Hocam hayırlı geceler..Konu ile alakalı sitede bir paylaşım göremedim.. Mesaj olarak geldi.. Doğruluğu hakkında size de danışmak istedim..                        

?ÖNEMLİ NOT?

?Ramazanı Şerifin son cuma gününde kılınan keffaret namazı.

H.Ş: P.Efendimiz buyurmuşlar ki: ümmetimden birinin kazaya kalmış namazı varsa Ramazan ayının son cuması cuma namazı ile ikindi arası 4 rekat namaz kılsa 400 senelik kaza namazı kılmış gibi olur.

?Bir insan 400 sene yaşamadığı gibi bu kadarda borcu olamaz bu sebep ile kendi kazasından artan, Annesinin, babasının ve evlatlarının kaza namazlarına keffâret olur buyurdu.

Soru: F. K. tarafından yazıldı. Kategori: Soru – Cevap

*******

Selamün aleyküm; size de hayırlı geceler…

Değerli kardeşim;

Bu nakli kim, nerede, nasıl ve hangi vesileyle duymuş?

Bilirsiniz, ayet-i kerimelerin tefsirinde sebeb-i nüzûl, hadis-i şeriflerin şerhinde de sebeb-i vürûd önemli yer tutar. Bu ölçüler, söz konusu nakiller için de mutlaka geçerli olması iktiza eder.

Ayrıca bu şahıs, siqa kabul edilebilecek nev'iden her bakımdan sözüne-zabtına-nakline güvenilebilir biri mi? Yoksa şimdilerde pek çok mevzuda olduğu gibi, uydurulmuş bir takım sözlerin kailleri gibi mi?

Bilenler hatırlar; zamanında öyle nakillerle karşılaşlmıştır ki, “kabir otu” tabiri, “kafir otu”na dönüşmüştür. Hâsılı “Sütten ağzımız yandığı için yoğurdu da üfleyerek yemeye çalışıyoruz”.

Netice olarak, meselenin, anlatmaya çalıştığımız yönlerine ait sıhhatli bir bilgimiz yok. Neyin ne olduğunu, kaynağın kim olduğunu bilmiyoruz.

Bu hususta bildiğimiz tek şey, sizin de kopyalayıp gönderdiğiniz gibi, ortalıkta dolaşan bir mesaj. Binaenaleyh bu noktada yapılabilecek şey, meseleyi ilmî kıstaslar çerçevesinde araştırmak olurdu ki, biz de daha önce sorulduğunda onu yaptık. O kriterlere göre çıkan sonucu da cevabî yazımızda şöyle anlatmaya çalıştık:

Bu bilgiye, ne sahih ne zayıf hiçbir hadis kaynağında rastlayamadığımız gibi, fezâile - mevâiza dair eserlerde de göremedik. Sünnî ulemaya ait te’lifatta yer verilmemiş.  

Bunu internette tedâvüle çıkaranların kaynağı ise, muasır / çağdaş Şîi yazarlardan biri olan 1918 doğumlu  Muhammed Salih el-Behrânî  adındaki şahsın, “en-Nemâriku’l-Fâhire ila Tarâiqı’l-Ahire” adlı eseridir. Kendisi bu rivayeti senetsiz-mesnetsiz-me’hazsiz bir şekilde ortaya atmıştır. Hatta Şîîler de ekseriyetle böyle bir bilginin doğruluğuna inanmamaktadırlar.

Netice olarak diyebiliriz ki; fezâil  (amellerin faziletleri)  noktasında dahi, bunun bir kıymet-i harbiyesi yoktur. Tamamen uydurmadır ve İslâm’ın umumi esaslarına / umdelerine ve namazın âdabına da aykırıdır. Zira öncelikle beş vakit namaz, İslâm’ın beş temel şartından biridir; edası da, vaktinde edâ edilmediği-edilemediği takdirde kazası da farzdır ve bu farziyet edille-i şer’iyye-i asliyeden Sünnet’le sabittir. Bazılarının iddia ettiği gibi ‘gereksiz’ değildir. Detaylı bilgi için bkz.

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/1197-kaza-namazi-ve-oruc-keffareti-hakkinda-kur-an-da-delil-var-mi.html

Nassla sabit olan bir hususta ise malum olduğu üzere içtihada da yer yoktur.

Varsa itirazı olan, aksini söyleyen, -ki olabilir- onlar da bildiklerini naklederler, bakarız, eğer nakil gerçekten sağlamsa ya da meseleyle alakalı bizim bilmediğimiz, düşünüp akledemediğimiz, dikkatimizden kaçmış olan bir durum varsa da, gereğini yaparız. 

Go to top