es selamu aleyküm hocam.benim sizden öğrenmek istediğim bir husus var, hazreti isa kıyamete yakın gökten indiğinde kendisine vahiy gelecekmi yoksa sadece ilham mı gelecek? bitane hoca gelcek dedi doğrumudur ben vahiy son buldu, hazreti isa aleyhisselam peygamber olarak değil efendimizin ümmeti olarak yeryüzüne inecek diye biliyorum doğru mu
hocam birde şeyi sormak istiyorum, bir eşyaya lanet okursan,onu daha kullanamazmışsın tarzı birşey,birisinden duymuşdum,böyle birşeyin aslı varmıdır,haram olurmu onu kullanmak?
hocam iyi akşamlar. aşk-ı inci prfdrna
*******
Ve aleykümü’s-Selâm.
A- İsa aleyhisselâm semâdan yeryüzüne peygamber olarak değil, son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) Şeriatine hizmet etmek üzere inecek… Vahiyle değil kendi içtihadıyla hükmedecektir. Zira vahiy tamamlanmıştır. Cebrail (a.s.) Rasûlullah Efendimiz’den (s.a.v.) sonra, vahiy getirmek maksadıyla yeryüzüne gelmemiştir, gelmeyecektir. O’nun dâr-ı bekaya irtihaliyle vahiy gönderme işi nihayet bulmuştur. Ancak peygamberlere (aleyhimüsselâm) vahiy getirmek Hz. Cebrail'in vazifelerinden sadece biridir, başka vazifeleri de vardır. Mesela; Cebrail (a.s.) bütün mevcudata ilham vermekle vazifeli olan meleklerin başı olduğu için, bu ve başka noktalardan dünya ile alkadardır ve dünyaya gelebilir. O ayrı ve farklı bir durum. Detaylı bilgi için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1469-ey-cebrail-benden-sonra-yeryuzune-inecek-misin.html
İlhamla da amel etmez, çünkü ilham zâhir-i Şeriatte / Şer’î hükümlerde delil değildir. Bâtın-i Şeriatteki durumu için bkz. http://www.mollacami.com/konu/zahiri-ve-batini-ilimler-11898.html
Peki, ‘İsa alelyhisselamın Şerîat-ı Muhammediyeyi yaymak için ahir zamanda yeryüzüne tekrar gönderilmesinin hikmeti nedir? Niye en son peygamber olan Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) dünyaya bir defa daha inip kendi şeriatini yaymıyor da o geliyor’, denilecek olursa, bu noktada şunları söyleyebiliriz:
1. İsa aleyhisselam nübüvvet yönüyle değil, velâyet yönüyle tekrar dünyaya gelecek. Malum olduğu üzere peygamberin bir velâyet, bir de nübüvvet ciheti vardır.
2. İsa aleyhisselama Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) ile alakalı çokça vahiy gelmesinden dolayı ve kendisinden sonra Hz. Ahmed-i Mahmûd-i Muhammed’in (s.a.v.) geleceği bildirildiği için, onun ümmetinden olmayı arzu etmiştir. Bu duasının neticesi olarak, ahir zamanda kıyamete yakın yeryüzüne inecektir.
3. Ayrıca bozulan Hristiyanlığın yeniden tevhid inancına döndürülmesi, yine Hz. İsa’nın vesilesi ile olması, ona Allah Teâla’nın bir lutfu olarak değerlendirilebilir. Nüzûl-i İsa (a.s.) hakkında geniş bilgi için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/509-nuzulu-isa-as-ve-hz-mehdi-ks.html
Yaptığı hizmete gelince…
Bir peygamber, pekâlâ bir başka peygamberin Şeriatini yayabilir, ona yardımcı olabilir. Mesela Harun aleyhisselam Musa aleyhisselamın Şeriatini, Yahya aleyhisselam İsa aleyhisselamın tebliğini yaymak üzere peygamber olarak gönderilmiştir.
