Muhtelif sualler ve cevapları

Selamün Aleyküm Hocam. ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN

1- Osmanlı padişahlarına küfredenin imanı gider, küfre girer diyorlar. Bu doğru mudur ?

2- Prof. Dr. Ahmet Akgündüz'ün ''arşiv belgeleri ışığında SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN'' adlı kitabında şecere verirken, HAFİZE TUNAHAN'IN doğum yeri olarak ''ZİRAATLİ CEDİT'' gösteriliyor. ''Ziraatli Cedit'' neresidir?

3- Süleyman Efendi Hz.lerinin, ''Faruk'' adında bir oğlu olduğunu ve küçük yaşta vefat ettiğini biliyorum ama ''FARUK TUNAHAN''IN kabri nerededir?

4- Süleyman Efendi Hz.lerinin mübarek nesebinin ''DULKADİROĞLU BEYLİĞİ''ne kadar dayandığı rivayeti var. Bu doğru mudur?

5- müzikli ilahi dinimize nasıl girdi?

6- ''çalgılı düğüne'' gitmek ve sonrasında ''hayırlı olsun'' diyenin, imanı gider, küfre girer diyorlar. bu doğru mudur?

7- Dinimiz ''mantık dini'' değildir, mantık dini olsaydı, her idrara çıktıktan sonra bir gusül abdesti almamız gerekirdi. Çünkü ''idrar, meniden daha pistir'' fetvası veriliyor. Ne derece doğru ? BİLAL

*******

Ve aleyküm selam kardeşim; Rabbim (c.c.) sizlerden de râzı olsun.

Meselelerin daha net anlaşılabilmesi için soruları italik karakterle aynen maddeler halinde kopyalayıp altlarına da normal karakterle cevapları kaydetmeye çalışalım.

1- Osmanlı padişahlarına küfredenin imanı gider, küfre girer diyorlar. Bu doğru mudur ?

Bu noktada hüküm, o âdi-alçak-rezil-rüsvâ kişinin menfur sözlerine göre değişir; ya büyük günah, ya da küfür olur. Filasıl mü’mine küfür etmek haramdır, günahtır. Atalar sözüyle, “Küfür kâfire yakışır”! Söz konusu davranış, aslını inkârdır; aslını inkâr edense haramzâde (veled-i gayr-i meşru, veled-i zina, piç)dir. Binaenaleyh küfrün her türlüsünden kaçınmak lazımdır. Detaylı bilgi için ayrıca bkz.

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/1168-sulaleye-kufur-etmek.html

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/538-kufur-fetvasi.html

Kat’î olarak bilmiyorum. Ancak yaptığım araştırmalarda Balıkesir’in Bandırma ilçesine bağlı bir köy olduğu kaydına rastladım. Bkz. http://www.nisanyanmap.com/?y=Ziraatli%20Cedid&t=&lv=2&u=1&ua=0

Başka kaynaklarca da teyid etmeye çalışıyorum.

3- Süleyman Efendi Hz.lerinin, ''Faruk'' adında bir oğlu olduğunu ve küçük yaşta vefat ettiğini biliyorum ama ''FARUK TUNAHAN''IN kabri nerededir?

Mazanna-i ricâlden Merkez Efendi Kabristanlığı’nda medfûn olduğunu duymuş idim, fakat tam olarak kabrini bilmiyorum. Giderseniz oradaki arkadaşlarımıza sorabilirsiniz, belki onların malumatı vardır.

4- Süleyman Efendi Hz.lerinin mübarek nesebinin ''DULKADİROĞLU BEYLİĞİ''ne kadar dayandığı rivayeti var. Bu doğru mudur?

Mübarek neseplerinin hem anne hem de baba cihetiyle Rasûlullah Efendimiz’e (s.a.v.) ulaştığı, dolayısiyle hem seyyid hem de şerif olduklarını biliyoruz. Ancak bu şecere silsilesinin içerisinde “Dulkadiroğulları” da var mıdır, yok mudur, onu bilmiyorum.

5- müzikli ilahi dinimize nasıl girdi?

Bilmiyorum, merak da etmedim; çünkü müziksizi bile bizim işimiz değil ki, müziklisi ile ilgileneyim! Eğer çok merak ediyorsan, araştırır öğrenirsin.

