1- 4 rek’atlı farz namazların son iki rek’atında zamm-ı sure okunursa secde-i sehiv icab eder dediler. Ben de daha önce dinlemiştim, sehiv secdesi icab etmez diye,fakat nasıl olduğunu izah edemedim. Bu hususu izah eder misiniz veya hangi kitaba baksınlar?
2- Kutuplardaki namaz vakitleri mevzu oldu, ona da tatmikâr bir cevap alamadık. Bu hususta da bizi aydınlatırsan memnun oluruz.
3- Bir de vitir namazında üçüncü rekatta tekbir almadan kunut duasını okumadan secdeye gidilse, sehiv secdesi yapılmasa namaz tamam olur mu?
*******
1- Dört rek`atli farzın son iki rek`atında Fâtiha'dan sonra zamm-ı sûre okunsa, tercih edilen görüşe göre, sehiv secdesi gerekmez. Zira farz namazların 3’üncü ve 4’üncü rek’atlarında zamm-ı sure okumakta bir mahzur yoktur. Bu sebeple söz konusu rek’atlerde Fâtiha’dan sonra zamm-ı sure ilave edilerek kılınmış farz namazları iade etmek/tekrar kılmak ya da kaza etmek gerekmez. Çünkü bunlar, farzın sıhhatine/geçerliliğine zarar vermez.
Nitekim Cuma günü kıldığımız ‘zuhr-i ahîr’i de, tam öğle namazının dört rek’at farzı gibi (3 ve 4. rek’atlerde zamm-ı saure okumadan) kılabiliyorsak da, Hanefî âlimlerince ilk dört rek’at sünneti gibi yani 3 ve 4. rek’atlerde de zamm-ı sure okuyarak kılmak daha iyi görülmüştür. Çünkü Cuma namazı sahih olmamışsa, bu dört rek’at ile o günün öğle namazı kılınmış olur. Bu namazın son iki rek’atına ilave edilen sure ve ayetler, farzın sıhhatine / geçerliliğine engel değildir. Eğer Cuma namazı sahih olmuşsa, bu dört rek’at kazaya kalmış bir öğle namazı yerine geçer. Kazaya kalmış böyle bir namaz bulunmayınca da nafile bir namaz olur.
Meseleye biraz daha geniş açıdan bakacak ve değerlendiecek olursak şunları ilave edebiliriz:
a) Esas itibariyle 3 ve 4 rek’atlı farz namazlarda, rek’at tayini yapılmaksızın yalnız herhangi iki rek’atında kıraat (Kur’an okumak) farzdır. Ancak, kıraatin ilk iki rek’atta yapılması vacip görülmüştür. Bunun için ilk iki rek’atta kıraatın kasten terk edilip üç ve dördüncü rek’atlerde yapılması mekruhtur. Yanılarak terk edilmesi de ‘sehiv secdesi’ yapılmasını gerektirir.
b) Farzların diğer (3 ve 4’üncü) rek’atlarında Fâtiha okunması, sahih (doğru ve isabetli) kabul edilen görüşe göre vaciptir. Bu itibarla, yanılarak Fâtiha'nın terk edilmesi halinde sehiv secdesi gerekir.
c) Diğer rivayetlere göre ise, farzların son üçüncü ve dördüncü rek’atlarında kıraat caiz olduğu gibi, tesbihte bulunmak veya üç tesbih miktarı susmak da caizdir. Ancak Kur'an okumak daha faziletlidir. Kur’an’dan mutlak olarak herhangi bir sure veya ayet/ayetler yerine Fâtiha okumak ise sünnettir. [Bkz. Mehmed Zihni Efendi, Nimet-i İslâm, Namaz kitabı; Bilmen, Ö.N., Büyük İslâm İlmihali, İstanbul, 1966, Namazda Kıraat, s. 125, md. 104; Abdurrahman el-Cezerî. Kitabü'l-Fıkhı ale'l-Mezâhibi'l-Erbaa, ilgili bahisler]
2- Kutuplardaki namaz vakitleri… Buralarda gündüz de gece de genelde günlerce, haftalarca, hatta aylarca sürebilmektedir. Oralarda ikamet eden Müslümanlar, namazlarını, her vaktin tam olarak gerçekleştiği en yakın belede (akrabü’l-beled)nin namaz vakitlerine göre ayarlar ve her 24 saatte beş vakit namazlarını ona göre eda ederler. Hatta öyle ki; orada yaşayan Müslümanlar için, vaktine uydukları yerlerdeki kerahet vakitleri de aynen geçerlidir, mekruh vakitlerdir. Bu mesele ekseriya tek bir vaktin, mesela yatsı vaktinin girmediği yerlerin hükmü ile karıştırılır, bu yanlışa düşmemek lazım. İkisi arasında fark vardır. Bu meselenin müstenidatı/dayanağı Müslim’de geçen meşhur “Deccâl” hadisidir. Detaylı bilgi için bkz.
3- Vitir namazında üçüncü rek’atta tekbir almadan kunut duasını okumadan secdeye gidilse sehiv secdesi yapılmasa namaz tamam olur mu?
Namazda sehiv secdesi gerektiği halde yapılmazsa, o namaz eda edilmiş/borç ödenmiş olmakla birlikte, eksik kılınmış, sevabı gitmiş, rıza-yı ilahiye muvafık olmamış olur. Bu itibarla güzel ve isabetli olan, o namazın iade edilmesi/yeniden kılınmasıdır.
Bildiğiniz gibi Hanefi mezhebinde vitir namazının 3. rek’atinde “kunût tekbiri” almak ve “kunut duası” okumak her ikisi de ayrı ayrı vaciptir. Dolayısiyle bunlardan biri veya ikisi birlikte terk ya da tehir edildiğinde, sehiv secdesi yapmak da vacip olur. (Diğer üç mezhebe göre ise, vitir namazında kunût duası okumak sünnettir.)
Velhasıl, bildiğiniz gibi namazın aslî vaciplerinden birinin terk edilmesi durumunda, sehiv secdesi lazım gelir. O bakımdan, vitir namazında aslî vacip olan “kunût tekbiri”ni veya “kunut duasını” ya da her ikisini birden unutmak da, namaz sonunda sehiv secdesini gerektirir. Böyle bir durumda rükûya eğilince veya rükû sonrasında, kunût duasının okunmadığı hatırlanırsa, -sahih olan rivayete göre- kunût için geri dönülmez; kunût artık düşmüş olur, bu unutma sebebiyle namazın sonunda sehiv secdesi yapılır. Buna rağmen dönülür ve kunût okunursa, rükû yeniden yapılır. Ayrıca namaz sonunda sehiv secdesi de gerekir. Ama rükûdan doğrulduktan sonra ‘yanılarak kunût okunursa’, yeniden rükû yapılmaz; doğrudan secdeye gidilir, namaz sonunda sehiv secdesi yapılır.
Vitir kılan kimse, üçüncü rek`atta Fâtiha ve zamm-ı sûre okumadan Kunut okuyup rükûa varsa ve Fâtiha ile zamm-ı sûre okumadığını bu esnada hatırlasa kıyama dönerek Fâtiha ve zamm-ı sûre okur.
Kıyamda iken Fâtiha'dan sonra ve zamm-ı sûreden önce teşehhüt okusa, vâcip olan zamm-ı sûreyi geciktirdiği için sehiv secdesi yapması gerekir.