Selamun aleyküm.. Hocam Tilavet secdesi nedir, Kur’an’da kaç yerde geçmektedir, hükmü nedir? Tşkler..
H.Hilmi Seven / İstanbul
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Dilerseniz ehemmiyetine binaen öncelikle namazın rükünlerinden olan secdeden bahsedelim, sonra da tilavet secedesini ele alırız.
Malumunuz secde namazın farzlarındandır. Secde, rukûdan doğrulduktan sonra alnı, burnu, iki ayağın parmak uçlarını, iki dizi, iki eli yani toplam 7 a’zayı yere koymaktır. Bu farzdır.
İki secdeyi birbiri ardınca yapmak, secdede alın ile birlikte burnu da yere koymak vaciptir.
Rukû ve secdede bir defa "sübhâne Rabbiye’l-azıym" veya "sübhâne Rabbiye’l-a'lâ" diyecek kadar beklemek farzdır. Bu tesbihleri 3 defa söylemek ise sünnettir. Bu sayı, rukû ve secdede yapılan tesbihlerin en azıdır. Tek olmak üzere 5’e ya da 7’ye çıkarmak müstehaptır, yani namazın âdâbındandır, sevabı-ecri-mükâfatı çok büyüktür. Ancak imam bunu üçten fazla yapmamalıdır. [Bkz. Temel fıkıh kitaplarımızdan el-Hidâye, el-Muhît ve tasavvuftan da Mektûbat-ı İmam-ı Rabbanî (r.anhum)] Bu sahada söz sahibi fakihler, mutasavvıflar, bu tesbihatın en azı 3, ortalaması 5, mükemmeli 7 defadır, demişlerdir. Secdede kadın-erkek her mü’minin el parmaklarını kapalı tutmaları sünnettir. Erkeklerin secdede karınlarını uyluklarından uzak tutup kollarını yerden kaldırmaları, kadınların ise secdede karınlarını uyluklarına yapıştırıp kollarını yanlarına temas ettirmeleri sünnettir.
Secdede burnun iki tarafına bakmak; elleri, yüzün hemen iki yanında, parmaklar kapalı ve Kıble’ye doğru tutmak müstehaptır, namazın âdâbındandır. Daha geniş bilgi için ilmihal ve fıkıh kitaplarına müraccat oluna… Ayrıca bkz.
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1666-namazda-ayaklarin-yerden-kesilmesi.html
***
Kur’an-ı Kerim okurken, secde âyetleri geçtiğinde yapılan secdeye, Arapça tâbir ve Farsça terkibiyle “Secde-i tilâvet”, Türkçe ifâdesiyle de “Okuma secdesi” denir.
Tilâvet secdesinin rüknü: Tilavet secdesinin tek rüknü vardır; o da Allah Teâlâ'yı ta'zim, O'na karşı tevâzu ve secdeden kaçınanlara muhalefet etmek için alnını yere koymaktır. Tilavet secdesine ayaktan inilmesi, secdeden ayağa kalkarken “Ğufrâneke Rabbenâ ve ileyke’l-masıyr” denilmesi ve ayağa kadar tam kalkılması müstehaptır. Vâcip olan, sadece alnı yere koyup secde etmektir.
Tilâvet secdesinin hükmü: Dünyada kulun üzerine tereddüp eden bir vecîbeyi, vazifeyi yerine getirip Allâh'ın rızâsını kazanmak, sevap elde etmek; âhirette de ilâhî mükâfata nâil olmak, ebedî saâdet ve huzura kavuşmaktır.
Tilâvet secdesi yapmanın sebebi: Secde âyetini okumak ya da başkası tarafından tilâvet olunan yani okunan ayet-i kerimeyi dinlemek ve okunan âyeti net ve sarih olarak duymuş olmaktır. Fakat secde âyetini okuyan ile dinleyenin secde-i tilâvette bulunmaları hakkındaki hüküm değişiklik arzeder. Yani, tilâvet secdesini okuyanla dinleyen hakkındaki hüküm farklıdır. Şöyle ki:
Tilâvet Secdesini okuyan kimsenin üzerine Tilâvet secdesi yapması ya farz, ya vâcip, ya da sünnet olur. Dinleyen veya secde âyetinin okunduğunu duyan kimse için durum farklıdır.
Secde âyetini, bizzat okuyandan duyan için hüküm aynen okuyan hakkındaki hüküm gibidir. Bu durumda, secde âyetini bizzat okuyandan duyan kimsenin de Tilâvet secdesi yapması ya farz, ya vâcip, ya da Sünnet olur.
