Selamün aleyküm hocam. Bazı hanım kardeşler kız grubu olarak aralarında, Fıkhus Sünne, Hanımlar İçin İslam İlmihali kitabını müzakere etmek istiyormuş, güvenilir mi diye soruyorlar. Sizce nasıldır? Yazarı Ebu Malik el-Mısri, Vehhabi meşrep olabilir mi? 21:09, 18.12.2016 Pazar. Dr Aziz - Ankara 

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Söz konusu yazar hakkında derinlemesine bir bilgiye ulaşamadım. Ancak ifade ve üslûbundan, bildiğimiz tarzda ve usûlde icâzetli ve güvenilir bir ilim adamı olmadığını mülâhaza ediyorum. O bakımdan itimat edemiyorum.

Ayrıca kitabın ismi de zaten bazı şeyleri tedai ettiriyor insana. Neden Sünnet fıkhı? Mehmet Akif’in “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı / Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı” dediği gibi, bu zat da “Doğrudan doğruya Sünnet’ten alıp ilhamı” mı yazmış kitabını! Onun da hedefi, asrın idrâkine mi söyletmektir İslâm’ı?

Keza sizin de kısaca Vehhabîlik şüphesini dillendirdiğiniz gibi bu zat, Vehhâbiliğin fikir babası olan İbn Teymiye’yi de kaynakları arasından eksik etmemiş, hayli zikretmiş.

Ve kezâlik Müellifin Önsözü'nde, ehl-i bid’at ve dalâletin sıkça kullanıp istismar vesilesi kıldığı şu hadis-i şerifler kaydedilmiş:

Hiç kuşkusuz en doğru söz, Yüce Allah'ın kitabıdır. En hayır­lı yol, Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem)'in yoludur. (Dinî) İşlerin en şerlisi, sonradan ortaya çıkarılandır. (Dinde) Sonradan ortaya çıkarılan her şey bidattir. Her bidat sapıklıktır ve her sa­pıklık cehennemliktir.”

Dikkat ettiyseniz bizim sitede yayınladığımız, Aynü’l-Hakîka fî Râbıtati’t-Tarîka isimli reddiye türü eserde de bu hadislerle itiraz ve inkârlarına mesned aramış dâl ve mudıl olan o mahut kişi. Bunlarla hücum etmiş tasavvuf erbabına… Tabii müellif merhumdan da en muknî, en susturucu cevapları almış haliyle…

Ve yine ÇEVİRMENİN ÖNSÖZÜ’nde de şunları görüyoruz:

“Müellifin, Hanefî fıkhının görüşünü belirtmediği ve farklı tercihlerde bulunduğu konularda, kaynaklarını zikrederek Ha­nefî fıkhının ve diğer üç mezhebin görüşünü belirttim. Bunu iki amaçla yaptım; birincisi konuların mezhepler açısından muka­yese edilmesini sağlamak, ikincisi ülkemizde en yaygın mezhep olan Hanefî mezhebine göre o konunun hükmüyle okuyucuyu bilgilendirmektir. Bu açıklamaları, konu aralarında daha küçük puntada ve paragrafı sağa doğru biraz daha içeride yazarak, mü­ellife ait olmadığını belirtmek İstedim.

Gerek bu ifadelerden, gerekse kitabın genel üslûbundan anladığımız; yazarın kendisini nasslardan hüküm istinbatında yetkili gördüğüdür. Yani ülkemizde bazılarının kendilerini müçtehid sandığı gibi… Ki, en sıkıntılı ve en tehlikeli olan durum da budur! Nev-zuhur müçtehid taslakları… Naylon müçtehidler… Hatta bunlara son zamanlarda bir de “meal müçtehidleri” eklendi. Ne diyelim, Rabbim (c.c.) şerlerinden, sapıttırmalarından bu ümmeti ve evladını korusun.

Hâsılı kelâm netice-i merâm

İsmi geçen kitabı baştan sona okumaya da, yazarı hakkında daha fazla araştırmaya da vaktim yok. Hatta bunun gerektiği kanaatinde de değilim. Zira görünen o ki, pek de güvenilir bir eser değil, özellikle ilim erbabı olmayanlar için... İlim ehli belki tedkik ve araştırma sadedinde bakabilir, okuyabilir; fakat avamın / sıradan insanların / Müslümanların okuması tavsiye edilebilecek türden asla değil.

Âcizane benim size / onlara tavsiyem;

Medrese menşeli, icâzetli bir Ehl-i Sünnet âlimi olan, Alasonyalı Hacı Cemal Efendi’nin (Cemal Öğüt, 1887-1966) Kadın İlmihali’ni okumanız / okumalarıdır. 

Go to top