Akıllı telefonlara Kuran-ı Kerim uygulamaları yüklemek ve okumakta usul nasıl olmalıdır?
Soru: Murat tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap
*******
Selamün aleyküm.
Murat kardeşim, hafızam beni yanıltmıyorsa daha önce de benzer bir soru sormuştun ve cevaplamış idik. Onun ötesinde nesi olacak ki bu fiilin?
Kısacası âşina olduğun, okumakta zorlanmadığın bir hattı veya dizgiyi yükler, hürmette kusur etmeden âdap ve usûlü dairesinde tilavet edersin / okursun. Öyle değil mi?
Maamafih önceki soru ve cevabın linkini de verelim, ona da tekrar bir göz atarsın.
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1536-kur-an-yuklu-akilli-telefonlardan-hatim-okumak.html
Karı-koca yaşlı ve hasta, oruç tutamıyorlar, maddi imkanları da kısıtlı, fidyelerini taksitle verebilirler mi? Veya durumu iyi olan çocukları, yakınları onların fidyesini ödemesi gerekir mi?
Soru: İsmi mahfuz bir okuyucu tarafından soruldu. Kategori: Soru - Cevap
*******
Hasta bir mü’min tutamadığı oruçlar için, mümkünse öncelikle kaza etme yoluna gitmelidir. Çünkü ömür boyu iyileşme umudu olmayan hastalar fidye verebilir.
Oruç tutamayacak kadar hasta ve yaşlı olan bir Müslüman, tutamadığı her güne karşılık bir fidye verir. Bu, oruç yerine geçerli bir bedeldir. Fitrenin miktarı ne ise fidyenin miktarı da odur.
Fidye vermek için maddî imkânı olmayana (dinen fakir kabul edilen kimseye) fidye vermek şart olmaz. Fakat taksitle de olsa verebilirlerse güzel olur. Ya da onun çocukları, ebeveyni ve sair yakınları -mecbur olmamakla birlikte- isterlerse onun adına fidye verebilirler. Bu da takdire değer güzel bir davranış olur, yapan da nezd-i ilahide ecrini-mükâfatını alır.
Oruç hakkındaki fidye, aşağıdaki ayet-i kerimeyle sabittir:
"…(Size farz kılınan oruç), sayılı günlerdedir. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise, diğer günlerde, tutamadığı günler sayısınca tutar. Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir. Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa, hakkında daha hayırlıdır. Bununla beraber, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır." [Bakara suresi, 184]
Ayet-i celilenin açık ifadesinden de anlaşıldığı gibi, oruç hakkındaki fidye; hastalık ve ihtiyarlık gibi mâzeretler dolayısıyla edâ ve kazâya imkân bulunmadığı zaman verilir.
Binaenaleyh bir kimse fidyesini verse, sonra da oruç tutabilecek duruma kavuşsa, evvelâ verdiği fidyelerle yetinemez, tutamadığı oruçları kaza etmesi gerekir. Bu durumda kaza etmeden ölürse, önceden oruç borcunun ödenmesi için vârislerine vasiyette bulunmuş olması gerekir. Onlar da mirasın üçte birinden bunu ödemek zorundadırlar. Sıhhatine kavuşmadan vefât edecek olsa, verdiği fidyeler kâfi gelir, vasiyette bulunması gerekmez.
Esselemü aleyküm hocam oruç tutamayan kişi parasını torununa verebilir mi?
Soru: Şerife Yıldırım tarafından yazıldı. Kategori: Soru – Cevap
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Keffaret toruna verilemez, verilirse hükümsüz olur, verilmesi gereken kimseye / kimselere yeniden verilmesi gerekir.
Velhasıl, bir kimse oruç kefaretini tıpkı zekât ve fitrede olduğu gibi hanımına, usûl ve furûuna yani yukarıya doğru anne-babası-dedesi; aşağıya doğru oğlu-kızı ve torununa veremez.
Bunun dışında fakir olan akrabalarına mesela kardeşine, hatta yakın akrabasından halasına-teyzesine, dayısına-amcasına verebilir. Fakir ve muhtaç durumda iseler bunlara vermesi daha faziletli olur. Bunlar arasından da sâlih olanlarını tercih etmek / seçmek iyi olur.
Mevzu hakkında detaylı bilgi için bkz.
http://www.halisece.com/zekat/232-zekat-kimlere-verilir-kimlere-verilmez.html
Selamün aleyküm hocam, ben birkaç yıl önce ağır bir hastalık geçirdim, böbreğimin birini aldılar. Doktor bana oruç tutmamım öbür böbreğimi susuz bırakabileceğini bunun da sağlığımı kötü etkileyeceğini ve bu yüzden oruç tutmamamı söyledi. Oruç tutmadığımda ise büyük bir suçluluk duuyuyor ve kendimi çok kötü hissediyorum. Dinen tutmalı mıyım, tutmamalı mıyım? Şayet tutmayacak olursam ne yapmam lazım?
