed bin Hasan el-Askerî’nin âhir zamanda çıkıp dünyayı refah ve adâletle dolduracağına inanmak…

3- Ric’at. Mehdînin çıkmasından sonra Hz. Muhammed (s.a.v.), Hz. Ali, Hasan, Hüseyin ve diğer imamlarla, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (r.anhum) gibi (onlara göre) hasımlarının diriltileceğine ve onlardan Âl-i beyt’in intikamını aldıktan sonra tekrar öleceklerine inanmak.

4- Taqıyye: Münasip bir zamana kadar durumlarını gizleyip, hüviyetlerini açığa vurmamak... Onlara göre 12 imama iman etmek, Allah’a iman etmekten bir cüz sayılır. Yani 12 imamın imametini inkar eden kimse Müslüman sayılmaz. [İmam Zehebî, et-Tefsîr ve’l-Müfessirûn c. 1, s. 7]

Özetlemek gerekirse bunlar;

Kitap, Sünnet, İcma’ ve Aklı, şer'i deliller olarak kabul ettiklerini söyledikleri halde bazı ayetleri tevil etmekte ve Ehl-i Sünnet’in kabul ettiği bazı hadisleri de reddetmektedirler. Günümüzde daha çok İran, Irak ve Pakistan'da bulunan bu mezhebin mensupları Şîa'nın büyük ekseriyetini teşkil etmektedirler.

Bu fırkaların ötesinde kendilerini Şîi sayan ve fakat mûtedil Şîa'nın kendileri ile ilgileri bulunmadığını belirttikleri Gulât, Gâliye yahut aşırı Şîi fırkalar vardır. İslâm mezhepler tarihi ile ilgili eserlerde belirtilen Sebeiyye, Beyâniyye, Muğiriyye, Harbiyye, Mansuriyye, Cenâhiyye, Nusayriyye, Hattabiyye ve Gurâbiyye gibi fırkalar Hz. Ali'yi -hâşâ- ilâh yahut Allahu Teâla'nın ona hulûl ettiğini iddia ettikleri için mûtedil Şîa tarafından İslâm ve Şîa dışı aşırı cereyan olarak değerlendirilmektedir.

Ehl-i Sünnet için kıstas / ölçü; inançlarında ifrata gidip küfre düşenler ile amelde dalâlet ve bid’at sahibi olanları tefrik edip muâmelelerini ona göre yapmalarıdır. Bâhus evlilik meselesinde, kesim işlerinde hassas davranmalıdırlar. Detaylı bilgi için lütfen bkz.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3188-caferi-alevi-ile-evlilik.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/4232-evlilikte-sunni-bid-i-mezhep-farkliligi.html

Go to top