İkinci Cihan Savaşı bitmiş, İngiltere savaşı kazananlar arasında… Ama ekonomi berbat, halk sıkıntıda...
İlk seçimde Başbakan Churchill'in partisi kaybetmiş, İşçi Partisi kazanmış... Başbakan Attlee, Maliye Bakanlığı'na Cripps'i getirmek istiyor; fakat onun şartı var:
"Başbakan dahil, hiçbir bakan benim onayım olmadan bir kuruş harcamayacak."
Başbakan bunu da kabul etmiş...
***
Bunun üzerine Maliye Bakanı programını hazırlar ve parlamentoya gitmek üzere evinden çıkar. Ancak yolda trafik tıkanır. Parlamentoya zamanında yetişememe telaşı başlamıştır. Şoför durmadan kornaya basar! Polis gelir, sebebini sorar… Şoför durumu anlatır… “Sayın Bakan'ın parlamentoya yetişmesi ve programını açıklaması gerekmektedir...” der.
Polis arabanın penceresinden uzanır, Bakan'ı saygıyla selamladıktan sonra şöyle der:
"Sayın Bakan, parlamentoda kabul ettiğiniz yasaları bizim uygulamamıza izin vereceğinizi umarım!"
***
Bakan sesini çıkarmaz, polis Bakan'a geçiş üstünlüğü vermemiştir.
Bakan parlamentoya geç varır…
Parlamenterlere elindeki kocaman çantayı gösterir; içinde mali programı olduğunu, bunu okuyacağını belirtir ve;
"Muhalefet dahil herkes evet derse, bakanlığı kabul edeceğimi söyleyecektim" der; sabah başına gelenleri anlatır ve sözünü şöyle bağlar:
"Ama, der, o polisin ve benzerlerinin bulunduğu bir ülkede görevler şarta bağlanmaz, bağlanamaz; hiç şartım yok. Eğer Maliye Bakanlığı'nı bana vermekte kararlıysanız, kabule hazırım!"
***
Bilmem, parlamentonun Maliye Bakanı'nı kabul ettiğini, söylediklerini onayladığını yazmaya gerek var mı?
{tortags,473,1}