Selamun aleyküm değerli hocam.

60 gün kefaret oruca başlayan birisi seferi olması durumunda oruca ara verebilir mi? Emre Karkar

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Malum olduğu ve sizin de belirttiğiniz üzere keffâret orucunu hiç kesmeyip ara vermeden iki (kamerî) ay veya altmış gün olarak tutmak gerekir. Meselâ;

Recep ve Şâban ayında iki ay üst üste oruç tutan kimse keffâret borcunu ödemiş olur. Yani burada mutlaka altmış günü bulması gerekmez. Meselâ Recep otuz gün, Şâban ayı da yirmi dokuz gün çekse toplam elli dokuz gün veya her ikisi de o yıl 29 çekse 58 gün tutacaktır. Buna bir de kazâ ekler, böylece hem keffâret hem de kazâ borcunu ödemiş olur.

Fakat keffâret orucunun ilk gününe ayın birinci günü değil de 5'inde veya 10'unda başlasa, artık bundan sonra aylar kaç çekerse çeksin, altmış günü tamamlaması gerekir. Bir de kazâ orucu tutarak toplam altmış bir günü bulmuş olur. Halk arasında yaygın olarak kullanılan “altmış bir gün” tabiri, bunu ifade etmektedir. Yoksa biraz önce de ifade ettiğimiz gibi, keffâret ve kazâ orucu illâ da her durumda 61 gün olacak demek değildir.

Sizin sorunuza gelince

Eğer kişi keffâret orucu tutarken araya yolculuk, hastalık, Ramazan ayı veya bayram günü, kadınların lohusalığı gibi bir hâl girer de iki ayı veya altmış günü doldurmamış olursa, tutulan oruçlar keffâret orucundan sayılmaz, tamamı nâfile olacağından yeni baştan tutmaya başlanması gerekir

Kadınların âdet halleri ise, bu sıraya mâni değildir. Âdetleri tamamlandıktan sonra gün geçirmeden kaldıkları yerden keffâret orucunu tutmaya devam ederler. Eğer gün geçirirler yani ara verirlerse, onların da yeni baştan tutmaları icap eder. Zira bu vaziyette onların da önceki tuttukları oruçlar nafile olmuş olur.

Kazâ orucu keffâret orucu ile birlikte hesap edilmez. Yani iki ay üst üste keffâret orucunu tutan kimse kazâ orucu olan bir günü ondan ayrı olarak tutar, onun içine katmaz, birlikte hesap etmez. Meselâ;

Receb'in birinci gününde keffâret orucuna başlayıp, Şâban ayı ile birlikte iki ay üst üste hiç ara vermeden tutan kimse, esas olarak keffâret borcunu tutmuş olur. Kazâ orucunu da daha sonra Ramazan'ı müteakip, meselâ bayramın ikinci günü veya istediği bir başka gün tutabilir. Böylece hem keffâret, hem de kazâ borcunu tamamlamış sayılır. [Bkz. el-Cezîrî, el-Mezâhibü'l-Erbaa, I, 579; Mehmed Zihnî Efendi, Nimet-i İslâm, Keffâret ve Onu Zimmetinden Düşürücü Şeyler, s. 678; Zühaylî, el-Fıkhü'l-İslâmî ve Edilletuhu, 3, 1741]

Go to top