6- ''çalgılı düğüne'' gitmek ve sonrasında ''hayırlı olsun'' diyenin, imanı gider, küfre girer diyorlar. bu doğru mudur?

Hayır, bu söz imana zarar vermez, söyleyen kişi küfre girmez. Çünkü “Hayırlı olsun” duası, evlenme işine sarf olunmaktadır. Yoksa -hâşâ- çalgının hayırlı olmasına kimse dua etmez; şuurlu bir mü’min için böyle bir gaflet ya da ahmaklık düşünülemez. Bu sebeple bir mahzur / sakınca olmaz.

Bir defa soru tarzı yanlış. Öyle fetva verilmiyor; o söz, muhataba meramı anlatabilmek için yapılmış bir tavzih ve tesbit... İslâm’ın sadece mantık dini olmadığına, akıl ve mantığa aykırı nice hükümlerinin de bulunduğuna-bulunabileceğine dair mukayese yollu bir izah. Nitekim başka misâller de vardır.

Ayrıca bu söz, yani “Dinimiz mantık dini değildir” lâfı yanlış değilse de eksiktir. Bu husus kasta göre farklılık arz eder. Zira İslâm dini hem “akıl-mantık”, hem de “nakil” yani nasslara istinaden eden dindir. Aklın-mantığın, muhakeme ve mukayesenin bittiği yerde devreye “nakil” girer… Nasslar (ayet ve hadisler) yol gösterir; neyin ne olduğunu, nasıl inanılması ve uygulanması gerektiğini onlar anlatır. İtikatla-inançla kısacası neticede “iman”la meseleyi halledersiniz. Daha geniş bilgi için bkz. http://halisece.com/islam-ve-sosyal-meseleler/1097-islam-mantik-dini-midir.html

Naklettiğiniz o söz İmam-ı Azam (rh. d. 699 - v. 767) hazretlerine aittir. Söylenmesine vesile olan hadise de şöyledir:

Muhammed Bâkır (r.a. d. 676 – v. 731) hazretlerine, Ebu Hanife’nin (rh.) taabbudî hükümler üzerine kıyas yaparak İslâm’ın özüne muhalif bir tavır içinde olduğu anlatılır. Bir gün Muhammed Bâkır hazretleri Medine’de İmam Ebu Hanife (rh.) ile karşılaşır ve O’na;

- “Sen kıyasla (akıl ve mantıkla) amel ederek mübarek ceddim Rasûlullah’ın (s.a.v.) sünnetine muhalefet ediyormuşsun, öyle mi?” diye sorar. İmam-ı Azam Ebu Hanife (rh.):

- “Bu ithamdan Allah’a sığınırım. Sen konuşmana dikkat et ki, ben de sana karşı üslûbuma dikkat edeyim. Çünkü Rasûlullah’ın (s.a.v) ashabına üstünlüğü gibi, senin de diğer insanlara üstünlüğün var…” dedikten sonra, “Aklı mı dinin emrine, yoksa dini mi aklın tasarrufuna teslim ettiğimi öğrenebilmen için sana bazı sorular soracağım, bana lütfen cevap ver” der.

1- Erkek mi yoksa kadın mı daha güçsüzdür?

- Kadın.

- Mirasta erkeğin payı ne kadar, kadınınki ne kadardır?

- Kadının payı erkeğinkinin yarısı kadardır.

- Eğer bu mevzuda iddia edildiği gibi kıyasla hüküm verseydim, erkeğe kadının payının yarısını verirdim. Çünkü kadın daha güçsüzdür.

2- Namaz mı daha üstündür, oruç mu?

- Namaz.

- Eğer kıyasla hüküm verseydim, bu husustaki nassa (ayet ve hadislere) muhalefet eder, hayızlı bir kadına orucu değil de daha büyük bir ibadet olan namazı kaza etmesini emrederdim.

3- İdrar mı yoksa meni mi daha pistir?

- İdrar.

- Eğer kıyasla hükmetseydim, gusül abdestinin meninin çıkmasından dolayı değil de idrarın akmasından dolayı gerektiğini söylerdim.

Karşılıklı bu soru cevap faslından sonra Muhammed Bâkır hazretleri Ebu Hanife hazretlerinin, haset sahiplerinin iddia ettikleri gibi olmadığını anlar ve onu alnından öperek tebrik eder.