Selamün aleyküm hocam. Kafama takılan bir bir soruyu size yöneltmek istedim, umarım rahatsız etmiş olmam. Hocam müsait zamanlarımızda farz ibadetlerimizden sonra salavat getirmek mi yoksa başka tesbihler çekmek mi faziletlidir? Mesela tevhid ve diğer zikir çeşitleri.. Hangisi üstündür? Şennur Seda Bahçecioğlu - Almanya

*******

Ve aleyküm selâm kardeşim;

Estağfirullah ‘zahmet’ ne kelime… Bir nebze de olsa kardeşlerimize belli noktalarda yardımcı olabiliyorsak bizim için ne saadet! Müslümanlar olarak birbirimizden istifade ve istifaza zaten aslî vazifelerimiz arasında değil mi?

Bildiğiniz gibi gerek salevât gerekse zikr u fikr, tesbih-takdis-tehlil yapılması tavsiye edilen ibadetler cümlesindendir. Hepsiyle meşgul olmak da caizdir, güzeldir, faydalıdır; büyük ecirlere vesiledir. Ancak sizin de sorduğunuz üzere, vaziyete göre aralarında fazilet farkı / farkları vardır elbette.

Evet, Rasûl-i Zîşân Efendimize, âline-ezvâcına-ashâbına salât u selâm getirmenin sevabı büyüktür. Sitemizde bu mevzu ile alakalı yazılardan bazılarının linklerini aşağıda vermeye çalışacağız. İnşaallah okur, istifade edersiniz.

http://www.halisece.com/islami-makaleler/373-okunan-salat-u-selamlara-meleklerin-verdigi-mujde.html (Bu yazı içerisinde gösterilen linklere de bkz.)

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1779-salat-u-selam-okumanin-mustehap-oldugu-yerler-ve-zamanlar.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2504-kisi-salavat-i-serifeye-devam-ederse.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2973-cuma-namazinin-edasi-zuhr-i-ahir-ve-hutbe-adabi.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3390-aliyyu-l-kadr-sigasi-salavat.html

Tabii bunlar bu husustaki müjdelerin sadece bir kısmı. Sayamadığımız, kaydedemediğimiz daha nice mükâfatları vardır salavât-ı şerife okumanın… Nitekim geçenlerde bir okuyucumuzun da dile getirip sorduğu bir hadis-i şerif de mevcut; fakat kendisinin o tür lüzumsuz sorularla fazlaca meşgul olup bizim de vaktimizi çaldığı, verdiğimiz karşılıklarda bunu îma, hatta ifade ettiğimiz halde tutumunu bir türlü terk etmeyip aynı nakaratları tekrarladığı için cevaplamadığımız bir mesaj var. Orada (mealen) zikri geçen hadis-i şerifte şu müjdeli haber verilmektedir:

“الچنة ازواجا اكثركم صلوة على اكثركم” (Arapça ibare maalesef düzgün kopyalanamıyor. Doğru okunuşu: Ekseruküm aleyye salâten ekseruküm ezvâcen fi’l-Cenneti.)

Meali: “Bana en çok salât getiren, Cennet’te en çok zevceye (hûriye) sahip olandır (sahip olur).”

Soruyor okuyucumuz; böyle bir hadis-i şerif var mıdır, diye…

Birincisi, zahmet edip kısa bir araştırma yapıverse, kendisinin de rahatlıkla vakıf olabileceği bir hadis. Onun bunun mevzudur, aslı yoktur, hadis değildir demelerine kulak asılacak bir mesele değil.

İkincisi fezâil-i a‘mâle dair bir hadis. Dolayısiyle Usûl-i Hadis bakımından bunun ‘sıhhat’ ve ‘hüküm istinbatı’ için Sahîh veya Hasen olması, Kütüb-i Sitte ya da Tis’a’da geçmesi gerekmez, hadis ilmi kriterlerine göre Zayıf da olabilir. Herhangi bir mahzuru yoktur. Tasavvufa ve Mev’iza’ya dair eserlerde bu hadis mesturdur. Ulemamız olmayan şeyi eserlerinde niye zikretsin ki? İllâ da merak ediyorsan, araştırır bulursun.

Üçüncüsü ve en önemlisi; kâmil mü’minler yaptıkları ibadetleri ne Cennet nimetleri, ne Hûriler, ne de sair mükâfatlar için işler… Sadece “Allah rızası için” yaparlar. Çünkü rıza-yı ilahide bunların hepsi fazlasıyla mündemiçtir. Onu elde ettikten sonra daha başka şeyler düşünmenin, istemenin bir manası olmaz.

Her neyse…

Bu vesileyle bir nevi onun sualini de cevaplamış olduk.

Gelelim asıl sorunuza…

…Ve lâfı uzatmadan cevabını da, bu sahada söz söylemeğe en salâhiyetli zâtlardan biri olan İkinci Bin Yılın Müceddidi, Silsile-i Zeheb’in 23. Halkası olan İmam-ı Rabbani (k.s.) hazretlerine bırakalım. O, mektuplarından birinde, “Hak celle ve alâ’nın zikri’nin, –hakikaten kabûle lâyık bir zikir olması ve muktedâ (kendisine iktidâ edilen, uyulan kâmil ve mükemmil) bir mürşid’den alınması şartıyla– Hayru’l-beşer Rasûlüllah aleyhi ve alâ âlihi’s-salâtü ve’s-selâm Efendimiz’e salevât getirmekten evlâ (daha üstün, daha faydalı) olduğunu…” ifade ediyor ve açıklıyor. Meselenin geniş izahı için lütfen aşağıdaki linki tıklayınız ve mutlaka dikkatle okuyunuz:

http://www.halisece.com/tasavvuf/316-kabule-layik-bir-zikir-salevattan-evladir.html

Kelime-i tevhid-tehlil zikri ve usûli için de ayrıca bkz.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/812-hatim.html 

Rabbimiz celle şânuhu; bedenlerimizi ibadetsiz-tâtsız, dillerimizi ve letâifimizi zikirsiz-fikirsiz, salât ü selâmsız bırakmasın. Âmin…

Go to top