Soru: Belma Dolunay tarafından yazıldı Kategori: Soru – Cevap
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Mesleğinde mâhir, alanında uzman ve dindar bir doktorun / doktorların, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazan ayında oruç tutmayabilir. [Merğinânî, el-Hidaye, I, 126; İbnÂbidin, Reddu’l-muhtâr, II, 116]
Oruçlu kişi hastalanır, oruç sebebiyle hastalığının artacağından ya da şifâsının gecikeceğinden korkarsa veya oruç sebebiyle şiddetli bir meşakkatle karşılaşırsa, üç mezhep imamına (Hanefî, Şâfiî, Mâlikî) göre orucunu açması caiz olur. Hanbelîler ise, bu durumdaki kimsenin orucunu açmasının sünnet, oruç tutmasınınsa mekruh olacağını söylemişlerdir. [Bkz. Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük İslam İlmihali, Oruç bahsi]
Şayet kişinin hastalığı geçici ise, tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir. Oruç hakkındaki bu fidye, Kitap’la sabittir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Sayılı günler olarak (oruç size farz kılındı)! Fakat içinizden kim hasta olur veya yolculukta bulunursa, artık (tutamadığı günler) sayısınca başka günler(de oruç tutsun)! Ona gücü yetmeyenlerin üzerine ise, (tutamadıkları her gün için) bir fakirin (bir günlük) yiyeceği kadar fidye (verme borcu) vardır. Buna rağmen kim gönlünden koparak bir hayır işlerse (daha fazla verirse), o takdirde bu, onun için daha hayırlıdır. Bununla beraber bilirseniz, (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” [Bakara suresi, 184]
Fidye, hasta olan bir Müslümanın tutamadığı her güne karşılık verilir. Kaç gün tutamadıysa o kadar, eğer ayın tamamını tutamaşısa bir aylık fidye verilir.
İbadette meydana gelen bir noksanlığa karşılık olarak verilen mal ve bedele fidye denir. Başka bir tarifle "Fidye, bir şeyin yerinde geçerli olmak üzere verilen bedel demektir." [Elmalı’lı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, I, 631]
Meselâ oruç tutamayacak kadar hasta olan bir Müslüman tutamadığı her güne karşılık bir fidye verir. Bu, oruç yerine geçerli bir bedeldir. Fidyenin tutarı aynen fitre kadardır.
Fidyeler Ramazan-ı şerifin başlangıcında verilebileceği gibi, Ramazanın içinde veya sonunda da verilebilir.
Fidyenin tamamı bir fakire topluca verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir.
Bu durumda olan kimseler, fidye vermeye de gücü yetmiyorsa tevbe ve istiğfar ile Allahu Teâla’dan bağışlanmalarını isterler. Bu hususta detaylı bilgi için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1197-kaza-namazi-ve-oruc-keffareti-hakkinda-kur-an-da-delil-var-mi.html
Dikkat:
Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse, fidyelerini vermiş bile olsalar tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir [Kâsânî, el-Bedâi, 1, 60; Merğinânî, el-Hidâye, Beyrut 1990, 1, 137]
Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar nafile bağış (sadaka) sayılır.
Hocam selamun aleykum. Oruçlu iken içerden boğazıma bir şey çıktı. Yani yediğim şeylerden birşeyler belli ki arada olur ya yedikler ağıza gelir gibi işte o şekilde.. Boğazdayken ağzımın içine getirip yutmak istedim ancak getiremedim boğazımda kaldı. Son çare yutkundum ve mideme gitti. Bu durum orucu bozar mı? Ayrıca acaba yeterince uğraşmadım mı yoksa biraz daha uğraşsaydım çıkarabilir miydim diye de düşünmüyor değilim. Bu vesvese midir yoksa gerçekten biraz daha uğraşmalı mıydım? Eğer orucu bozuyor ise ayriyeten 60 gün kefaret orucu lazım gelir mi? Şimdiden Allah razı olsun hocam cevabınızı bekliyorum..
Soru: Ceyhun tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap
*******
Ve aleyküm selam kardeşim;
Bu bir kusuntu sayılır. Kusuntu kendiliğinden gelince bakılır:
Eğer ağız dolusu olmayıp (kasıt olmaksızın) içeriye dönerse, ittifakla orucu bozmaz. Fakat (kasten) içeriye döndürülürse, İmam Muhammed'e (rh.) göre orucu bozar, çünkü imsak kaybolmuştur. İmam Ebû Yusuf’a (rh.) göre bozmaz; çünkü bu az olduğu için abdesti bozmadığı gibi, orucu da bozmaz. Bkz.
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1954-istifra-kusma-ve-oruc.html
Şu halde bunun için keffaret gerekmez. Ancak ihtiyaten (her ihtimale karşı tedbiren) güne gün olarak kaza etmek icap eder.
Oruçla ilgili kaza ve keffaret meseleleri hakkında geniş bilgi için ayrıca bkz.
http://www.halisece.com/oruc/2730-orucu-bozan-haller-davranislar.html