Muhterem Hocam,

Öncelikle Selam eder, hürmetlermi iletirim. Sağlığınıza duacıyım. Geçenler de  vermiş olduğunuz bir cevap biraz aklımı karıştırdı. Teverrük satışın caizliği hakkında. Başka yerlerden yaptığım tetkiklerde malı satıcıdan vadeli alıp, başka bir şahısa peşin satılması şeklinde anladım.(yanlış anlamış olabilirim.)

Bizde işimiz, ticaretimiz icabı vadeli veya taksitli mal alıyoruz. Daha sonra bu malı ba'zen müşterilere nakit sattığımız oluyor. Bu şekil satışda teverrük satışmıdır. Tam olarak izah edemedim kendi kendime. Veya bu bankaların sendikasyon dedikleri alış veriş bu bizim yaptığımız ticaretten farklımıdır

Son olarak bir sorum daha olacak……  

Hocam sizden hususi dua istiyorum.

Hürmet ve dua eder, ellerinizden öperim.

*******

Ve aleyküm selam. Bilmukabele hayır-dualar…

1- Söz konusu cevabî yazıyı yeniden ve dikkatlice okuyunuz, yanlış değerlendirdiğiniz anlaşılıyor. Bu sistem yani teverruk satışı, normal vadeli ve taksitli alış-veriş değildir. Armutlarla elmaları karıştırmamak lazım. Nakide ihtiyacı olan birine, anlatılan formüllerle peşin para temin etme yoludur teverruk yöntemi... Bir bakıma Iyne alış-verişine benzemektedir. Kimlerin buna cevaz verdiği, hangi şartlarda bu hükme vardığı, bugünkü haliyle bunun tecviz edilebilecek bir durumunun olmadığı gayet etraflıca anlatılmıştır. Lütfen okuduklarınızı daha dikkatlice okuyun, anlamakta zorlanırsanız, üzerinde düşünerek yeniden okuyun: http://halisece.com/sorulara-cevaplar/2423-bey-u-t-teverruk-teverruk-satisi.html Aynı şeyleri tekrar etmenin gereği de faydası da yok. 

2- Dile getirdiğiniz meselede İmam Serahsî, Kâsânî, Mergınânî, Halebî, İbn Âbidîn (rahımehumullah) gibi Hanefî mezhebine mensup büyük âlimler başta olmak üzere, temel fıkıh kitaplarının "Abdesti bozan şeyler" bahislerini incelediğimizde, "Önden ve arkadan çıkan her şey abdesti bozar” ifadelerini görürüz. Hiç birinde zikri geçen akıntı istisna edilmemiştir. Oysa bu sıkıntı, bugün olduğu gibi, o gün de vardı, kıyamete kadar da sürmesi muhtemel bir rahatsızlık. Onca ulemâ bunu akledemedi de, günümüz allâmeleri (!) mi akletti? 

Ayrıca yakın devir dersiamlarımızdan, sika ulemâmızdan başta Ömer Nasuhi Bilmen merhumun Büyük İslam İlmihali olmak üzere günümüzde mevcut birçok güvenilir ve muteber ilmihalde de, hanımların avret yerine pamuk vb. koymaları gerektiği, bu pamuk ıslak şekilde çıktığı takdirde abdestin bozulacağı bilgisi yer almaktadır. Bu noktada Müslümanlar arasında asırlardır uyulan hüküm ve uygulanagelen usûl budur. “Eski köye yeni âdet” kabilinden ortaya çıkan hükümlerde hassas ve dikkatli olmak gerekir. Dinde ihtiyatın (tedbirli-temkinli ve dikkatli davranışın) da bunu gerektirdiği açıktır. 

Ancak Diyanet başta olmak üzere bir kısım ilahiyatçı akademiyenle bazıları, bu akıntının, beyaz renkli ve kokusuz bir akıntı olması hasebiyle, tıpkı tükürük ve gözyaşı salgısı gibi vücudun sağlıklı ve normal faaliyetlerine devam etmesinin bir sonucu olduğunu ileri sürerek abdesti bozmayacağını söylemektedirler. Yapıldığı söylenen tıbbî araştırma ve sair teferruata / detaya girip mevzuyu dağıtmaya gerek olduğu kanaatinde değilim. İddiaların özetini belirttik. Bu iddia mademki sizin de kulağınıza kadar gelmiş, onun da bilgisini vermiş olalım, istedik.

Cenab-ı Mevlâ, takvâ yolundan ve müttakîler zümresinden ayırmasın. 

3- Malumunuz, mü’minler her hususta olduğu gibi, dua mevzuunda da bencil değillerdir. Umumiyetle "Beni" değil, "Bizi" diye iltica ederler. Müsterih olunuz; tazarru ve niyazlarımız hep müşterek / ortak… dualar eder, dualarınızı bekleriz.

Rabbim, maddi-manevi bütün sıkıntılarımıza hayırlı çıkış yolları nasip eylesin. Amin…

Go to top