Okunan secde âyetini, CD’den, VCD’den, Video veya Teyp kasedinden, radyo ve televizyon gibi âletlerden dinleyen kimseye Tilâvet secdesi yapması gerekmez. Yani bu ve benzeri âletlerden Secde âyetini dinleyen ve duyan kimseye Tilâvet secdesi yapmak ne farz, ne vâcip ne de sünnettir. Bunlar bir yankı hükmündedir. Fakat dinleyen sevap kazanmak maksadıyla tatavvuen, kendi arzusu ile sevap kazanacağına inanarak, mükâfatını da Allâh’tan bekleyerek secde yaparsa, elbette Allâh'ın rızâsını kazanır, bu secdeden dolayı da elbette sevap elde eder.
***
Tilâvet Secdesi Nasıl Yapılır?
Âlim ve âriflerimizin/evliyâullahın bu husustaki tarif ve tavsiyeleri ise şöyledir:
Tilâvet secdesini okuyan ve okunan secde âyetini net ve sarahaten duyan kimse, eğer oturuyorsa ve herhangi bir özrü / mâzereti de yoksa ayağa kalkar ve önünü Kıble’ye doğru döner; “Yâ Rabbî, Senin rızâ-i şerifin için niyet eyledim tilâvet secdesine” diye kalben niyet edip “Allâhü ekber” diyerek doğrudan secdeye gider… Secdede 3 defa “Sübhâne Rabbiye’l-a’lâ” tesbihinden sonra, “Eûzü bi-rızâke min sehatike ve eûzü bi-muâfâtike min ukûbetike ve eûzübike minke” teavüzünü (Allah’a sığınma duasını) okuyup, ardından “Allâhü ekber” diye tekbir alarak ayağa kalkar. Ayağa kalkınca da, “Semi’nâ ve eta’nâ gufrâneke Rabbenâ ve ileyke’l-masıyr” der ve böylece Tilâvet secdesini bitirmiş olur.
Tilâvet secdesi de aynen namaz gibi bir ibâdet olması hasebiyle abdestli olarak edâ edilmesi gerekir. Bu bakımdan okuyan ve dinleyen kimsenin eğer abdesti varsa, hemen yapılması evlâdır. Sonra yapmak üzere tehir etmek de câizdir. Tilavet secdesi kazaya kalmaz, ne zaman yaparsan yap hep edadır. Fakat hemen yapılması en evlâ olanıdır.
Tilavet secdesi tek başına yapılabileceği gibi, cemaatle de edâ edilebilir. Topluca secde durumunda saf şartı yoktur, herkes bulunduğu yerde durur. Bir toplulukta Kur'an-ı Kerim tilavet olunurken secde âyeti okunmuşsa, dinleyen cemaate de vaciptir. Binaenaleyh unutulmaması için, okuyan kişinin kendisi tilâvet secdesini topluca yaptırması güzel olur. Fakat herkes istediği gibi, bulunduğu yerde tek tek de secde yapabilir. (Tilavet secdesi yapılırken kadınlarla aynı hizada durulmuş olması da secdenin sıhhatine zarar vermiz.)
Namazda secde âyeti okunması halinde, kıraat eden kişi en çok üç âyet daha okuyup rükû'a eğilecekse, tilâvet secdesine niyet ederek rükûa gider. Yapmış olduğu bu rükû aynı zamanda tilâvet secdesi yerine de geçer. Şayet rükûa eğilmeyip de kıraata devam edecekse, tilâvet secdesine niyet edip direkt olarak secdeye gider ve secdeyi tamamladıktan sonra doğrudan ayağa kalkar ve kaldığı yerden kıraata devam eder. Namaz içerisinde tilavet secdesi etmeye niyet etmek de, her niyette olduğu gibi kalben yani aklından tilâvet secdesi yapacağını geçirmekle yapılır; dil ile söylenmez.
Namazda okunan secde âyetini namazda olmayan bir kimse işitirse tilâvet secdesi yapar. Namazda olan kimse, namaz dışından bir kimsenin okuduğu secde âyetini işitirse, namazını tamamladıktan sonra secde yapar.
***
Kur’an-ı Kerim’in 14 yerinde Secde ayeti vardır. Bunlardan bâzısının secdesi Farz, bazısınınki Vâcip, bazısınınki de Sünnettir.
Okununca veya dinleyip, duyup işitince secdesinin yapılması Farz olan secde âyetlerinde secde yapılması açıkça emredilmektedir. Bu bakımdan o secde Âyetleri okununca, okuyan ve dinleyene secde yapmak farz olur. Bu durumda olan Secde ayetleri 7’dir.
