selamun aleykum hocam. enflasyon oranınca faizin caiz olduğunu söyleyenler var, diyanetin de böyle fetvası varmış, bu hüküm doğru mudur? doğruysa bunlar neye dayanmış oluyor? a. faruk serinyayla - istanbul
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Yapılan muamele eğer faiz hükmünde ise, oran ne olursa olsun helal olmaz. Bu sebeple faiz her zaman haramdır.
Ancak enflasyon oranında, hele ki enflasyonun altındaki bir fazlalık faiz değildir. Mesela, birine 100,- lira ödünç verseniz, alt ay sonra enflasyon yüzde otuz olduğu için 130,- TL alsanız bu otuz liralık fazlalık miktar faiz hükmünde olmaz. Çünkü bu meblağ (130,- TL.), altı ay önce verdiğiniz 100 TL.’nin satın alma gücü bakımından eşit karşılığıdır.
***
Paranın tedavülden kalkması veya değer kaybetmesi halinde nasıl hareket edileceği meselesi…
Bu hususta Hanefî imamları arasında farklı görüşler vardır. İmam-ı Âzam (rh.) şöyle der:
“Alınan borcun sayı olarak aynı miktarı verilmelidir. Paranın değeri ister yükselsin, isterse düşsün, borçlu aldığı paranın mislini verir. Yüz lira borç aldıysa yüz lira ödeyecektir.” [İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtar, 4, 174. Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi‘, 7, 394]
İmâmeyn yani İmam Muhammed ile İmam Ebu Yusuf (rahımehumallah) ise, “Borçlu, aldığı borcun mislini vermez; ödeme esnasındaki kıymetini, değerini verir.” demektedirler. Fetvânın da bu şekilde verildiği bildirilmektedir.
Buna göre, birisine bir seneliğine iki milyon borç veren kimse, -aradan bir sene de geçmiş olsa- yine bu miktar alacağının olduğunu bilmelidir. Fakat ödeme esnasında borçlu, paranın yıllık değer kaybını dikkate alarak ona göre bir fazlalık verirse, aldığı borcun kıymetini vermiş olacağından, İmâmeynin kavline göre amel etmiş, hem de alacaklının hakkını üzerinde bırakmamış olur. Bu meselede fazlalık baştan şart olarak koşulmamış, sadece borçlu alacaklıyı düşünerek zararını telâfi etmeye çalışmış olur.
Bu meselede şöyle bir yol da tercih edilebilir ki, bu en sâlimi ve en sıhhatlisidir:
Borç verme, döviz yoluyla olabileceği gibi, altın üzerinden de yapılabilir. Böylece faiz şüphesi de ortadan kalkmış olur.
Buna göre, borç alıp verirken ya döviz alınıp verilir veya altın alınıp verilir… Yahut da sâbit değeri olan ticarî malların fiyatı dikkate alınır, borç onlar üzerinden alınıp verilir. Bunların haricinde bir sene sonraki fazlalık belirtilerek verilen borç doğrudan faize girer, dolayısıyla câiz olmaz, haramdır.
* * *
Düşük de olsa faiz hükmündea olan bir muameleye girmek, hiçbir şekilde caiz değildir. Hâlihazırda yaptıkları muamele faiz sayıldığına ve istikbaldeki durumu meçhul olup her an değişmesi mümkün olduğuna göre hüküm değişmez.
Ancak, borcu kapatmak hususunda İmam Ebu Yusuf’a (rh.) göre durum değişir. Mesela;
Bir kimse bir milyon liralık parayı, bir seneliğine faizle bir buçuk milyona verirse, bu muamele faizli olduğundan haramdır. Yalnız bir sene sonra daha önce verilen bir milyon para enflasyon sebebiyle ödeme anında bir buçuk milyona tekabül ederse, onu yani başlangıçta verdiği bir milyon mukabilinde bir buçuk milyonu alması caizdir. Çünkü bu para altın ve gümüş olmayıp değeri itibarî olduğu için, kendisine itibar edilen değere göre muamele görür. [Bkz. Halil Günenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar, 1, 320-321]
Velhasıl, fukaha enflasyon altındaki farkın caiz olduğunu söylüyor. Mesela on altın yüz milyon lira karşılığı iken, bir arkadaşınıza yüz milyon lira borç verdiniz. Bir sene sonra yüz milyon liranız geri geldi, lakin değer kaybından dolayı yüz milyonunuz sadece sekiz altın alabiliyor. Siz iki altın farkını alsanız faiz olur mu? Sorusuna İmam-ı Azam (rh.), “Bilmiyorum” demiş. Bazı ulema ise "Caizdir" demiş. Çünkü zarara uğramak söz konusudur. Şimdiki uygulamalarda özellikle şu problem göze çarpıyor:
- Enflasyon miktarının belirlenmesi için yapılan hesaplamalar ne derece güvenilir? Var sayalım ki enflasyon hesabı doğru yapıldı. O takdirde problem yok. Ama görülen o ki, bu noktada da gene sabit değeri olan meta üzerinden hesapları yapmak, doğruya en yakın olan yoldur.
Neticede zararsız yolları, zararlı yollara tercih etmemiz daha isabetli ve hesabının da daha kolay olduğu muhakkaktır. Bu durumda mü’minlere düşen, faiz hükmündeki her türlü muamelelerden şiddetle kaçınmaktır. Meseleyle ilgili detaylı bilgi için bkz.
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/693-alacak-ve-faiz-iliskisi.html
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/536-faiz.html
http://halisece.com/sorulara-cevaplar/698-cek-senet-kirdirmak.html
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/613-devlet-kredisi.html