Selamün aleyküm,
İnternette okuduğum ve itibar ettiğim bir sayfada şöyle bir paylaşım yapılmış.
Bu linkte ifade edilenler ışığında çarşafın hükmü nedir?
Önceki soruya ilaveten bazı bilgiler:
* Çarşaf kelimesi, Farsça çader-şepten [gece örtüsü] bozularak Türkçe’ye girmiştir; tesettür için ev dışında giyilen üstlüktür. Tanzimatta hacca giden İranlılardan alınan çarşaf, önceleri bid’at sayılıp pek tutulmamışsa da, 1870’ten sonra yaygınlaştı. Daha sonra II. Abdülhamid Han, 4 Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirle çarşafı yasakladı.
| Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi*Yaşmak ile ferace giyilirken, 1872’de Subhi Paşanın Suriye valiliğinden dönüşünde ailesi Suriye’den getirdikleri çarşafla görününce, İstanbul’da çarşaf moda oldu.
| Musahibzade Celal, Eski İstanbul Yaşayışı
*1913’te yüz binlerce Balkan muhacirleri İstanbul’a Ortodoks kadınlarının giydiği siyah çarşafı ile gelmişti. Zamanla bu da İstanbul’a yayıldı. Hükümetin zaten uğraşacak hâli yoktu, çarşafa mani olamadı.
| M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimler sözlüğü*https://www.facebook.com/media/set/?set=a.669679019722398.1073742435.607695982587369&type=1
*https://www.facebook.com/media/set/?set=a.669711769719123.1073742436.607695982587369&type=1
*******
Ve aleyküm selam.
Sevgili kardeşim;
Çarşafla ilgili o linkte verilen bilgilerin kaynağı da belirtilmiş. Ayrıca üzerinde durmayı, konuşmayı gerektirecek şeyler de değil. Hemen her yerde bulabileceğiniz-karşılaşabileceğiniz genel-geçer bilgiler... Hatta araştırırsanız, bu hususta daha fazla ve farklı bilgiye de rastlarsınız. Geçelim onları...
Bizim bu husustaki söyleyeceklerimize gelince...
Daha önce mollacami’ye gelen sorulardan birine verdiğimiz cevabı, biraz güncelleştirerek paylaşmak isterim.
Oradaki soru şuydu:
“Çarşaf farz mı, vacip mi, sünnet mi?
Çarsaf meselesi hakkında sorular var. Farz mı vacip mi sünnet mi?
Benim bildiğim hiç biri.. İsteyen istedigi gibi örtünür. Ama bazı grup veya cemaatler şart koşmakta.. Bunlara nasıl cevap vermeli, daha açıkçası bunun doğrusu nedir? Allah razi olsun... Hâlet-i Aşk-ı Zü'n-Nûn – Siegen / Germany”
Cevabımız:
“Çarşaf” Farsça bir isim; aslı, “çâr-şeb”dir, giyilen demek. Bizim üzerinde bulunduğumuz manası ile, Müslüman hanımların tesettür maksadıyla giydikleri kolsuz, bol ve geniş üst örtünün adıdır. Buna "çar" da denilirdi. Öbür ve asıl manası zaten malumunuz ve mevzumuz dışında...
Bilindiği üzere önceki dönemlerde bizim bölgemizde Müslüman kadınlar daha çok ferâce giyiyorlardı… Hicaz ve diğer Ortadoğu bölgelerine giden ailelerin Arap kadınlarının giydikleri "torba", "dolma" diye adlandırılan çarşafları Tanzimat'tan sonra İstanbul'a getirmeleriyle, bu örtü gerek İstanbul ve gerek taşrada da yaygınlaşmıştır.
Eskiden Suriye'de, Hıristiyan ve Yahudi kadınları; Rumeli'nin bazı yerlerinde de Hıristiyan kadınları sokağa çıkarlarken çarşaf giyerlerdi.
Yukarıda da kısaca belirttiğimiz gibi çarşaf, Farsça ‘çar-şeb'den bozmadır. ‘Çar-şeb' de gece örtüsü anlamınadır. Yatak ve yorganda kullanılan bez örtünün adı da buradan gelir.
Çarşaf, ilk kullanıldığı dönemlerde şimdiki yatak çarşafları gibi tek bir parçadan ibaretti. Önden kavuşturulup ayaklardan bele kadar bükülerek sağdan sola, soldan sağa beldeki kemerin arasına sokulur, arkadan ortanın üst kenarı ile peçenin üstüne gelmek üzere baş örtülür, şakaklardan iğnelenir, aynı kenarın baştan aşağı sarkan iki ucu üstüste kapanıp içinden tutulurdu…
İstanbullular ilk zamanlarda siyah kıl peçe yerine yüzlerine dallı yemeni örterlerdi.
Çarşaflar; ipekli, yünlü, pamuklu kumaşlardan yapıldığı gibi muhtelif renkleri de vardı. Fakat en çok kullanılan renk siyah idi.
Kıyafetlerde yapılan değişiklik ve inkılâplardan / devrimlerden sonra Türkiye'de çarşafın giyilmesi yasaklanmış olmasına rağmen, bazı Müslüman kadınlar bu tesettür biçimini korumuş ve günümüze kadar giyilmesini sağlamışlardır.
İslâm'da tesettür yani kadının vücudunu örtmesi kesin nass ile sabittir. Ölçü örtünmektir, örtünün bir şekli yoktur. Bu örtü nasıl olursa olsun, önemli olan vücut hatlarını göstermeyecek şekilde bol dikilmiş ve şeffaf olmayan bir kumaştan olmasıdır.
Abâye, ferâce, harmani ve benzeri bol dikimli dış kıyafetler de Müslüman kadınların giyebileceği kıyafetlerdir. Çarşaf da bu kıyafetlerden biridir, yani sadece biri... Dolayısiyle bazılarının dediği gibi buna farz-vacip-sünnet gibi bir hüküm yüklemek de doğru olmaz. Asıl farz ve doğru olan; belirtilen ölçülere uygun şekilde tesettürlü olmaktır.
***
S o n u ç
Müslüman hanımların giyiminde ölçü; hür olduklarını sembolize eden, kendilerini yabancı erkeklerin bakışlarından koruyan ve Allah'ın râzı olduğu, İslâm’ım emrettiği ölçülerde bol ve içini göstermeyen bir kıyafet ile örtünmeleridir. Bir de içinde bulundukları toplumda, kadınların erkeklere, erkeklerin de kadınlara aykırı olarak giyinmeleri, biribirlerine benzememeleridir.
Bu mevzuda belki daha çok şeyler söylenebilir, yazılıp çizilebilir… Ama işin özü ve özeti budur. Vesselâm…