Secdesinin yapılması Farz olan Secde ayetleri şunlardır:
1. A’râf suresinin 206’ncı ayet-i kerimesi (9’uncu cüzde),
2. Râ’d suresinin 15’inci ayet-i kerimesi (13’üncü cüzde),
3. Nahl suresinin 49’uncu ayet-i kerimesi (14’üncü cüzde),
4. İsrâ suresinin 107 nci ayet-i kerimesi (15’inci Cüzde),
5. Meryem suresinin 58’inci ayet-i kerimesi (16’ncı cüzde),
6. Hacc suresinin 18’inci ayet-i kerimesi (17’nci cüzde),
7. Sâd suresinin 24’üncü ayet-i kerimesi (23’üncü cüzde).
Okuyunca veya dinleyip duyunca/işitince secdesinin yapılması vâcip olan Secde ayetlerinde kâfirlerin Allâh'a secde etmedikleri bildirilmektedir.
Secdelerinin yapılması okuyana, işitip duyana Vâcip olan secde âyetleri de üçtür:
1. Furkân suresinin 60’ıncı ayet-i kerimesi (19 ncu cüzde),
2. Secde suresinin 15’inci ayet-i kerimesi (21’inci cüzde),
3. Fussilet suresinin 37’nci ayet-i kerimes (24’üncü cüzde).
Okunduğunda veya dinlendiği zaman işitilip duyulduğunda secdesinin yapılması Sünnet olan Secde ayetleri, umumiyetle peygamberlerin Allah'ın secde emrine derhal uyup hemen secde ettiklerini bildiren ayet-i kerimelerdir ki, bunlar da şu 4 âyettir:
1. Neml suresinin 25’inci ayet-i kerimesi (19’uncu cüzde),
2. Necm suresinin 62’nci ayet-i kerimesi (27’nci cüzde),
3. İnşikak suresinin 21’inci ayet-i kerimesi (30’uncu cüzde),
4. Alâk suresinin 19’uncu ayet-i kerimesi (30’uncu cüzde). [Ahbab Hocaefendi merhum, Notlar, s. 40]
***
Şâirlerden biri Kur’an’daki Secde ayetlerini şiir hâlinde şu şekilde ifâde etmiştir:
“Geldi ondört yerde bil ki, secde-i Kur’an temâm
Yedisi farz, üçü vâcip, dördü sünnet ey hümâm!
Farz A’râf, Nahl, İsrâ, Râ’d, Meryem, Sâd,
Vâcip Furkân, Elif-Lâm-Miym, Hâ-Miym, ve’s-Selâm.
Sünnet oldu Neml, İkra’, Necm, hem İnşikak
Kâri’ ve sâmi’ olana emreder Rabbü’l-Enâm.” demiştir.
***
S o n s ö z
Tilâvet secdesi ayetlerinin esrârı
"Secde-i tilâvet ayetleri on dört'tür. Kur'an-ı Kerim'in nûr ve füyûzâtının en mükemmel tecellî yerleri bu on dört secde yeridir. Nasıl ki ay'ın on dördünde Ay, Güneş'le karşı karşıya gelip tam bir zıya alırsa, insan-ı kâmil de bu secde yerlerinde nûr-i ilâhînin tecellisine mükemmel bir şekilde mazhar olur; füyûzât-ı ilâhiyeye nâiliyetle mertebe-i kemâle ulaşır." [Ebu'l-Faruk Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.)]
Secde âyetleri ile iltica usûlü:
Her bir ayetin başında ayrı-ayrı Besmele çekilerek bu 14 adet secde ayetinin tamamı okunur. Bittikten sonra hepsi için 1 (bir) secde yapılır. Merhum Kemal Bey Ağabeyimiz, Pîrânımızın (k.esrarahum) tatbikatının böyle olduğunu ifade buyurup, "Bazı dualar ve iltica usûlleri" isimli risaleye bu şekilde yazdırmışlar idi. Ayrıca Hanefîlerin meşhur kaynak eserlerinden Kâfî'de, "kişi, on dört secde ayetini bir mecliste okusa bir secde kifayet eder" diye mesturdur. [Bkz. Kudûrî-yi Şerif Tercümesi, İsmail Müfid Efendi] Secdede şu dua okunur:
"Eûzü bi-rızâke min sehatıke ve eûzü bi-muâfâtike min uqûbetike ve eûzü bike minke."
Ayrıca bkz.