Hocam selamun aleykum.nasılsınız?Hocam mantık ilmi haram mıdır?Selam ve dua ile.. Fazıl Karataş - Facebook

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Zannederim, ‘mantık ilimini tahsil etmek / öğrenmek haram mıdır?’ demek istiyorsunuz. Kusura bakmayın ama böyle ‘mantıksız’ bir sual olmaz, demek geliyor içimden. Düşünsenize, asırlarca İslâm mekteplerinde, en son Osmanlı medreselerinde okutulmuş…

Hz. Üstazımızın (k.s.) muhterem babaları (r.aleyh) de kendilerine nasihat babında, ‘Usûl-i fıkıh ilmine iyi çalışırsan, dîninde kuvvetli olursun. Mantık ilmine iyi çalışırsan ilminde kuvvetli olursun’ buyurmuyorlar mı?

Keza, kendi tâlim ve tedris usûlleri içinde okuttukları derslerden biri de Mantık ilmi değil mi? Neden müfredatlarına alıp okutmuş, halen de okunmaya-okutulmaya devam edilmiyor mu? Böyle bir ilim dalının okutulup öğrenilmesinin haramlığı mı olur?

Ancak her şey gibi, her ilim dalı gibi bunu da dinin lehinde değil aleyhinde kullanacak olursan, elbette ki mes’ul olur, hesap gününde muahaze olunursun.

Kur’an-ı Kerim, yüzlerce âyet-i kerimesinde insanları, bâhusus mü’minleri dinî ve dünyevî ilimleri öğrenmeye teşvik eder. Bunlardan ikisini mealen takdim edelim:

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” [Zümer suresi, 39/9]

Eğer bilmîyorsanız, zikir (ilim) ehline sorun.” [Nahl suresi, 16/43]

Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.v.) ilme teşvik eden pek çok hadis-i şerifleri vardır, birkaçı şöyledir:

Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.” “Her şeyin bir yolu vardır, Cennetin yolu da ilimdir.” “İlim Çin’de bile olsa, gidiniz, alınız, tahsil ediniz.” [Beyhakî, Şuabü’l-İman, Beyrut, 2, 254]

Hikmet mü’minin yitik malıdır, nerede bulsa alır.” [Tirmizî, Sünen, İlim 19]

Kadın ve erkek her Müslüman’a ilim öğrenmek farzdır.” [İbn Mâce, Mukaddime, 17]

Bilindiği gibi Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), Medine-i Münevvere’yi teşriflerinde ilk iş olarak mescit ile birlikte medresesini tesis etti. O medresede okuyan o günün talebelerine, “Ehl-i suffe / Ashâb-ı suffe” deniliyordu. Bunlar bütün hayatlarını ilim ve irfana vakfetmişlerdi. Günümüze kadar gelen bütün İslâm mektep ve medreselerinin temeli bu Suffa Medresesidir.

Eğer din, mantık dahil, ilme engel olsaydı, Asr-ı Saadet'teki gözler kamaştıran o terakkî, Avrupa’nın üstadı olan Endülüs’teki o tekâmül, dünyayı hayrette bırakan Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri vücuda gelebilir miydi?!. İslâm âleminde İmam Gazalî, Akşemseddin, İbn Haldun, Ali Kuşçu, Fârâbî, Uluğ Bey, İbrahim Hakkı, İmam-ı Rabbani(rahmetullahi aleyhim ecmaîn) hazeratı gibi binlerce ulema ve hukema yetişebilir miydi?!.

Hâsılı; İslâm dini ilme karşı değil, ilimlerin istismarına, onun kötü ve zararlı yollarda kullanılmasına, usûle uygun tahsilin yapılmamasına karşıdır. Mesela akaid ve kelâmdan habersiz birilerinin mantık okuması gibi... Alet ilimlerini bilmeyen birilerinin âlî ilimlerle (tefsir-hadis-tasavvuf gibi) meşgul olmasına müsaade etmez, izin vermez. Ayrıca ihtiyaç olan ilimlerin, alanların da ihtiyaç miktarı öğrenilmesini teşvik etmiş, farz-ı kifaye hükmünü koymuş, gereksiz ve faydasız olanları ise zemmetmiştir. Bu usûl, dünyevî alanlarda dahi böyledir. Mesleklerin, işletmelerin, ticaretin belli noktalarda yoğunlaşıp, belli alanlarda ise boşluğun doğmasını önlemek için bu yol takip edilir. İşte ilim tahsilinde de haram olan, mekruh olan, mezmum ve yasak olan husus budur. 

Keza unutmamak lâzım; ilmi de, sanatı da, teknolojiyi de ehil olanların tahsil etmesi gerekir. Yoksa nâ-ehil ellerde bunların tamamı İslâm’ın ve insanlığın aleyhinde olabilir, yararına değil zararına kullanılabilir; dolayısiyle tekâmüle değil, tedennîye (gelişmeye değil gerilemeye-alçalmaya) yol açar. Günümüzde bunun en bariz örneklerini her an yaşıyor ve görüyoruz maalesef! Öyle değil mi?

