Sizin sitenizden özet; Tasarruf, kırk yıl ve rakamların esrârı http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/788-malumat.html

“Günümüzdeki nakşi kolları şu an için halidiyye kolunun devam ettiğini ve kendilerinin halidiyye koluna mensup olduklarını söylemektedirler. Bizim silsilemizde malumunuz Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri bulunmamaktadır.. Neye göre bu mübarek zat silsileye dahil olmuştur?” 

Cevabınınız: Bir başka ayrıntı: Silsile-i Aliyye hazeratı içerisinden tütün kullanan yoktur. Ama bu zat (Halid-i Bağdadi)sigara içiyordu. Irak'tan Şam'a gidip yerleşince Şam âlimleri kendisini ziyarette bulundular. Âlim ve âmil olduğu için onların muhabbet ve takdirlerini kazanmıştı. Ancak sigara içtiği için tenkide maruz kalmıştı…. Sonra da Halid-i Bağdadi onların hatırı için sigarayı terketti.

Kısacası Silsile-i Sâdât listesinin dışında kalan isimler, evliya da olsalar belli bölge veya muayyen topluluklar için vazifelendirilmiş zatlardır; buna da kısaca, mürşid-i kâmilin halifesi/halifeleri deniliyor tasavvuf ıstılahında… 

Soru: siz kendi silsilenizdeki büyüklere  nasıl bağlı ve seviyorsanız ben de ( ve sorudaki gibi  Günümüzde ki nakşi kolları Milyonlarca müsliman Mevlana Hazretlerini mürşidi kamil bilip öyle seviyor. Alim ve veli olmayan bir müslimanın bile bir günahtan!  aciz bir kulun hatırı için vaz geçtiği söylenemezken siz bu ifadeyi Allahü Teala’dan utanmadan nasıl Mevlana hazretleri için yazabiliyorsunuz. (başka bir soruya Ayrıca senin, benim ya da bir başkasının değerlendirmesine gerek olduğu kanaatinde değilim. Bunun kime ne faydası olur! diye cevap verip de)  Hiç Ona bağlı olan geçmiş ve yaşayan ve yaşayacak olanları incitmeyi düşünmüyor musunuz.

*******

Ve aleyküm selam Ömer bey;

1- Kimin kimi seveceğine-sayacağına, kimin kime intisab edeceğine gayet tabii ki kişi kendisi karar verir. Nitekim dikkat ederseniz biz o yazımızda, ne kimseyi yeriyoruz ne de kimseye istikamet gösteriyoruz. Necip Fazıl’ın teşbihiyle, iki dünya güzeli düşünün; Fatma ve Fatoş... Siz Fatma’nın güzelliğinden bahsederken, eğer Fatoş’la ilgili herhangi bir söz etmiyorsanız, Fatoş’un size kızmaya-bozulmaya hakkı var mıdır? Bizim söylediklerimiz de, tabiri caizse hakikat hâlin tesbit ve telaffuzundan ibarettir. Mürşid-i kâmil u mükemmilin kim olduğunu, onun vazifelendirdiği kişinin de o zatın halifesi bulunduğunu anlattık. Tarikatlerde hakiki silsilenin nasıl teşekkül ve tekevvün ettiğinin izahını yaptık. Var mı bu bilgilere itirazınız? Görülen o ki, yok! Halife olarak irşad etmek ayrı, mürşid-i kâmil u mükemmil olup Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) veraset makamında bulunmak apayrı şeylerdir. Bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1177-rabita-serife-ve-mursidi-kamillik.html Mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri nedir? Halife değil midir? Kimin halifesidir? Abdullah Dehlevi hazretlerinin değil mi? Abdullah Dehlevi hazretleri kimdir? Silsile-i aliyyenin 28’inci halkası değil mi? Mesele bu kadar basit. Yorgunu yokuşa sürmenin manası var mı?

Dileyen dilediğini kabul edip sever de sayar da. Nereye ve kime isterse ona intisab eder. Onun hür iradesine kim müdahele edebilir ki? Hiç kimse, değil mi? Dilerseniz o yazıyı ve orada verilen linkleri dikkatlice tekrar-tekrar okuyunuz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/788-malumat.html Umuyorum meramımız daha iyi anlaşılacaktır.

***

2- Mevlana Halid-i Bağdadi’nin hayatının muayyen bir devresinde sigara içtiğini biliyoruz ve bunda taaccüp de etmiyoruz. Çünkü kendileri bunun haram ve günah olduğu inancında değil, mubah olduğunu söylüyor. Sigarayı bırakma hadisesinin de, kısaca naklettiğimiz tarzda cereyan ettiğini, biz işkembeden uydurmuyoruz herhalde... Bu, tarihi bir vak’adır, tesbittir; bunu nakletmenin niçin utanılacak bir tarafı olsun ki? Varsa itirazınız, aksini isbat edip bizi de ikna edersiniz, olur biter.

Hem niçin kendisini seven arkadaşlarının rahatsız olmalarını dikkate almayıp hatırını kırsın, neden oların arzularına-ricalarına uyup bırakmış olmasın ki? Bunda yadırganacak ne var? İnsan sevdikleri için kendi zevkinden vaz geçemez mi yani?

Evet, kendisi mubah olduğuna inanıyor. Ama çevresi rahatsız olduğu için, kendi hazzından fedakârlık yapıp terk etmeyi tercih ediyor. Bunun nesine alınganlık gösterip, benim, onun hatırına saygısızlık ettiğimi düşünüyorsunuz, anlayamadım doğrusu... Bu cevabımıza da itiraz ederseniz, biliniz ki artık muhatabınız ben olamam. Çünkü hadisenin kahramanı da, yaşayanları da, konuşanları da ben değilim.

Vesselâm...

Go to top