Hz. İsa, ‘Ben Allah’ın peygamberi İsa’yım, son peygamber Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) Şeriatine hizmet etmek üzere Allah Teâlâ beni göndermiştir’ diyecek. Zira;
“İsa aleyhisselamın nüzûlünden (yeryüzüne inişinden) sonra dahi, bu şerîatin neshi câiz olmaz, hükmü kalkmaz. Çünkü, o da Rasûlüllah Efendimiz'in (s.a.v.) şerîatına ve sünnetine tâbi olacaktır. Zâhir âlimler, me’hazin (kaynağın) derinliğinden ve işin tam mânâsı ile inceliğinden dolayı İsa aleyhisselâmın ictihâdını inkâra yeltenirler. Onun ictihadlarının Kur’ân'a ve sünnete muhâlif olduğunu zannederler. Oysa ictihad meselesinde Hz. İsa (a.s.), İmâm-ı A‘zâm-ı Kûfî (rh.) gibidir...” [İmâm-ı Rabbânî, el-Mektûbât, Fazilet Neşriyat, İstanbul, yyy., 2, 55]
B- ‘bir eşyaya lanet okursan,onu daha kullanamazmışsın tarzı birşey,birisinden duymuşdum,böyle birşeyin aslı varmıdır,haram olurmu onu kullanmak’
Doğru duymuşsun. O eşyadan yararlanacaksan ne diye lâınet edeceksin? Lânet etmişsen hangi yüzle, hangi vicdanla ondan faydalanmaya kalkışacaksın!
Ebu'd-Derdâ (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kul, herhangi bir şeye lânet ettiğinde, o lânet gökyüzüne çıkar. Semânın kapıları ona kapanır. Sonra yere iner, yeryüzünün kapıları da ona kapanır. Sonra sağa-sola bakınır, girecek yer bulamaz da, lânet edilen kişiye döner. Eğer hakikaten lânete lâyık ise onda kalır, değilse lânet edene döner.” [Ebû Dâvûd, Sünen, Edeb, 45. Ayrıca bkz. Tirmizî, Sünen, Birr, 48]
İmrân İbni Husayn (r. anhuma) şöyle dedi:
Bir seferde Rasûlullah’ın (s.a.v.) maiyyetinde bulunuyorduk (onunla beraberdik). Devesinin üzerindeki Medineli bir hanım, devesinden sıkılarak ona lânet etti. Rasûlullah (s.a.v.) kadının sözünü duyunca:
- "Üzerindekileri alın, deveyi salın gitsin. Çünkü o deve lânetlenmiştir" buyurdu.
İmrân (r.anhuma) der ki: “O deve hâlâ gözümün önündedir, insanların arasında gezinirdi de kimse ona ilişmezdi.” [Müslim, Sahih, Birr, 80, 81]
Ebû Berze Nadle İbni Ubeyd el-Eslemî (r.a.) şöyle dedi:
Genç bir hanım, üzerinde Müslümanların birtakım eşyalarının da bulunduğu bir deve üstünde bulunuyorken, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'i görüverdi. Dağ yolunun dar yerine gelmişlerdi. Kadın:
- "Deeh, Allah’ım bu hayvana lânet et!" deyip hayvanı sürmeye çalıştı. Bunun üzerine Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.):
- "Lânetlenmiş bir deve bizimle birlikte bulunmasın!" [Müslim, Sahih, Birr, 82, 83] buyurdu.
Hâsıl-ı kelâm netice-i merâm;
Yüce dinimiz İslâm’da lânet yasağı sadece insanlara müteveccih (yönelik) değildir. Hayvanlara da, eşyaya da lânet edilmemelidir. Lânetlenmiş bir hayvanın bile bize yol arkadaşlığı etmesi uygun olmaz diyen Âlemlere Rahmet Efendimiz (s.a.v.), lâneti Müslümanın hayatından tamamen kaldırmayı hedeflemektedir. Yani İslâm toplumunda lânetlenmiş bir kimse, hayvan ve eşya bulunmamalıdır. İslâm; gerçekten insan, hayvan ve eşyanın… kısacsı her şeyin hakkını koruyan hak dindir.
Lânet ve beddua meselesiyle alakalı olarak ayrıca bkz. http://halisece.com/islami-makaleler/2744-lanet-ve-beddua-okumak.html
Bilmukabele hayırlı geceler…