Selamun aleyküm, Ya biliyorum bıktınız benden ama derdime derman bulun, ne olur. Önceden sözünü verdiğim şeyleri yapamadığım için hiçbir şey yapamıyorum resmen. O kadar vesveseliyim ki... İçimden resmen beni müslümanlıktan çıkaracak sözler söylüyorum haşa. Neden böyle oluyor bilmiyorum zaten önceden vermiş olduğum sözlerden dolayı ne yapabilirim bilmiyorum. Yardım edin, ne olur. Vallahi kusuruma bakmayın, çok sıktım sizi biliyorum.
Soru: Irem tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Usanıp bıkmaktan ziyade, inanın ben de gerçekten bu durumda olup bir türlü söz konusu rahatsızlığı üzerilerinden atamayan kardeşlerimize acıyorum. Bir nebze öfkeli, biraz da sert üslûbum dahi sırf kendilerini o rahatsızlıktan uzaklaştırmak için. Çünkü sen daha iyi bilirsin, bu illetle mâlul olan insanlara yumuşak ve merhametli yaklaşmak pek de faydalı olmuyor, vesveselerine daha çok bağlanmalarına yol açıyor. Bu sebeple onlara karşı tavizsiz ve kararlı olmak gerekiyor.
Dilerseniz mesajınızda yazdıklarınızı kısaca maddeler halinde ele alalım.
1. Derdine dermanı verecek olan Allah’tan başkası değildir. Bunu bir defa tesbit edip böylece inanalım. Bildiğiniz gibi 99 Esmâ-i Hüsnâ’dan biri de “Şâfî (şifa veren)” ism-i şerifidir. O’nun dışındaki herkes, hastalıkların iyileşmesinde sadece bir vesiledir-vasıtadır-aracıdır.
2. Hiçbir durumda gereksiz yere söz verme. Hatırlarsın, bu hususu daha önce de sormuştun, cevaplamış idik. Ve bu noktada şu kuralı hiçbir zaman unutma, hatırından çıkartma, kalbine nakşet ve ona göre davran:
"Bir şey tamamiyle / bütünüyle elde edilmezse (yapılamazsa), tamamen de terk edilmez.”
Her zaman, her durumda yapabildiklerini yapmaya çalış, yapamadıklarından zaten sorumlu tutmaz Hz. Mevlâ seni… Çünkü O, kuluna gücünün üzerinde bir yük yüklememiştir. Sen de dikkat et, gerekli gereksiz, hele hele üstesinden gelemeyeceğin hususlarda söz verme. Normal olarak yapman gerekenleri yapmaya, kaçınman gerekenlerden de kaçınmaya çalış. Mesele bu kadar basit. İçinde bulunduğun vaziyeti de kafanda-gönlünde büyütme. Hayatta her şey her insanın başına gelebilir. Ama bu illetten kurtulmak da bir bakımı senin kendi sağlam iradene bağlı. Bunu da unutma!
3. İçinden geçen İslâm’a aykırı düşünceleri söze ve fiiliyata dökmedikçe sorumlu olmazsın. Onlar seni Müslümanlıktan çıkratmaz, aksine senin mü’min olduğunun alametidir. Dua et, Allahu Teâla şeytanın ve nefsin eline bir an, hatta göz açıp yumuncaya kadar bile bırakmasın. En büyük düşmanımız onlarken, niye kendi kendimizi yiyip bitirelim ki! Öyle değil mi?
Şimdi ben sizden gene kesin olarak aşağıda linklerini vereceğim yazıları, mutlaka ama mutlaka üzerlerinde düşünerek, kendi kararlılığınızı tavizsiz bir şekilde ortaya koyarak okumanızı, okumanızı, o-ku-ma-nı-zı isteyeceğim.
Esasen bu hususta yazdıklarımızın dışında söylenecek pek de fazla bir şey yok. Bütün mesele sizin sağlam ve kararlı tumumunuza, iradenize bağlı. Tamam mı kıymetli kardeşim? Başka türlü olmaz bu iş. Hayatı, kendinize de çevrenize de zehir etmekten kurtulamazsınız. Üstüne üstlük, mesajınızda da işaret ettiğiniz gibi, şeytanın maskarası haline gelirsiniz.
Muhakkak surette okumanı istediğim yazıların linkleri:
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1934-imani-takviye-ve-vesveseden-kurtulmak.html
http://www.halisece.com/islami-makaleler/859-seytani-bir-illet-v-e-s-v-e-s-e.html
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3778-itikadi-esaslarda-vesvese-illeti-hukmu-ve-caresi.html
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3577-ruyada-islenen-kotuluk-gunah-sayilir-mi.html
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3558-allah-a-soz-vermek.html
http://www.halisece.com/islami-makaleler/3103-eger-soyle-yapsaydim-bu-basima-gelmezdi-deme.html
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3826-vesvese-sorulari.html
Son bir hatırlatma:
İmkân nisbetinde abdestli bulunmaya gayret et. Felak - Nâs surelerini ve “Eûzü bi-kelimâtillâhittâmâti külliha min şerri mâ halak” sığınma duasını okumayı ihmâl etme. Allah’ın (c.c.) izniyle şifâ bulup bu illetten kurtulacağından da emin ol. Zerre miktarı da olsa kalbinde şüphe kalmasın, olmasın, bulunmasın!
“Yâ şâfiye’l-emrâz… Ve’şfi merzânâ.” Âmin…