N e t i c e

Mantık, aklın neticesi ve sonucudur. Akıl ise ilmin sebeplerinden bir tanesidir. Diğerleri de selim duygular (sağlam beş duyu) ve tevatürdür (sahih-sağlam haberdir). Doğru düşünen şartlanmalardan âzâde, belli kayıtlar, belli prangalar vurulmamış akıl, ilmin sebeplerinden bir tanesidir. İslâmiyet’e gelince, bunun içinde aklın da yeri vardır, havass-ı selîmenin (sağlam beş duyunun) de yeri vardır, mantığın da yeri vardır.

Ancak İslâmiyet mantık ürünü değildir. Fakat mantıksız İslâmiyet de olmaz. Mantık aklın muhassalası yani neticesidir, akılsa mükellefiyetin şartlarındandır. Akıl olmadığı yerde kişi hiçbir dini mükellefiyetle sorumlu olmaz. Kişinin bütün bunlarla mükellef tutulabilmesi için gereken ilk şart akıldır, mantık da onun sonucudur. Akılla mantık bir nevi ikiz kardeşlerdir.

Biz akılla Allah’ın emir ve nehiylerinden gözettiği maksat ve maslahatları anlarız. Akıl bir alet olarak kullanılır. Bunun için aklın şımartıldığı, yani rasyonalizme düşüldüğü yerde, müşahede, tecrübe ve manevi şeyler inkâr edilir ki, bu bir ifrat (aşırılık) hareketidir.

Biz Müslümanlar olarak her meselede mûtedil, sırat-ı müstakim erbabıyızdır. Ne aklı-mantığı nefyeder / reddederiz, ne de bütün meseleyi aklın-mantığın omuzlarına yükleriz. Çünkü yalnızca akıl ve mantık çekemez bu işi. Akıl ve mantık ne Kabir ve ötesini, ne Sırât’ı, ne Cennet’i kavrayabilir, ne Cehennem’i ne de diğer âlemleri

Şairimizin dediği gibi,

İdrâk-ı meâli bu küçük akla gerekmez.

Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.”

Aklı da mantığı da ve diğer ilim dallarını da iman ve İslâm bağından uzak tutmamak gerekir. Böyle olduğu takdirde faydası muhakkaktır. Ve illâ felâ…

Mevzu ile endirekt de olsa ilgisi bakımından lütfen aşağıdaki linklere de bkz.

http://www.halisece.com/sosyal-meseleler/1097-islam-mantik-dini-midir.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1562-sacmalama-ozgurlugu-cercevesinde-bir-takim-sorular.html 

*** 

Fazıl Karataş: Hocam Allah Razı olsun..Ruhul beyanda geçtiği için size sormak istedim..öğrenilmesi haram olan ilimler ile alakalı paylaşımda geçiyordu..konuyu şimdi anladım..selam ve dua ile..

(33.Kıssa) "Öğrenilmesi Haram Olan İlimler" İlim (bazen) haram olur. O da; 1- Felsefe, 2- Şa'beze, 3- Tencim (fal ilmi), 4- Remi ilmi, 5- Tabiatları bilme ilmi 6- Sihir ilmidir... 7- Mantık ilmi de felsefe ilminin içine girer.. Yine bu haram kısımdandır: 8- Hurûf ilmi, 9- Musiki ilmi... (Ruhü’-l Beyan Tercümesi C:11 S:283)

Halis ECE: Hepsi de anlattığımız ölçülere girer.

Haram olması, öğrenilmesinden dolayı değil, onların kötü maksatlarda kullanılmasındandır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:

Tuttular da Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler. Oysa Süleyman inkâr edip kâfir olmadı, lakin o şeytanlar kâfirlik ettiler; insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbil'de Harut ve Marut'a, bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi ‘biz ancak ve ancak sizi imtihan (denemek-sınamak) için gönderildik, sakın sihir yapıp da kâfir olmayın!’ demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek değillerdi. Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak bir şey öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu her kim satın alırsa, onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı. Hakkiyle bilselerdi, uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir şeydi.” [Bakara suresi, 102]

Bu ayet-i celilede her şey gayet net olarak açıklanmış. Herhalde daha başka bir şey söylemeğe gerek yok.

Ancak bunlar içerisinde, öğrenmek için vakit harcanması dahi muvafık olmayanlar da var tabii. Ama mantık bu kategoriye girmez. Keza bu durum; ecdadın medreselerdeki eğitim-öğretim müfredatlarının (önce alet, sonra âlî ilimleri tahsil usûlünün) ne kadar doğru ve isabetli olduğunun da canlı bir şahidi olmuş oluyor. Temel İslami bilgilerden mahrum insanların tefsir okumalarının ne derece sağlıklıksız ve isabetsiz neticelere sebep olacağını görmüş oluyoruz. Oysa temeli sağlam bir kimsenin, burada anlatılanları anlamaması ya da yanlış anlaması neredeyse imkânsız, ama vaziyet ortada!

Her neyse... İnce meseleler bunlar...

Ayrıca biliyoruz ki; ulemânın bazısının cevaz verdiğine bazıları cevaz vermeyebiliyor. İçtihat farklılıkları da söz konusu haliyle…

Allah'a emanet olunuz. 

F.K.: Hayırlı cumalar Hocam.. Allah razı olsun..

Go to top